Görüşler
Size de çıkabilir!
Her yılbaşında olduğu gibi..
Plakası göğsünde, hem de ışıklı...
Kabara kabara gidiyor her yere "Recep Kale Çıkmaz..."
Yine her zaman olduğu gibi güleç yüzüyle ve elindeki yılbaşı biletleriyle müşteri arıyor:
" 45 milyon... Size de çıkabilir..."
Öyle ya..
"Ya çıkarsa..."
Sonunda soyadını da ekleyip noktalıyor:
"Nah çıkar!.."
…..
Çiftçinin "hasat zamanı" ile piyangocunun "yılbaşı çekilişi" arasında bir fark yoktur...
Çalışırlar, çabalarlar..
"Yıllık ikramiyelerini alırlar..."
Şaka değil, vatandaşın umudu da ellerinde..
"Tam 45 milyon lira..."
Bir profesör dostumuza sorduk:
"Bu para insana neler yaptırır?"
Sıralamayı hemen dile getirdi:
"Aklını yitirebilir, karısını boşar, yenisini alır, yetmez, birkaç metres tutar, olmadık çıl¬gınlıklar yapabilir..."
…….
Ayrıntısına girmedik ama, dikkat edilirse bu paranın neler yaptırabileceği hep erkek üzerine...
"Ya bir bayana çıkarsa?"
Bekar bir bayan arkadaşımıza espri ile takıldık:
"Hemen bir koca bulabilirsin valla!"
"Enayi miyim?" dedi:
"45 milyon çıkarsa kocayı ne yapayım!.."
…….
Yılmaz Güney’in "Umut" filmini izleyenler anımsayacaktır…
Yaşamda, sabrı taşıyan en büyük görünmez güç "umut" değil mi?
Ama ne yazık ki, "bireysel" değil, "toplumsal" ve onurlu umutların peşinde koşamıyoruz...
Yine de üzülmeyelim..
"Hepimiz birer bilet gibiyiz, nasıl olsa son nefesimizde bize de çıkacak!"
Hadi bakalım..
"Nah çıkar desene Recep Kale Çıkmaz!.."
Günün Şiiri
Şehir
Kurşuni sahilinde boz-bulanık denizin
Nice mevsimlerden kalma bir şehir
Marnları bulutların ağırlığı ile ezgin
Ve tek başına, denizin
Uğultusunu dinliyor şehir
Ormanda ne hışıltı, ne bir iz bahardan
Kuşlar tarumar
Sade, yaban kazları çığlıklar atarken
Sonbahar gecesinde, yaprakları uçuşan
Sahilden geçiyorlar
Bütün kalbim sendedir
Boz-bulanır deniz şehri
Emsalsiz gençliğimin sendedir
İçimi avutan
Gülüşü, boz-bulanık deniz şehri...
Thodor Storm (Varlık-1957)
Günün Olayı
Bir yabancı haber ajansı, "Türk halkı son günlerde kime inanacağını şaşırdı" demiş.
Doğrudur...
Çoğunluğu kadere inanan toplumlarda normal durumlardır bunlar...
Balthör
Günün Biberi
Bizi yaralayan taştan çok, onu atan ele bakmadıkça yaralanmaktan ve yakınmaktan kurtulamayız.
Kaynağı kurutulmayan sorunların belirtileri giderilse de, kökü kalır...
Y.Güngör Özden
Sarhoşun mektubu adrese!
Sabah akşam meyhaneden çıkmayan adam, bir gece yarısı arkadaş olduğu bir başka sarhoşu eve getirmiş…
Başlamış evini gezdirmeye:
"Bak burası yemek odamız, burası mutfak" derken açtığı diğer odayı da göstermiş:
"Burası da yatak odamız..."
Ama odada eşi bir adamla!
Diğer sarhoş hemen ayılmış:
"Burası yatak odanızsa yataktaki kim?" ,
"Karım" demiş adam...
- Peki yanındaki?
