Yaşamın İçinden : Ömer Duru
Ünlü bir sirkin, cesur bir timsah terbiyecisi varmış.
Her akşam kafasını, kolunu bacağını korkusuzca timsahın ağzına sokuyor, alkış topluyormuş.
Günlerden bir gün alışkanlık haline gelen numarasını değiştirme gereğini duyan terbiyeci pantolonunun fermuarını indirip ve…
Timsah ağzına aldığı nesneyi yadırgayıp, çenesini kilitlemiş.
Numaranın süresi dolduğu halde, ağzını açmıyormuş.
Üç dakika, beş dakika, on dakika.
Timsahın ağzı kilitli.
Terbiyeci tedirgin. Timsahın kafasına, birkaç yumruk vurmuş.
Mümkün değil.
Yardımcılarından odun isteyen terbiyeci bu kez timsahın başına odunla vurmaya başlamış. Ve timsah ağzını açmış.
Böylece nazik alet kurtulmuş.
Alkış tufanı kopmuş.
Kendini toparlayan terbiyeci seyircilere sormuş:
“Aranızda bu numarayı deneyecek cesur bir gönüllü var mı?”
Büyük bir sessizliğin yaşandığı salonda “Ben varım” diyen bir ses duyulmuş.
Ardından orta yaşlı güzel bir hanım sahneye çıkıp terbiyecinin karşısına dikilmiş.
Ve utangaç bir tavırla.
“Yalnız bir şartım var”demiş,
“Benim kafama odunla vurmayacaksınız.”
--//--
Bir hayli ilginç değil mi?
Terbiyeci ne istedi?
Karşısına ne çıktı?.
---//--
Tıpkı bizim politik ortam da dönen dolaplar gibi.
Özellikle CHP’de, en basit ilçe delegeliklerinde olanları görüyorsunuz.
Eski düşmanlar dost, eski dostlar biri birine düşman olmuş gibi saldırıyorlar.
Önceki gün birkaç kişi aradı.
Belediye meclis üyelerinden bazıları havaya bakıp, aday değiliz demişler.
Bazıları ise aday oldukları halde, çizik yemişler.
Şimdiye kadar aday olup da delegelik kazanan altı kişiymiş.
Oysa CHP’ye geçen belediye meclis üye sayısı 30 kişi filandı.
İl Genel Meclisi’nde durum nasıl bilen yok.
Onlar zaten her zaman CHP’den uzak durdular.
Birinin ak dediğine diğerİ kara demişti.
Bir okurumun söylediği gibi, aday olacakların önü ise kısa yoldan kesiliyormuş.
Kadın Meclisi’ne seçilen Seyhan Yalçın sitem eder gibi konuştu:
“Başka aday yoktu kazandım”
--//--
Dedim ya, yaşam böyledir işte.
Siz bir şey istersiniz, karşınızda ki gönlüne göre yorum yaparak çıkar sahneye.
2 Şubat 2012-01-31
-Nabi Avcı’ya teşekkür—
Geçtiğimin hafta Eskişehir AKP Milletvekili Prof.Dr. Nabi Avcı ve değerli eşinden davetiye aldım. Avcı ailesi oğulları İbrahim Can’ın yaşamını birleştireceği Sedef
Gündoğdu’nun nikah törenlerine davet ediyorlardı. ÇGD’nin 18’inci kuruluşu ve Uğur Mumucu’yu anma etkinliğimiz nedeniyle katılamadığım bu mutlu gün daveti için teşekkür ediyorum sayın Avcı ailesine. İbrahim Can ve Sedef Gündoğdu’ya ömür boyu mutluluklar diliyorum..
******
Bir başka teşekkür de, yaklaşık dört ay önce kaybettiğim fotoğraf makinemi bulup Foto Özgür’e bırakan vatandaşa. Keşke adını öğrenebilseydim. Makinemde bulunan tüm fotoğraflarım aynen duruyor. Demek ki, insanlık ölmemiş teşekkür ediyorum kendisine.
--Peki Ersun hocayı dinlemek —
Eskişehirspor son altı maçta 16 puan kaybetti iki beraberlik ile de puanını 30’dan 32’ye çıkardı. Eğer kaybedilen 16 puanı hanesine yazdırmış olsaydı, şimdi sıralamadı FB ile alt alta olacaktı. Şimdiye kadar Skibbe’den biriken puanlara sığındık. Ya puanlar 30 değilde, daha aşağıda olsaydı. Es-Es için Orduspor maçının çıkış olacağına herkes inanmıştı. Hatta, biz “1-0 olsun bizim olsun” dediğimizde arkadaşlar “Yetmez en az üç olmalı”diye konuşmuşlardı. Olmadı.. “Evdeki pazarlık çarşıyı tutmadı”
Ersun Yanal futbolu bilen, ülkemizde kendini kanıtlamış bir isim. Gene bildiğim kadarı ile Ersun Yanal “Futbolda yenme ve yenilmenin olacağını” yorumlayan bir teknik adam. Ama bildiğimiz Yanal, benzeri yenilgilerin ardı ardına sürmesine, altı maçta sadece iki puan alınmasına alışık olmayan bir futbol adamı. İşte bunun için de, diyorum ki, sabırlı olmalıyız. Bırakın ülkemizde futbolda isim yapmış Ersun Yanal’ı, hiçbir teknik adam durup dururken kendisini bitirmek istemez. Unutmayalım. Kararlar bir maç için verilmemeli. Peki Orduspor’u yenseydik yorumlar değişecek miydi? Manisa’yı yenersek değişecek mi? Şahsen Ersun Yanal ve öğrencilerinin bu sıkıntılı dönemi aşacaklarına ve kırmızı siyahlı renklere gönül verenleri mutlu edeceklerine inanıyorum.
Vatandaş soruyor
-Ara sokaklar ve belediyeler—
Hacı Ali Mahallesi Dr.Heper Sokak’tan oturan bayan okurumuz kış nedeniyle sokaklarının buzlandığını belirterek adım atmakta zorlandıklarını söyledi. Eşinin sokaktaki buzlanma nedeniyle iki kez düştüğünü anlatan okurumuz “Büyükşehir belediyesi ana caddelere tuz atarak buzlanmayı önledi. Ama kimse ara sokaklara dönüp bakmadı. Bu sokaklarda da insan yaşıyor. Bu sokaklarda şehrin merkezi. Çocuklar düşüyor. Büyükler yürümekte zorlanıyorlar. Üst üste yağan kar nedeniyle buz kalın tabaka oluşturdu. Rica etsek belediyelerimiz birazda yüzlerini bize çevirseler olmaz mı?”diye dert yandı.
Bayan okurumuz haklı. Sokaklarda yürümek gerçekten zor. Bırakın araçları, insanlar bile buzlanan alanlardan yürümeye zorlanıyorlar. Okurumuzun yakınmasına aynen katılıyor ve belediyelere aktarıyoruz. Lütfen ara sokaklarda oturan insanların sesine de kulak veriniz.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...