Türkiye'nin Eskişehir'i var

Dünya üzerindeki kentler arasında mukayese yapan Numbeo'nun verilerine göre Eskişehir Dünya üzerindeki en güvenilir 8'inci şehir olmuş. Gerçekten de bu şehir güvenliği ile dikkat çekiyor. Eskişehir'de bir kızımız sokakta şort giydiği için tacize uğramaz. Böyle bir hadise yaşandığı zaman da kentin önde gelenleri, "Ama o da öyle giyinmeseymiş" demez.

Tabii Eskişehir'in bu kadar güvenilir bir kent olmasının en önemli sebebi insanları. Kanunlara ve başkalarının haklarına saygılı olan Eskişehir halkı, kendi kendisiyle ne kadar gurur duysa azdır.

Şimdi bir takım gözünü hırs bürümüş kişiler, "Ormanları keselim, meraları biçelim; fabrikalar yapalım; bunun adı gelişmektir" diyor... Elbette bunun adı kontrolsüz göç demektir ve birlikte hırsızın, uğursuzun da kente gelmesi anlamı doğurur. "Allah saklasın" diyelim...

Bu arada kentimizin bu başarısında kolluk kuvvetlerinin katkısını da unutmamak lazım. Yıllardır hem polisimiz, hem jandarmamız kentimizde suçlulara göz açtırmadı.

Eğlence mekanları, parkları, sanat eserleriyle birlikte Eskişehir Türkiye'nin en yaşanabilir şehri. Emeği geçen belediyelerimizi de tebrik edelim. Numbeo'nun açıklamalara bir kere daha Eskişehirli olduğumuz için gurur duymamızı sağladı. İyi ki Eskişehirliyiz; iyi ki Türkiye'nin Eskişehir'i var...

Vicdansızlık etmeyelim

Yaşanan şiddetli rüzgar yer yer hayatı olumsuz etkiledi. Son olarak Yenikent'te bir ağaç lodostan dolayı park hâlindeki bir aracın üzerine devrilmiş. Sağlıklı bir ağaç, bu şiddetteki bir fırtınayla devrilmez. Demek ki içten içe çürüyen bir ağaçmış. Belediye ekiplerinin böyle ağaçları kontrol etmesi ve gerekli gördüklerini de kesmesi lazım. Maazallah o ağaç malın değil, canın da üzerine düşebilirdi.

Ancak belediyelerimiz böyle bir şey yaptıkları zaman, bir takım 'Ehli tarikat' zevat, CHP'li belediyeleri eleştirmek için her türlü yalan, iftira ve ahlaksızlığı yapmayı hak görüyor.

Eğer ki belediyelerimizden herhangi biri gereksiz yere ağaç keserse toplum olarak buna tepki göstermeliyiz. Ancak zaten ölmüş veya ölmek üzere olan ağaçların kesilmesini de anlayışla karşılamak lazım. Vicdansızlık etmemek lazım.

Hayırlarda yarışıyorlar

Salgın ve beraberindeki ekonomik krizle birlikte toplumdaki yardımlaşma çalışmaları arttı. Hemen hergün bir hayırseverin güzel bir bağışıyla karşılaşıyoruz. Son olarak kentimizin önemli işadamlarından Ali Eldem, kendi kurduğu Ahbaplar Grubu vesilesiyle 1000 adet yardım kolisi almış. Bilindiği gibi Büyükşehir Belediyesi'nin "Şehir Paylaşmaktır" kampanyasına destekler giderek artıyor. Kentimizde her daim yaptığı güzel işlerle anılan Ali Eldem'e teşekkür ederiz. Hemen hepimizin başkalarına yardım konusunda daha duyarlı olmamız lazım. Hayır işlerinde yarışmamız gerekiyor. Kimsenin gelip de milleti kurtaracağı yok. Milletin istikbalini yine milletin azim ve kararı kurtarır. Biz bize yeteriz...

Aşılamalar başladı

Çin'den gelen son parti 6 buçuk milyonluk aşıların dağıtılmaya başladığını görüyoruz. Elbette aşılar sırayla yapılıyor ve elbette gençler, büyüklerini beklemek zorunda. Sağlık çalışanlarından sonra + 90 yaşa yapılan aşılar, şimdilerde + 75'e geldi. Yakın bir zamanda 70 – 75 yaş arası vatandaşlarımız da aşılanacaktır.  Bundan sonra da sıra + 65'e gelecek ve en kritik gruplar aradan çıkarılacaktır. Aşı çalışmaları çok yavaş ilerliyor. O kadar yavaş ki, toplumun tümünü bu süratle hastalıktan koruyamayız. Derhal yeni aşılar temin ederek, aşılama süratini artırmamız lazım. Ancak yine de kritik yaş grupları – en azından – aradan çıkartılacak gibi gözüküyor. Buna da şükür diyelim.