Görüşler
Süpürge sapı
"Karagöz ile Hacıvat"ı radyodan dinlerken büyük zevk alırdık...
Konuşturan "Hayali Küçük Ali"ydi...
"Süpürge sapı" öyküsü hala gözlerimizin önünde canlanır...
"Adın nedir Karagöz?" diye soruyordu Hacivat...
Espri yapacak ya..
"Süpürge sapı" diyordu Karagöz...
Hacivat devam ediyordu:
"Baban ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacivat..."
"Anan ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacivat..."
"Sinsilen ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacivat..."
………………..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yönetimi bürokratlara geçince anımsadık bu öyküyü ...
Kimilerine göre de "Ortaoyunu..."
Ortaoyununda Karagöz ile Hacivat'ın yerini "Kavuklu ile Pişekar" alırmış…
"Pişekar"ın elinde bir şakşak...
Birbirine çarpıldığında ses çıkartan iki dilimli “şakşak neyi yansıtır?”
"Şakşak da şakşak!.."
Medyanın elinde de, ortaoyunundaki şakşak var...
"Oyun sürüyor..."
………………….
"Gül'ün adını” bilirsiniz...
İnsanlara "gülmeyi" öğreten ünlü romanı... Ama okunmasın diye Avrupa'nın en ünlü Kiliselerinden birinde saklanan kitabı...
Gerçekten gülmek unutturulmak istenir mi?
Tarih neler yazmış ve olmuş işte!
Bizdeki türküsü gibi:
"Su gelir güldür güldür..
Gel biraz beni güldür!.."
…………..
Kültür Bakanı ne demiş?
"Başbakan’a laf atılıyor, bu da rahatsızlık getiriyor..."
Bunun için bürokratlara devredilmiş tiyatroların yönetimi..
"Yani, şakşak’çılara!..”
…………..
"Sinsilen ne yer?" deyince birden uyanıyordu Karagöz!.. Hacivat'ın ensesine bir şaplak...
Bir gün herkes böyle uyanacak…
"Gülmek, hepimize yakışacak!.."
Yeşillik kucak açmış gençlere…
Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır... "En güzeli hangisi mi?" Seçim zor, ama pek çok kişiye göre gençlik...
Havalar ısındı...
Şöyle bir dolaşıyoruz Adalar'da, evet "gençlik" bir başka…
Porsuk ayrı bir güzellik veriyor onlara...
Kıyılarda bu güzelliğe karşılık veren gençler...
Kentin her yerinde...
Yeşillik kucak açmış gençlere...
……………..
Bursa Emniyet Müdürü “Ali Osman Kahya” ya ne diyor bir muhtar?
“Ormanlık alanlarda fuhuşun önlenmesini istiyoruz…”
Müdür yanıt veriyor:
"Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültür Park’ın her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi. Her şey meydanda. Bunlar benim de kanıma dokunuyor ama, iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok..."
Bu olay bir Temel öyküsü getiriyor akla... Mahalleli Temel'i bir hatunla yol kenarında aşna fişne olurken yakalamış:
"Yaa Temel, ne bu densizlik?"
Temel gülmüş:
"Densizlik değil efendiler, yersizlik, yersizlik!"
Emniyet Müdürü Kenan Koç'tan
Eskişehir'de iki dönem Emniyet müdürü olarak görev yapan Kenan Koç, gerçekten görmüş geçirmiş bir adamdı...
Rahmetlinin ilk dönemi 1974 yılında başlamıştı…
Bir gün kenar semtlerden birindeki eve giren hırsız, aynı zamanda ev sahibesi 90 yaşındaki kadına tecavüz etmişti...
Üstelik çaldıklarını da bırakıp ortadan kaybolmuştu...
Ahlak komiseri müdüre demiş ki: "Kadın davacı olmadı müdürüm...
Koç'un yanıtı gülerek olmuştu:
"Ne yani! Bir de davacı mı olacaktı!.."
Söylesem inanır mısınız?
Yeni evli çiftler bir gardrop almışlar. Evleri de tren yolunun hemen yanında. Tren geçerken gardrop takır takır sallanıyormuş. Kadın aramış mağazayı. Bir eleman gelmiş ve dolabı incelemeye başlamış...
Bir süre sonra zil çalmış, kadın kapıyı açmış gelen kocası... Hemen içeri girmiş adam. Bakmış ki dolap kıpırdıyor, kapısını açmış içindeki adam titriyor!
"Ne işin var burada?" diye bağırmış.
Tamirci, terden sırılsıklam "Afedersiniz ama" demiş:
Tren bekliyorum desem inanır mısınız!.."
Tanıdık biri
Temel aynalı sigaralığından bir tane çıkarmış, o anda gözü aynaya takılmış:
"Ula Dursun, ha bu aynadaki adam bana tanıdık biri geliyo" demiş. Dursun aynayı Temel’den almış ve şöyle bir bakmış:
"Ula salak tabi tanıdık gelir bu benim!.."
Kıssa-dan
İnsanoğlunun en zor savaşı, kendisi ile olanıdır. Çünkü...
Tarih, dünyayı yenenlerin, kendileri ve kendi zaafları önünde çöküşleri ile doludur…
Montaigne
Gerilim
Anıtkabir'i ziyaret edenlerin sayısı Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden kaldırılmış. Belki de "internette kara propaganda" suçlamasıyla karşı karşıya kalmak istememişlerdir!
Cuk
Aşk'ın kanunu yeniden yazılacakmış.
"Aşk'ın yürürlükte olan yasası var mı ki!"
Mehmet Tuncer
Muhteşem tanımlar
"Evlilik" : Erkeğin bekarlık derecesini kaybettiği , kadının ise patron derecesini kazandığı anlaşma.
"Patron": Sen işe erken geldiğin zamanlarda geç ve geç geldiğin zamanlarda erken gelen şahsiyet.
"Baba" : Doğal banker...
Ayhan Sarısu
Özdeyiş
Geçmişi değiştiremezsin ama gelecek hala avucunun içinde...
Hugh White
Günün Biberi
Türkiye 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırım gününde "katil" ilan edilirken, 25 Nisan 1915 Anzak gününde Avustralya ve Yeni Zelanda tarafından "kahraman" ilan ediliyor...
“Bir günde ne çok şey değişiyor!
Gülhan Elmas
Günün Sorusu
Soru: 21. yüzyıl Türkiye'sinde din unsurunun siyasette hala etkin olması neyi gösterir?
Yanıt:
“Din ticaretinde müşteri olmaya yatkın vatandaş sayısının hala bol olduğunu...”
Haldun Ertem
Günün Balı
Aile Bakanlığı'nın araştırmasına göre Türk halkının yüzde 44'ü hiç kitap okumuyormuş.
"Böyleleri kullandıkları oylarla ülkenin canına okuyorlar!"
Fahrettin Fidan
Günün Şiiri
Resim
Aldım ak kağıdı elime
Güzelliğini çizdim bi güzel
Baktım baktım da şöyle
Ben senden bir şey anlamadım
Kollarını uzattıkça uzattım
Çıkmadı bir türlü kağıttan dışarı
Hadi çıkardın diyeceksin
O ayrı konu
Gülmesini iyi biliyorsun diyecek yok
Sevişmek senin işin değil sanki
Böyle sen mi olursun
Böyle resim mi olur yani...
Halil uysal (Varlık-1968)