Geçtiğimiz hafta içerisinde Eskişehir Tabip Odası’nın Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı eski Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Metintaş’ı, üye aidat borcunu ödemediği için icraya verdiğini yazmıştım.
Ne bir ihtar, ne bir kısa mesaj ne de haber gönderilmeden Prof. Dr. Metintaş’ın direk icraya verilmesinin altında siyaset yattığını bu yazımda açık seçik ifade ettim. Kendilerini ilgilendiren veya hükümetin bir uygulaması canlarını acıttığında, apar topar basın toplantısı yapan Tabip Odası Başkanı veya yönetim kurulu üyeleri, Muzaffer Hoca ile ilgili yazdığım yazıyı herhalde görmezden geldiler. Bugüne kadar ne başkan ne de bir yöneticiden açıklama gelmedi.
Gelmez çünkü toplu iğne başı kadar haklılıkları yok. İnsan bir meslektaşını icraya vermeden önce bilgilendirir. Bir işletmeye bile borcumuzu zamanında ödemediğimizde veya bir ay aksattığımızda ya telefon ederek ya da kısa mesaj veya mail göndererek hatırlatma yapıyor. Bu bilgilendirmelere rağmen hala borcunu ödememekte ısrar ediyorsa ondan sonra son çare olarak icraya veriyor. Tabip Odası, hiçbir hatırlatma yapmadan Muzaffer Hoca’yı direk icraya veriyorsa bunda bir kasıt aranmaz mı?
İlkyazımın yayınlandığının ikinci günü Sağlık eski İl Müdürü Tahir Özkan telefon etti.
‘Sadi abi Tabip Odası beni de üye aidatımı ödemediğim gerekçesiyle icraya vermişti’ dedi.
Demek ki Tabip Odası,‘bizim dünya görüşümüzle görüşleri örtüşmeyen üyelerimizi üye aidatlarını ödemedikleri için icraya verelim!’ kararı almış olacak ki onları icraya vermişler.
Prof. Dr. Muzaffer Metintaş yazımın çıktığı ertesi günü telefon etti. Neler yaşadıklarını anlattı. “Bende bu anlattıklarınızı bana mail olarak gönderir misiniz” dedim.
İşte Muzaffer Hoca’nın maili. Okuduktan sonra kasıt olup olmadığına siz karar verin.
“Oh ! Çok şükür rahatladım; Eskişehir Tabip Odası aidat icra borcunu sayın avukat hanıma ödedim. Yaklaşık 300 TL ödenmemiş aidat için yaklaşık 400 TL de avukat ve icra masrafı olmuş. Böylece hem Tabip Odası parasını aldı hem de sayın oda avukatı hak ettikleri parasını aldı. Ben de rahatladım şükür! Ama bazı şeyler de tadımı kaçırmadı desem yanlış olur. Nedir o keyfe keder şeyler:
1. Beni ve Selma’yı aidat borcu nedeniyle, tarafımıza doğrudan uyarı ya da çağrı yapmadan icraya veren tabip odası diğer pek çok üyelerinin aidatlarını personel göndererek iş yerlerinde postit ile kredi kartından alıyormuş. Bizim bölümde üye olan herkesten - ben hariç- öyle aidat almışlar.
2. Oda kayıtlarında telefonlarım biliniyor; demek ki bir telefon o kadar uzakmış.
3. İcra kararı oda yönetim kurulunun 3 Eylül 2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınmış. O toplantıda benim fakültemden bir profesör arkadaş da var. Daha önce çeşitli vesilelerle kendisiyle kaç kez telefonla konuştum. Bir başka profesör arkadaşın da eşi de o kurulda. Demek ki bazı durumlarda hastane içi telefon hastane dışından daha uzak olabiliyor.
