Geçtiğimiz hafta sonu Odunpazarı Meydanında nostaljik bir etkinlik yapıldı. Benim yaşımda ve benden belki de 10 yaş küçük olanlar hatırlayacaklar. Çocukluk ve gençlik yıllarımızda Eskişehir’e yağan kar aylarca yerde kalırdı. Odunpazarı Meydanı civarındaki mahallelerin gençleri, çocukları, hatta orta yaşlıları kızaklarımızı alır bademliğe çıkar, Odunpazarı Meydanına kadar kayardık. Odunpazarı Meydanından tekrar Bademliğe kadar tırmanır, tekrar Odunpazarı’na kadar kayardık. Bu seferlerimiz yoruluncaya kadar devam ederdi.
Hatta kimileri evlerindeki ekmek yapılan tekneleri getirir, içerisine 3-4 kişi binerek kayarlardı. Yazın ise Tornetlerle kayardık. Kimisi tek, kimisi ise iki kişilik olurdu. O Tornetlere de yine bademlikten biner Odunpazarı Meydanına kadar kayardık. Enerjimiz tükenmezdi. Günde 10 kez Bademlik tepesine çıktığımız olurdu.
Aradan geçen yıllar, çocuklukta oynadığımız ‘yakar topu’, ‘kör ebe’, ‘saklambaç’, ‘çember çevirme’, ‘âşık atma’, ‘misket yuvarlama’,’çelik çomak’ v.s. gibi oyunları unutturduğu gibi Tornet’i de unuttuk. Odunpazarı Belediyesi geçtiğimiz hafta ‘Tornet Yarışı’ düzenlememiş olsaydı, gerçekten de bende unutmuştum.
Tornet Yarışmasına, aslında yarışma değildi. Şenlik desek daha yerine olacak. Bende katıldım. Yıllar sonra tekrar tornete bindim. Tornet’e oturur oturmaz hemen çocukluk ve gençlik yıllarım gözümün önünden bir film şeridi gibi gelip geçti.
Etkinliğin yapıldığı gün Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ‘Tornet Yarışı’ düzenlenmesinin fikir babasının Mihalıççıklı ancak, çocukluğu benim gibi Odunpazarında geçen, Tornet’le kayan Gürleyikliler Derneği Başkanı Halit Gürsoy olduğunu söyledi.
PROJENİN İÇERİSİNDE
HALK KENDİNİ BULMALI
Bu önemli. Kazım Kurt,’bunun fikir babası Odunpazarı Belediyesi’ diyebilirdi. Kimse de itiraz edemezdi. Tornet yarışmasından sonra Eskişehirlilerden, özellikle de Odunpazarında yaşamış kişilerden de Odunpazarı Belediyesine projeler öneriliyormuş. Demek ki doğru ve ayağı yere basan projeler olursa, bu projenin içerisinde de halk kendini bulursa tutmaması mümkün değil. Tıpkı Tepebaşı Belediyesi’nin geçtiğimiz günlerde 8’nicisini düzenlediği ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’ gibi.
PİŞMİŞ TOPRAK
SEMPOZYUMU
ESKİŞEHİRLE
Eskişehir’de sanayi denilince benim çocukluk yıllarımda akla ilk gelenler Teyyare Fabrikası bugünkü Hava İkmal Bakım Merkezi, Devlet Demir Yolları. Bugünkü adıyla TÜLOMSAŞ ve Kiremit-Tuğla Fabrikalarıydı.
Bir kere gazetemizin ve ES TV’nin, Tepebaşı Belediyesi’nin hizmet verdiği alanların büyük bölümünde yıllar önce Tuğla Ocakları vardı. Bugünkü ESPARK’ın, 222 Park Eğlence Merkezinin, Pişmiş Toprak Sempozyumunun yapıldığı alanlar Kiremit ve Tuğla Fabrikası idi. Önemli ve Türkiye’de isim yapmış Kiremit ve Tuğla Fabrikaları İsmet İnönü 2 Caddesinin üzerinde hizmet vermekte idiler.
Bugünün çocukları, gençleri bugün konut, AVM olan bu alanların yerinde geçmişte Kiremit-Tuğla Fabrikası, Tuğla Ocakları’nın olduğunu bilmez.
BU SEMPOZYUM
Kiremit ve Tuğla geçmişte Eskişehir’in en önemli sanayi üretimiydi. Eskişehir’de sayıları bugün düştü. Geçmişte her üç-dört çalışandan birisi kiremit ve tuğla sektöründeydi. Bugün Eskişehir’den özellikle de Rusya’ya, Arap ülkelerine, Balkanlara ve kısmen de batıya tuğla-kiremit ihraç ediliyor. Tepebaşı Belediyesinin bu kiremit-tuğla sektörünün Eskişehir’de unutulmaması, canlı tutulması, özellikle bugünün çocukları ile gençlerine tuğla ve kiremit’in Eskişehir’in önemli sektörlerinden birisi olduğunu öğretme adına yapmış olduğu ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’ çok ama çok önemli.
Belki de hayatlarında ellerine hiç çamur değmemiş gençler ve ilkokul çağındaki çocuklar bu sempozyum sayesinde çamurla tanışıp, yoğurup ona şekil vermeye çalışıyorlar.
Tepebaşı Belediyesi’nin Başkanı Ahmet Ataç, yarın önüne başka bir önemli görev çıkmazsa 4,5 yıl daha bu görevde. Bu 4 yıl daha bu sempozyumun yapılacağı anlamı taşıyor.
Ahmet Ataç’tan sonra bu göreve kim gelirse gelsin, kesinlikle bu sempozyumu devam ettirmeli.
Çünkü Eskişehir’in yaşayan hafızalarından birisi. Bu hafıza hep canlı tutulmalı. Bu sempozyumun şehre önemli katkısı da, Eskişehir’den yurt içine yapılan kiremit-tuğla satışına da önemli katkı veriyor.
Mesleğimizin üstatlarından olan, kendisiyle bir çatı altında dirsek dirseğe verip çalışmasak da saygı, sevgi duyduğum bir isim Önder Baloğlu.
Zaman zaman oturup sohbet ettiğimde, meslek yaşantımda ders olacak önemli notlar almışımdır bu sohbetlerde.
Önder Baloğlu, yıllar önce birinci kitabını bastırmıştı. İçeriği çalıştığı gazetelerde yazdığı yazılarından oluşuyordu. O kitabını da imzalayıp takdim etmişti. Şimdi ikinci kitabını bastırdı. Yine unutmamış. Sağ olsun imzalayıp gazeteye kadar getirip bizzat kendisi verdi.
Tepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezin de imza günü yaptı. ES Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirtaş ve Şinasi Kula ile birlikte bizi imza gününe götürdü. Çok kalabalıktı. Seveninin ne kadar çok olduğunu bu imza gününde bir kez daha gördüm.
Önder Baloğlu üstadımı kabul ederlerse kutluyor, kitabı sayesinde okuyamadığım yazılarını da büyük bir keyif alarak okuma imkanım olacak.