Gel gelelim bu yollarda her gün saatlerce mesai harcayan, ekmeğini bu yollarda direksiyon sallayarak kazanan insanların fikrini almak, onların ne düşündüğünü ve nasıl bir çözüm önerdiklerini merak eden kişi sayısı epey azdır.
Aslında benimde özel bir gayretim olmuyor ama ne zaman bir taksiye binsem, biraz da haberci kimliğimiz ile yüzümüz tanındığı için konu hemen Eskişehir haberleri ve nihayetinde yollara geliyor. Ve bugüne kadar taksi şoförlerinin anlattığı sıkıntılar ve çözüm önerilerinin hepsi de gayet mantıklı uygulanabilir ve çoğu aklımıza gelmeyecek türdendi.
Ana caddelerde uygulanan paralı parklardan tutunda, uyanıklık yapıp 3. Şeritten ilerleyenleri engelleyecek önerilere, İstasyon caddesinde uygulanabilecek demir duba fikrinden, Espark önü ve Çamlıca da uygulanacak sinyalizasyon fikirlerine kadar her biri dinlenmeye değer ve köşeye sığmayacak kadar yerinde tespitler duydum.
Keşke UKOME’de Eskişehir adına karar vericiler arasında 3,4 taksi şoförü de olsa ya da en azından bazı toplantılarına onlar adına farklı temsilciler de katılsa ve görüşleri, sorunları, önerileri dikkatle dinleniyor olsa.. İnanın bugün ki sorunlardan daha fazlası olmayacağı gibi nefes aldıracak tedbirlerde kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Israrla tavsiye ediyorum.
Odunpazarı Belediyesi soruna el atmış
Dün ki yazımda Eskişehir’de aralıksız yağışlar sebebiyle artış gösteren yaban otları ve sineklenmeye dikkat çekmiş ve bu işe el atılması gerektiğini yazmıştım. Dün sabah saatlerinden itibaren Odunpazarı Belediyesi bu konuda tebrik edilecek bir çalışma sergilemiş. Dere kenarları başta olmak üzere geniş bir alanda hem bu yaban otlarını temizleme hem de ilaçlama çalışması yapmış ve gerçekten etkili olmuş. Hem görsel açıdan hem de sağlıksal etkenler adına yerinde bir çalışma olmuş. İnşallah yeniden hortlamayan sineksiz bir yaz geçirir ve sorun yaşamayız ama bu konuda vatandaşın şikâyetlerini ciddiye alan Odunpazarı Belediyesi’ne de teşekkür ederiz.
Sevgiyi bilmem ama saygı karşılıklıdır
Günlerdir LGBT haftası ve cinsel tercihleri nedeniyle sorunlar, sıkıntılar yaşayan insanların bu bir özgürlüktür, kimsenin bizi ezmeye, dışlamaya hakkı yoktur isyanlarını ve gerçekleştirdiği yürüyüşü konuşuyoruz. Şahsen bu konuda herkesin tercihlerine ve yaşam biçimine saygı duyuyor ve tercihlerinden ötürü insanları ötekileştirenlere kızıyorum. Gel gelelim herkesin kendi beklediği saygıyı aynı şekilde diğer insanlara göstermesi gerektiğinin de altını çizmem gerekir.
Herhangi bir insanın tercihi onu ilgilendirir ama tercihime saygı bekliyorum diyerek neredeyse çıplak halde dolaşmak, elindeki dövize “din ne ayol” yazarak inançlı insanları rencide etmek ve sokakta ağza alınmayacak küfürlerin de çok saygıyla alakası olduğunu düşünemiyorum.
Özgürlük hakkımız başkalarının özgürlük hakkını ihlal etmemeli, sevgi karşılıksız kalabilir ama saygının muhakkak bir karşılığı olmalı. Hele ki insanların inançlarına saygısızlık yapmak, hatta recep, şaban, ramazan diye dalga geçen espriler yapmak çok tasvip edilecek şeyler değil. Lütfen ne bekliyorsak onu yapalım. Ya da ağlanıp, sızlanmayalım.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...