TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Jale Nur Süllü, Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir gece yarısı uyku tutmayıp, İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekilme kararı ile ilgili basın açıklamasında bulundu.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Jale Nur Süllü, Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir gece yarısı uyku tutmayıp, İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekilme kararı ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Süllü "Bu karar yok hükmündedir" dedi. Partisinin diğer kadın vekillerini de yanına alan Süllü'nün sözlerinin altına imzamı atarım. Sanırım İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine bir grup kadın düşmanının dışında sevinen olmamıştır. Ayrıca Süllü'nün de işaret ettiği gibi koskoca ve anlı şanlı, Kurtuluş Savaşı Gazisi olan TBMM'nin bir kişinin iki dudağının arasından çıkan sözlerle yerlere serilmesi utanç verici bir şey. Dolayısıyla birilerinin ortaya çıkıp, "Nasıl oluyor da Türk Milleti'nin vekilleri vasıtasıyla verdiği kararı, 'Şahsım' değiştirebiliyor?" sorusuna yanıt vermesi lazım. Ancak burada bir Eskişehirli olarak dikkatinizi bir başka konuya çekmek istiyorum. O da "Kadın Hakları" denildiği zaman CHP içinde Jale Nur Süllü'nün ilk akla gelen isim olması... Nitekim CHP'li kadın Milletvekillerinin de son açıklamasını Jale Nur Süllü yapmış. Bütün bu göstergeler Süllü'nün Ankara'da giderek daha çok kuvvetlenen bir isim olduğunu gösteriyor. Süllü CHP'de Türkiye çapında tanınan bir isim oluyor...
Erdoğan'dan kadınlık vurgusu
Damadının erkek kardeşi tarafından satın alınan Sabah Gazetesi, Emine Erdoğan'ı manşete taşımış. Şimdi "Ne var bunda. Sabah Gazetesi kalkıp da borsadaki çöküşü mü manşet yapacaktı? Libya'dan kaçtığımızı mı haber yapacaktı? Tabii ağbisinin kayın validesini manşete taşıyacak, böylece biraderinin bakanlık yolu da açılır" diyebilirsiniz. Saygı duyarım elbette. Ancak burada Sayın Emine Erdoğan'ın asıl olarak söylediği değil de, söyledikleri şeylerin kime mesaj olduğu önemli. Çalışanların ekseriyetinin kadın olduğu bir fabrikada konuşan Erdoğan, "Kadınlarımız Bu Ülkenin Taşıyıcı Kolonları" ifadelerinde bulunmuş. Daha önce defalarca İstanbul Sözleşmesine sahip çıkan Emine Erdoğan'ın bu açıklamalarını, "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" mesajı olarak değerlendiriyorum...
Sakallı artık yerel değil
Eski Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, AK Parti'nin 75 Merkez Karar ve Yürütme Kurulu üyesinin arasına girmeyi başardı. Partisinin son Büyükşehir Belediye Başkan adayı da olan Burhan Sakallı, Eskişehir'de partili – partisiz çok kişinin sevdiği ve takdir ettiği bir isimdir. Kendisinin bu önemli göreve gelmesi, bir Eskişehirli olarak bizleri sevindirdi. Partinin MKYK üyesi olmak demek, Türkiye çapında etkili bir isim olmak anlamına gelir. Burhan Sakallı artık yerel değil, ulusal çapta bir politikacı olarak görülmeli. Kendisini tebrik ederiz.
Harun Karacan dinlenecek
AK Parti'nin bir diğer eski Büyükşehir Belediye Başkan adayı Harun Karacan, bundan böyle partisinin MKYK üyeliğinde bulunmayacak. Daha önce AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevi de üstlenen Harun Karacan, bir milletvekili olması hasebiyle hâlen güçlü bir isim. Muhtemelen şu anda bulunduğu konum bile, AK Parti içerisindeki bazı kişilerin rüyalarına bile giremiyordur. Ancak eskisine nazaran bir güç kaybı yaşandığını da söylemek zorundayız. Hayırlısı olsun. Bazen siyasette dinlenmek en isabetlisidir.
Oyun olmayınca bereket de olmuyor
Salgından dolayı işleri durma noktasına gelen sektörlerden biri de kahveciler... Ülkemizde "İş yapıyormuş" gibi görünmek için lokantalar ve kahvehaneler ilk iş kapatıldı. Tabii bu uygulama yanlış değildi. Ancak Avrupa'daki hükûmetler, kendi esnafını el üstünde tutarken, bizim "Asrın yönetimi"miz "Avucunu yala" demekten geri durmadı. Hatta yardım etmemeyi geçtim, bir de kendi vatandaşından Muharrem ayı goygoycusu gibi 10'ar lira para dilendi... Sürecin başından beri perişan durumda olan kahveci esnafının ilgisizlik ve vurdumduymazlık canına tak ettirdi. Kahveciler Odası Yönetim Kurulu'nun ön plandaki isimlerinden biri olan İrfan Özdemir, bu konuya dikkat çekerek, yardım çağrısında bulunuyor. Kahvehanelerin açılmasını sağladık. Fakat kahve ve kıraathanelerin dolmasının tek yolu, oyun oynanması. Ancak kahvelerde okey gibi oyunlar yasak. "Koronadan değil, açlıktan öleceğiz" diyen İrfan Özdemir, "Evimize ekmek götüremiyoruz. Elektriğin, doğalgazın faturasını ödeyemiyoruz. Sesimizi duyan var mı?" diye feryat ediyor. Borcu borçla kapattıklarını da belirten İrfan Özdemir'in istediği basit; yıllardır hizmet ettikleri devlete sesini duyurmak istiyorlar. Çok mu şey istiyor kahveci esnafı?