Önceki gün Pasaport Şube Müdürlüğü’nün önünden geçtim. Kapısının önü hala öğrenci kaynıyor. Kapıdan içeriye baktım. İçeride de adım atılacak yer yok. Çalışan personel adeta arı gibi. Bir memur yapması gerekeni tamamlıyor, diğerine gönderiyor. İşler yürüyor. Sadece parmak izi biraz zaman alıyor. İki makine olmasına rağmen sıra kolay kolay gelmiyor. Oda normal. 10 parmağın tek tek izi alınıyor. En sonra her iki elinde tüm parmaklarının izi kopyalanıyor.
Pasaport Şube Müdürü Fatma Karaya bile, yoğunluk dönemlerinde memur gibi masalara oturarak müracaat alıyor. Müdüre hanım özverisini gören diğer memurlarda aynı özveriyi gösteriyorlar. Hatta 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında lise öğrencilerinin Türk Dünyası Ülkelerine gönderilmeleri nedeniyle yoğunluğun kapasitenin çok çok üstüne çıkması nedeniyle izin günleri olmasına rağmen Cumartesi günü bile çalışıyorlarmış.
İSMİNİZİ ANKARA’DA DUYMUŞTUM
Öğrencilerle birlikte bende Bosna Hersek’e gitmiştim. Orada çektiğim fotoğrafların bazıları gazetede 4 gün boyunca süren yazı dizisinde yayımlandı. Bu fotoğrafları gören 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’ndan telefon ederek kendilerine vermemde bir sakıca olup olmadığını sordular.
Sonuçta çok özel fotoğraflar değildi. Saray Bosna’da öğrencilerin, öğretmenlerin ve gezdiğimiz yerlerdeki tarih kokan eserlerin fotoğraflarıydı. DVD’ye kopyalattım. Dünde Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Hüseyin Kocabıyık Beye götürdüm.
Kendisiyle üç-dört defa ortak mekanlarda bulunduk. Ancak tanışma fırsatım olmamıştı. Odunpazarındaki Ajansın Merkezine gittim. Kapısını çalarak odasına girdim. Kendimi tanıttım.
‘Anadolu Gazetesi Köşe Yazarı ve ES TV Program Yapımcısı Sadi Seda’ dedim.
‘Biliyorsunuz bende gazeteci kökenliyim. Türkiye’de yıllarca önemli görevlerde bulundum. Eskişehir işi çıkınca Eskişehir’e gelmeden önce tanıdık birileri var mı? Diye eşe dosta sordum. Ankara’da gazeteci dostlarım Eskişehir’de üç-dört gazetecinin ismini verdi. Bu isimler arasında sizde varsınız. Her ne kadar yüz yüze tanışmamış olsak da sizi gıyabınızda tanıyorum. Önümüzdeki günlerde gazeteci dostlarla bir araya geleceğiz. Yoğun bir tempodan dolayı ilk yapmam gerekeni yapamadım. Bu nedenle siz meslektaşlarımdan af diliyorum’ dedi.
Tanışma faslı bitti. Fotoğrafların bulunduğu DVD’yi kendisine takdim ettim. Ayrıca gördüğüm iki küçük önemsiz ama yine de kulaklarında olmasında fayda olacağını düşündüğüm iki konu vardı. Onları aktardım.
Hüseyin Kocabıyık’ı tanımadan önce açık ifade edeyim, burnu kaf dağında, insanlara tepeden bakan birisi olarak intiba bırakmıştı bende. Ancak oturup sohbet edip kendisini tanıyınca çokta mütevazi birisi, daha doğrusu ‘halk adamı’ olduğuna kanaat getirdim. Gazeteci kökenli olunca da anlaşmamız daha çabuk oldu.
İKİ AYDA 100’E YAKIN ETKİNLİK YAPILDI
Kendisinin göreve gelmeden önce Eskişehir’de neler yapılmış işe oradan başlamış. Daha sonra da Genel Sekreter Yardımcısı Hakan Ergün ve Ajansın kadrosunda diğer profesyonel ekiple ‘bundan sonra neler yapabiliriz’ i masaya yatırmışlar. Çıkan fikirler tek tek not edilmiş. Daha sonra bunlar bir proje haline getirilerek ‘hangi projenin ne kadar maliyeti var?’ ayrı ayrı dosyalanıp Vali Güngör Azim Tuna’ya sunulmuş.
