Beklenen oldu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı.
Beklenen oldu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı.
“AB ve ABD, kendi derdiyle uğraşırken Türkiye’deki olan biteni görmez. Biz buradan yürür, rakipleri ekarte ederiz. Şimdi tam zamanı” stratejisi üzerine kurgulandığı anlaşılan tasfiye planından bahsediyoruz.
Aslında mesele şurada düğümleniyor…
İmamoğlu olayının basit bir Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olan birinin ekarte edilmesinden çıkıp, ülkenin geneli için demokrasinin asgari şartları ve hukuk devletinin en basit ilkeleri meselesine dönüşmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti kanadının “En güçlü rakibi ekarte edersek iktidarın önü açılacak” anlayışı, tam tersine DEM Parti dahil muhalefeti domine etti.
Açılım sürecinin geleceği de İmamoğlu meselesine endeksli hale geldi.
EKONOMİ DARBE ALDI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiği 2023 Haziran’ın bu yana elde edilen kazanımlar 4 günde uçup gitti.
Yarım yamalak düzelen ekonomi 19 Mart İmamoğlu hamlesiyle başa sardı.
Merkez Bankası söylenen o ki 4 günde rezervlerden 25 milyar dolar yaktı, yoksul halk daha da yoksullaştı…
İşin kötüsü artık iş dünyası ve yurttaşın geleceğe dönük ekonominin düzeleceğine ilişkin umudu kalmadı.
Yargı dahil her türlü araç kullanılarak bir kişinin geleceği için ateşe atılan bir ülke görüntüsü hakim oldu.
Bu, Rahip Brunson olayı gibi bir dış sorun değil.
TÜSİAD’ın tepkisi ve gözaltların bugüne ışık tuttuğunu söylemek yanlış olmaz.
Siyasi tansiyon düşürülemezse ekonomik olarak daha da zor günler bizi bekliyor.
Peki ne olacak?
İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip 19 Mart’ta gözaltına alınması, Cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleştiği 23 Mart’ta tutuklanması malum sonun başlangıcı olacak.
Daha önce de yazdım.
Recep Tayyip Erdoğan dahil tarih bunun örnekleriyle dolu.
Siyaset kumaşı olan, kitleleri arkasından sürükleme kabiliyeti bulunan İmamoğlu’nun önünün kesilmesi en azından şimdilik pek mümkün görünmüyor.
Çünkü İmamoğlu artık bir halk hareketine dönmüş durumda.
Gençler neden sokakta?
Türkiye genelinde İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte üniversite öğrencileri alanlara indi.
Doğdukları günden beri iktidarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başka bir yönetici görmeyen bu gençlerin talebi aslında farklı değil.
Mesele İmamoğlu’nu aşmış durumda.
Ellerindeki Türk bayraklarıyla yürüyüşe geçen gençlere “Neden sokaklara indiniz?” diye sorduğumda özetle aldığım cevap şu:
“Giderek karanlık hale gelen geleceğimiz için, rejim için, demokrasi için, hukuk için, bilimi esas alan demokratik bir üniversite talebimiz için sokaklardayız…”
Onlara öğüdüm ise “Enseyi karartmayın, umudunuzu yitirmeyin, karanlık geceler aydınlığa gebedir” oldu.
Yazının 3. kısmı
Yurttaş dayanışma sandıklarına akın etti
CHP’nin Batıkent Mahallesi’nde bulunan Şair Rasim Köroğlu Deneyimli Kafede kurulan 11 No’lu Dayanışma sandığının önünde çift sıra oluşan kuyruktakiler ve dışarıda bekleyenlerle sohbet ediyorum…
Fatma teyze, “Torunlarım için buradayım. Ülke hiç iyiye gitmiyor. Bunlar batırdı. İmamoğlu umudumuz vardı onu da elimizden almaya çalışıyorlar. Ama izin vermeyeceğiz” derken…
Yanında bulunan eşi, “Tamam bu kadar yeter, fazla konuşma başımızı belaya sokma” diyerek endişeli bakışlarla yanımdan uzaklaştı.
Kuyrukta her yaştan insan var.
Ailece gelenler, gençler…
Üniversite öğrencisi Tuğba’yı sandığa getiren de farklı bir neden değil.
Büyük Önder Atatürk’ün devrimlerine sahip çıkmak, demokratik hukuk devletine olan inancını korumak ve tabii ki gelecek kaygısı…
Tablo bu.