Dert yandığım bazı arkadaşlarım da hınzırlık yapıyor: “Bazı oda yönetimleri bazı üyelerine, meslektaşlarının bir kısmına düşmanlık yapıyor” diye bilgiç bilgiç konuşuyorlar. Doğrusu onları ayıplıyorum hatta onlara kızıyorum. “Hiç arkadaşlarım sırf dünyaya bakış farklılıkları nedeniyle bazı üyelerini dışlar, bazı üyelerine düşmanlık yapar mı? Böyle ahlak ve mesleki haysiyet, böyle mesleki onur olur mu? Meslek onuru bu duruma düşer mi?" diyorum. Hiç olmaz tabii! Sanıyorum odanın paraya ihtiyacı vardı! Kabahat kesinlikle bizde; bu ihtiyacı nasıl anlamadık ta odamıza destek olamadık! Onlar da ne yapsın icraya verdiler! Benzer kuruluşlar örneğin ticaret odaları, esnaf odaları böyle yapıyorlar mı? Yapmıyorlar tabii! Ama onlar tabip odası mı? Vesselam.”
Prof. Dr. Muzaffer Metintaş, Sağlık eski İl Müdürü Dr. Tahir Özkan gibi daha kaç kişiyi icraya verdiniz? İcraya verdiğimiz doktorların dünya görüşlerinin sizinkinden farklı olması tesadüf mü? Aidat borçlarını sizinle aynı düşünce de olmayan doktorlar mı ödemiyorlar? Dünya görüşü sizinle aynı olan bir tek üye dahi aidat ödemedi mi? İcraya verdiğiniz bir tek sosyal demokrat görüşe sahip doktor var mı? Var ise ismini verebilir misiniz?
Hastaneye bir personel gönderip eline de pos makinesi verip üye aidatlarını ödemeyenlerin aidatlarını ayaklarında kredi kartı ile tahsis edilen üyeler kimler?
Bu üyeleri ziyaret ederek pos makinesi ile aidatlarını tahsis eden personel neden Muzaffer Hoca’ya da giderek bu borcun tahsilini yapmadı da icraya verdiniz?
Bu soruların cevaplarını (eğer vereceğiz cevabınız var ise) gönderirseniz en azından art niyet! Taşımadığınız da anlaşılır.
*-*********
ADAY ADAYLARI GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR
Ak Parti’de aday adaylığı için müracaatlar 1 Ekim tarihinde başladı. Aradan geçen 1 günlük süreç içerisinde bir tek dahi müracaat olmayınca ister istemez kafalarda bir takım soru işaretleri oluşmuştu.
‘Herhalde AK Parti’den kimse bir yere aday olmak istemiyor’ gibi.
Cumartesi günü peş peşe müracaatlar gelince hem parti yöneticileri rahatladı hem de kulaktan kulağa dolaşmaya başlayan;’AK Parti’den kimse aday adayı olmak istemiyor herhalde’ söylentilerine de cevap oldu.
YAPICI’NIN Kİ BÜYÜK CESARET
“Büyükşehir Belediye Başkanlığına bir tek bile müracaat olmaz. Ankara birisini bulur Eskişehir’e gönderir” diye konuşuluyor. İşte İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Yapıcı’nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması da bu dedikoduları kırdı. Yapıcı’nın Büyükşehir Belediye Başkanı aday adayı olması, medeni cesaretini göstermesi, aday adaylığı için düşünenleri de cesaretlendirdiği kanaatindeyim. Bu medeni cesaretinden dolayı Ahmet Yapıcı’yı pek çok AK Partili kutladı.
Aslında Ahmet Yapıcı’nın Tepebaşı Belediye Başkanlığı için aday adayı olacağı beklentisi vardı kamuoyunda. Büyükşehir’e aday adayı olması çok kişiyi şaşırttı.
AK Parti’nin kurulduğu günlerden beri partinin içerisinde olan Avukat Zihni Çalışkan ile Orhan Durmuş, Belediye Başkanlığını hak eden iki isim. Ancak Odunpazarında Burhan Sakallı ile ‘yola devam’ kararı alındığına göre Orhan Durmuş’un aday olması çok büyük sürpriz olur.
Tepebaşında ise Vahap Ata’nın da aday adayı olacağı bir yılı aşkın süredir konuşuluyor. Zihni Çalışkan aday adaylığını açıkladı. Vahap Ata da eğer aday olmak istiyorsa, önümüzdeki günlerde müracaatını yapacaktır.
Bakalım Ekim ayı sonuna kadar AK Parti’den başka kimler nereye aday adayı olacak? Yoksa başka isimler çıkmayacak mı? Bekleyip öğreneceğiz.
*-*********
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...