İstanbul seçimleri sona ermiş, sandıklar açılmaya başlamıştı. Ajanslar henüz sonuç geçmeyince merakımızı gidermek ve ilk verileri almak için birkaç kişiyi telefonla aradık… Görüştüğümüz isimlerden biri de CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’ydü…
Süllü’ye ilk olarak şu soruyu yönelttim:
-Şu anda neredesin?
-Kasımpaşa’da Kaptanbaşa ilkokulunda!
-Orası Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, doğup büyüdüğü AK Parti’nin kalesi olan bir bölge sanırım…
-Evet!
-Sandıklardan çıkan ilk sonuçlar nasıl!
-Oyumuz burada yüzde 20 oranında arttı!
…/…
Bu diyalog sonucu seçimi CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı sandıklar açılmaya başlandıktan 20 dakika sonra kesinleşmiş gibiydi…
Seçimlerde belli başlı sandıklar vardır. O sandıklardan çıkan sonuç, genel sonucun ne olacağını verir…
YİNE Mİ REFERANDUM!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında referandum çağrısı yaptı…
Ne referandumu mu?
Cumhurbaşkanı tarafsız mı olmalı, taraf mı olmalı…
Türkiye, böyle bir referanduma gider mi?
Ya da böyle bir referanduma gerek var mı?
Gidilirse yüzde 60-70 Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı sonucunun çıkması sürpriz olmaz!
YILDIRIM’A YENİ GÖREV!
Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybetti…
Bu yenilgi Yıldırım’ın geniş kitleler tarafından kabul görmediği anlamına gelmiyor…
Türk halkı Yıldırım’ı sevdi…
Bakanlık, Başbakanlık, TBMM başkanlığı yaparken sevdi, güvendi!
Yıldırım, AK Partili olmayıp da, AK Parti içinde vatandaşın saygı duyduğu güvendiği bir isimdi…
Muhalif kesimler bile Yıldırım’ın vicdan sahibi olduğunu çok iyi biliyordu! Yıldırım’ın politika dışında kalması doğru bir karar olmaz! Yeni kurulacak kabinede mutlaka görev almalı!
AUDİ TEŞKİLATI!
AK Parti’nin neden kaybettiğine ilişkin genel analizler yapılabilir.
• Herkesin bildiği birkaç konuyu şöyle listeleyebiliriz: İnsanlara tepeden bakan seçkinci anlayışta olanlar göreve getirildi
• Sadece bürokraside değil, partide de likayatsizler göreve getirildi…
• Teşkilatlarda bir çok kişi “ne oldum delisine” döndüler! Eskişehir başta olmak üzere bir çok şehirde seçimlerin kaybedilme nedenlerinden biri de “liyakatsız kişilerin” partide, devlette üst düzey görevlere getirilmesi…
Ve partinin eski yöneticilerinden Murat Kıraç’ın, sosyal medyadan yaptığı bir paylaşım işin özeti gibi: -İlk önce şu audi teşkilatını bir ortadan kaldıracaksın!
İLÇELER EL DEĞİŞTİRİRDİ
Seçim döneminde sürekli İstanbul’da olan Jale Nur Süllü, ES TV’de katıldığı canlı yayında “Ben bir hafta boyunca Beyoğlu’nda görevliydim. Seçim günü Beyoğlu’nda okullarımızı gezdik. CHP’nin itirazı kabul edilseydi ilçeler kesinlikle el değiştirirdi” dedi… Sonuçlara bakınca, zaten bu durum net olarak da gözüküyor!
DİKTATÖR
-Terörizme bir kez başvurduğunda, devlet ister istemez halktan uzaklaşır. Devletin güvenliği adına, olağanüstü yetkiler verdiği insanlardan oluşan çevreyi mümkün olan minimum düzeye indirmek zorundadır. Ve böylece otoritenin paniği olarak adlandırılabilecek şey doğar. Diktatör, despot daima korkaktır. Her yerde devlete ihanet edildiğinden şüphelenir. Ve ne kadar çok dehşete kapılsa, gerçek tehlikeyi hayal ürünü tehlikeden ayıramayan ürkmüş hayal gücü o kadar vahşice ortalığı kırıp geçirir. Etrafa hoşnutsuzluk, düşmanlık ve nefret dedikoduları yayar. Bu istikameti seçen devlet, bunu sonuna kadar izlemeye mahkum olur.
Alexander Berkman