Türkiye’de Suriyeli olarak yaşamak istiyoruz!

Resmi Gazete’de yayınlanan son karar sağlık sektörünü ve mültecileri, göçmenleri, sığınmacıları yakından ilgilendiriyor…
Genelgenin özeti şöyle:
-Yabancı uyruklu ayakta tedavi olan hastaların sağlık hizmeti, ilaç, tıbbi cihaz, ortez-protez ve diğer malzemelerin giderleri Sağlık Bakanlığı’nca ödenecek.
…/…
Mülteciler, göçmenler ve sığınmacılar için sağlık hizmetleri zaten ücretsizdi. Anladığım kadarıyla kapsamı genişletilmiş oldu.
İnsani bakımdan doğru bir karar! Ancak “ekonomik anlamda” insanlarımızın zor günlerden geçtiği bir durumda bu uygulamaya tepki gösteriliyor. Öyle ya Sağlık Bakanlığı bu uygulamayı kamunun bütçesinden harcayacak.
Dahası büyük bir eşitsizlikte söz konusu…
Türkiye’de eğer işsizsen sağlık hizmetinden faydalanmak için Genel Sağlık Sigortası ödemek zorundasın! Emekli ve çalışanlar ise sağlık hizmetleri almak için muayeneve ilaç farkları da ödüyor…

Birkaç ay önce Türkiye vatandaşlığına geçen bir Suriyelinin röportajını okumuştum. Şöyle diyordu:
-Ailemizle birlikte Türk vatandaşı olduk. Ancak hiç memnun değiliz. Her şeye para vermek zorunda kalıyoruz. Suriye vatandaşıyken bunların hiç birini ödemiyorduk…
Ve ardından da talebinin ne olduğunu ekliyor:
-Türkiye’de yaşamak istiyoruz ama Suriye vatandaşı olarak!
Olayın özeti budur! Türkiye, Türkler için pahalı bir ülke! Mülteciler için ise adeta bir cennet!
 

BİR KONUŞ İKİ DİNLE!

Atalarımızın güzel bir sözüdür:
-Bir konuş iki dinle...
Sanırım konuşanı dinlememek, toplumsal yaramız.
Sürekli konuşmak istiyor, ama hiç dinlemek istemiyoruz.
Nasıl olacak?
İngiliz Dışişleri Bakanlarından LordChesterfield, bir iş için yanına gittiğiniz adamın söyleyeceklerini, sıkıntı ve üzüntülerini hakkı ile dinlerseniz, onunla herhangi bir iş yapmaktan öte onu memnun etmiş olursunuz, diyor...
ismini bir sigaraya veren  LordChesterfield, 200 yıl öncesinden insanlara şu öğüdü veriyor:
-Öğrendiklerini bir saat gibi cebinde taşı. İkide bir saati olduğunu göstermek isteyen insanlar gibi ortaya çıkartma. Eğer biri sana saati sorarsa söylersin, ama her saat başında sorulmadan saat kulesi gibi ötme! Söylediklerini duyurmak için hiç kimseyi kolundan tutma, çünkü insanlar seni dinlemeye istekli değillerse, onları tutacağına çeneni tutman daha iyi olur.


 

İÇİ BOŞ ZAFER!

 
ABD başkanlarından Benjamin Franklin, tartışmalardan kazançlı çıkanların he zaman kazanan olmadığını söylüyor:
-Eğer tartışır ve karşı çıkarsanız bazen bir zafer kazanabilirsiniz; fakat bu içi boş bir zafer olacaktır. Çünkü bu yolla asla karşınızdakinin sempatisini kazanamazsınız.
Sorumuz şöyle haklı olup zafer kazanmak mı yoksa sempati kazanmak mı? Özellikle siyasetçilerin bu soruya iyi yanıt vermesi gerekiyor. Zafer çoğu zaman yalnızlıktır. Sempati ise her zaman çoğul!
 

KASA KAZANIR!

Bankalar, 2024 yılının ilk çeyreğinde net ücret ve komisyon gelirlerinde büyük bir artış kaydederek toplamda 136 milyar 165 milyon TL kazandı. Faiz oranlarındaki artan ödemelerin etkisi komisyon gelirlerine yansıdığı belirtiliyor…
Banka kredi falan vermiyor.
Bu kazançları sadece komisyonlardan…
Kasa her zaman kazanıyor!


 

GÜNÜN SÖZÜ!

Cahilde eksik olan akıl değildir. O kurnazdır; eksik olan ahlaktır. Cahil, güçlüdür. Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötü insandır. Tolstoy

GÜNÜN KARİKATÜRÜ