"Valla üzerinde benim pijamam olduğuna göre" demiş:
"Görmüyor musun? O da benim işte!"
Utangaç tamirci
Eve çağırılan tamirci delikanlı kapıyı çalmış… Ev sahibesi açtıktan sonra, "Haberiniz olsun, kocam yarım saat sonra dönecek" demiş...
Utangaç delikanlı, "Ben kötü bir şey yapmaya gelmedim ki" diye karşılık verince "Biliyorum" demiş kadın:
"Hani aklınıza kötü bir şey yapmak gelirse, ne kadar zamanınız kaldığını bilmenizi istedim..."
Günün Balı
Cayman adalarının Başbakanı, devletin verdiği kredi kartını kendi çıkarına kullandığı için gözaltına alınmış.
Koskoca devlet dururken onun sadece kredi kartını kullanırsa tabii ki alınır.
Fahrettin Fidan
Gerilim
Suriyeli mülteciler için bugüne kadar 425 milyon lira harcamışız.
Şu "Esad”mıdır ''Esed”midir nedir, bize pahalıya patladı valla...
Haldun Ertem
Günün İncisi
Yargıya neşter atılacakmış.
Bir otopsiye gerçekten ihtiyaç vardı.
Elif Eral
Kolsuz Yaşar’dan
Arap dünyası "Kurtlar Vadisi"ni hala çok seviyormuş.
Kültür yapısı benzer ülkelerde zevklerin uyuşması normaldir abi...
Cumartesi Öyküsü
Hukuk, Silivri’de kanayan yara!..
Gözümüzün önünde "Silivri" varken, öykü mü aranır?
Onlarca kitap yazıldı Silivri’de, yüzlerce de öykü çıkar, çıkacaktır...
Bunun için bugün köşemizi "Melih Aşık"ın dile getirdiği "Açık görüş sohbeti"ne ayırdık:
- "Mustafa, Tuncay ve Soner"le teker teker birer saat sohbet ediyoruz... Yalnızca kendi dertlerini anlatmıyorlar... Bizleri kontrolden geçiren, içeri alan, bütün işleri düzenleyen infaz memurlarının özlük sorunlarını da anlatıyor Mustafa:
"Onlar bizden talihsiz çünkü 35 yıla mahkum her biri" diye şaka yapıyor…
"Soner Yalçın", kendi derdinden çok bankalarının derdinde:
"Arkadaşlar, lütfen Malatya Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu'nun durumunu yazın" diyor :
"Geçenlerde 21 yaşında oğlunu kaybetti. Kendisi kanser. İki dönem üniversite rektörlüğü yapmış bu değerli akademisyen kimsenin bilmediği bir suçtan dolayı 4 yıldır yatıyor... Bir türlü tahliye etmiyorlar..."
ODA TV davasından tutuklu Soner Yalçın mahpusluğunu : "Talih bize bir madalya taktı" diye özetliyor...
"Tuncay Özkan" anlatıyor:
"Cumhuriyet mitinglerini düzenlemek suçsa itiraf ediyorum evet ben düzenledim. Ama bana bu konularda soru sormuyorlar. Neyle suçlandığımı hala bilmiyorum..."
Ergenekon davaları neyi aydınlattı?
Mesela Danıştay Davası aydınlatıldı mı?
Balbay, "Tam tersine Danıştay davası daha bulanık hal aldı" diyor...
Hukuk, Silivri taraflarında kanayan bir yara manzarası arzediyor…
Günlük yalanlar
-Sen beni gençliğimde görecektin.
"Kadınlar en çok kel erkeklerden hoşlanır."
-Bugün ne kadar güzelsiniz.
"Zayıflamış mısınız ne?"
-Giderek gençleşiyorsunuz.
"Sadece arkadaşız..."
-Ben karıncayı bile incitmem.
"Üzülme sevgilim, evlenince anneni de yanımıza alırız..."
Saim Güven
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)