Sırada belediyeler var

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu cümlesi siyaset dünyasında oldukça çok konuşuldu:

-Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir!

Memur-Sen’in Genel merkez binasının açılışında söylediği bu sözler, gerçekten önemliydi? Peki bu nasıl olacaktı? Kimler kimlerle kucaklaşacaktı?

Eskişehir’de hafta sonu İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Eğitim-Sen’i ziyaret etti. Haliyle soracaksınız, “Ne var bunda? Milli Eğitim Müdürünün bir Eğitim Sendikasını ziyaret etmesinden daha doğal ne olabilir ki?”

Doğal olmalı…

Ama ne yazık ki geride kalan 5-6 yılda, Milli Eğitim, sendikalarla pek sağlıklı ilişki kuramadı.

Eğitim-Sen’in üye sayısı az ama “etki alanı” yüksek! Bu nedenle Cırıt’ın bu ziyareti eğitim camiasında oldukça önemsendi. Cırıt, ne diyor:

-Bizim belki görmediğimizi gören, duymadığımızı duyan ve bizleri belli şekillerde uyaran, yardımcı olan paydaşlarımız. Eğitimde iyi bir noktaya geleceksek öğrenci ve öğretmenlerle el ele olacaksak bunun birbirimize bakış açımızı değiştirmekle olacağına inanıyorum. Özellikle eğitimin kesinlikle ve kesinlik ideolojisi yok!

Cırıt, son derece olumlu ve örnek olabilecek bir adım atmıştır! Sırada belediyeler olduğunu düşünüyorum. Milli Eğitim’in bütçesi belli! Okulların pek çok eksiği var! Okullar yardım talep ediyor, belediyeler “okullara gidemedikleri için bu talepleri yerine getiremiyordu”

Bundan sonra sıranın belediyelerle ilişkileri geliştirmek olduğunu düşünüyorum.

PİRE VE SİYASET!

Bir böcek bilimci, deneysel bir çalışma yürütmektedir. Deney alanında bir pire vardır…

Pireyi kafesinden çıkartır ve pireye ilk komutunu verir…

-Sıçra…

Pire sıçrar ve bilim adamı gülümseyerek defterine şu notu düşer:

-Pireye “sıçra” diye komut verdim, pire sıçradı.

Böcek bilimci pireyi alır, dikkatli bir şekilde pirenin birinci çift bacaklarını keser, daha sonra yere bırakır ve komutunu verir:

-Sıçra…

Böcekbilimci defterine, pirenin birinci çift bacakları kesilince de sıçrayabildiğini yazar…

Böcek bilimci pireyi alır, ikinci çift bacaklarını da keser. Pireye aynı komutu verir.

-Sıçra…

Pire yine sıçrar. Bir çok böcek gibi pirede altı bacaklıdır. Böcekbilimci daha sonra pirenin kalan son çift bacaklarını da keser. Masaya koyar ve o bildiğimiz talimatı verir:

-Sıçra…

Pire sıçrayamaz…

Böcek bilimcinin defterine düştüğü not şöyledir:

-Pireler son çift bacakları kesildiği zaman işitme yetisini kaybederler

***

Soracaksınız olayın siyasetle ne ilgisi var?

Siyaseten kaybedenler de ne yazık ki gerçeği göremiyor, ya da görmek istemiyor! Defterine hep yanlış notu düşüyor!

SÜLÜK HATA YAPMAZ!

Şu sıralar herkesin dilinde “alternatif tıp” var!

Nasıl oluyor?

Sülük var, hacamat var!

İşte bunlara alternatif tıp deniyor. İşi daha da ileri götürenler var! Bir televizyon kanalına çıkan, bir doktor şöyle demiş:

- Doktor hata yapar sülük hata yapmaz” demiş…

Gerekçesini de şöyle açıklamış:

-Sülük asla hata yapmaz. Öyle bir yaratılmıştır ki o, sadece vazifesi neyse onu yapar onun dışında hiçbir şeye karışmaz. Bu kadar mübarek bir hayvandır. Hepimiz hata yapabiliriz ama sülük hata yapmaz!

İMAMOĞLU VE FUTBOL!

İstanbul seçimlerini CHP adayı Ekrem İmamoğlu kazandıktan sonra Başakşehir’e bir şeyler olmaya başladı…

İmamoğlu seçimi kazandığı günden bu yana Başakşehir kazanamıyor! 13 Nisan’da Beşiktaş’a 2-1 yenilirken, 21 Nisan’da Rizespor ile 1-1 berabere kalmıştı. Geçen hafta Göztepe’ye kendi evinde 2-0 yenilen Başakşehir kulübü bu hafta sonunda ise Sivasspor karşısında da beraberlikle yetindi!

İmamoğlu ne demişti:

-Benim Başakşehir ile işim olmaz!

KÜSTÜRMEYİN!

Küstürmeyin insanları hayata. Sonra her şeyden vazgeçiyorlar. Yaşamaktan, güzel olan her şeyden. Bir odada yalnızlığı; bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar. Küstürmeyin işte bazı insanları. Nazım Hikmet Ran