‘Biz bir proje düşünürken bazen de Sayın Valimiz bize proje verip, bu projeler üzerinde çalışmamızı istedi. İki ay oldu Eskişehir’e geleli. Sayın Valimizde öyle. İki aylık süreç içerisinde Sayın Valimiz ve Ajans Yönetim Kurulu üyelerinin destekleri ile 100’e yakın gerek il merkezinde gerekse ilçelerde, hatta köylerde etkinlik gerçekleştirdik.’
ESKİŞEHİR HALKINDAN
DESTEK GÖRÜYORUZ
‘2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğumuzu bırakın Eskişehir’i artık tüm Türkiye öğrendi. Yerel TV’lerimiz ile birlikte Ramazan Bayramı öncesi ve bayram süresi içerisinde ulusal TV’lerde de yayınlanan gösterimler Eskişehir’in Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğunu bilmeyen kalmadı.’
ESAS ETKİNLİKLER EKİM VE KASIMDA
‘Okulların tatil olması nedeniyle bazı önemli etkinlikleri Ekim ayına bıraktık. Önümüzdeki Ekim ayı dolu dolu geçecek. Her ne kadar bazı etkinlikler 2014 yılına da sarkacak olsa da Aralık ayında ise final yapacağız.’
Bunları Sayın Hüseyin Kocabıyık’a yazacağımı söylemeden yazdım. Bir mahsur olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar mütevazi olsalar da, yapılanların ekip işi olduğunu söylese de, bazı şeylerin şahsi gayretleri ve beşeri ilişkileri sonucu gerçekleştirildiğini de biliyorum. Kendilerine ve ekip arkadaşlarına bundan sonraki yapacakları çalışmalar da kolaylıklar diliyorum.
‘TRAMVAY 25 OCAK’A YETİŞECEK Mİ?’
Her ne kadar mahalle muhtarı değilsem de, mahallemdeki pek çok kişi yaşanan sorunları ve isteklerini bana iletirler.
‘Mahallemizin Muhtarı var. Muhtar hanım gayretli. Sizlerden gelen istek ve sıkıntıları anında yetkililere iletiyor ve takibini de yapıyor. Ben kendisini yakın tanıyorum. Bunları kendisine anlatın’ desem de, yine de ‘seninde kulağında olsun’ diyerek anlatırlar.
Gazeteci olmam sıfatıyla bazı sorunları ilgililere ben ilettiğim takdirde daha çabuk çözüleceğine inanırlar.
Dün yine öyle oldu.
Evden çıktım otobüs durağına yürüyorum. Kadınlı erkekli yaklaşık 10 kişi önüme geçti.
‘Sadi Bey vaktinizi alacağız ama size bir şey sormak istiyoruz. Tramvayın Yenikent’e gelmesini dört gözle bekledik. Nihayet geçen yıl yapımına başlandı. Üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen raylar döşendi, elektrik direkleri dikildi. Haziran ve Temmuz aylarında birer ikişer çalışan geldi. Onlarda raylar arasında bir şeyler yaptılar. Bugünlerde hiçbir çalışma yok. Adeta çalışma durmuş gibi. Yılmaz Büyükerşen 25 Ocak’ta yürüyecek demişti. Bu hızla giderse 2014’ün değil 2015’in 25 Ocak’a sarkar. Önümüz kış. Kışın asfalt atılmaz. Çalışma yapılamaz. Eylül’ün sona geldik. Ekim’den sonra kış. 25 Ocak 2014 de tramvay Yenikent hattında çalışacak mı?’ diye sordular.
Bende kendilerine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in vermiş olduğu 25 Ocak 2014 tarihini tekrar hatırlattım.
Yenikentteki bana içlerini dökenlerin anlattıklarını kaleme aldım. Eğer tarih konusunda bir değişiklik söz konusu ise, bunu da bana iletirlerse bende gerek köşemde yazarak duyurur, gerekse Yenikentdeki dostlara açıklarım.