Seyitgazi'de adalet bekleyenler

Zaten hemşehrileri de kendisini kayıtsız bırakmıyor. Birkaç gün önce Seyitgazi ve çevresini temsil eden 28 dernek ile bir vakfın temsilcileri ile bir araya geldi. Söylediği cümle son derece açık ve net…

1 Ağustos 2019 08:58
A
a
Sütiş Eskişehir
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un Seyitgazili olduğunu Eskişehirlilerin çoğu bilir.
Seyitgazi atalarının, kendinin doğup büyüdüğü topraklardır. Bu nedenle Seyitgazi ilçesine kayıtsız kalması düşünülemez. Ayrı bir önem veriyor! Zaten hemşehrileri de kendisini kayıtsız bırakmıyor.
Birkaç gün önce Seyitgazi ve çevresini temsil eden 28 dernek ile bir vakfın temsilcileri ile bir araya geldi.
Söylediği cümle son derece açık ve net…
- Seyitgazi’nin çözülemeyen sorunlarını çözmemiz lazım ki iş yaptığımızı hemşerilerimize gösterelim. İş, hizmet üreten belediyeciliği ortaya koymamız lazım!
Hiç kuşku yok ki Kurt’un söyledikleri önemli…
Ancak en önemlisi Adalet ve vefa duygusu!
…/…
Peki Seyitgazi’de işe nereden başlamak gerekir?
Herkesin bildiği konuyu hatırlatayım…
Seyitgazi’deki Kırka Bor işletme Tesisleri’ne çalışmak için mülakata giren ve sadece  AK Partili olmadıkları için elenen Seyitgazililerden başlamak gerekir.
Ferdi Çakmak, Kurtuluş Hoş, Süleyman Şakar, Yüksel Bütün, Metin Duru ve adını sayamayacağım bir çok isim onlarca kez sınava girip elendiler…
Bu adaletsizlik birkaç kez gazetelerde manşet oldu!
CHP Milletvekili utku Çakırözer, konuyu parlamentoyu taşıdı, soru önergesi verdi…
Başkan Kurt ve Seyitgazi adayı Uğur Tepe, seçimlerden önce bu adaletsizliği gidereceklerini söylemişlerdi. Kurt “İş ile tehdit edilenleri, onlar işe almıyorsa biz işe alacağız” demişti…
Soru şu…
Seyitgazi belediyesine işçi alımına öncelikle mağdur edilen, hakları yenen, adaletsizliğe uğrayan vatandaşlardan başlanması gerekmiyor mu?

 
SÖZÜM SENETTEN
NERELERE GELDİK!

Eskişehir Genç İşadamları Derneği Başkan Vekili Kerem Toparlar ekonomik süreçle ilgili yaptığı bir açıklama var…
Bence dikkat çekiciydi…
“Sözüm senetten” geldiğimiz noktayı gayet güzel bir şekilde  özetliyor…
Önemli bulduğum kısımlar şöyle:
  • Paranın bir maliyeti var. Ödeme, gününde yapılmadığında bu maliyet borçluya değil alacaklıya yansıyor. Diğer bir deyişle borçlu olan taraf, alacaklı olan tarafın karşıladığı maliyeti kazanç olarak kullanmış oluyor. Alacaklı borçluya alacağı için birde sıfır faizli kredi sağlıyor da diyebiliriz.
  • Gün sonunda aslında sizin olmayan, ticaret yaptığınız diğer kişilere ait olan para ile ve bankadan alınan borç ile iş yapılıyor. Firmaların çoğu varlığını bu şekilde sürdürüyor ve büyüyor.
  • Ancak bu kısa vadeli bir büyüme ve sürdürülebilir değil. İş öyle bir noktaya geldi ki 12 aylık vadeler, keyfe keder ötelemeler görüyoruz. Alıcı uzun vadede ödese de satıcı daralan piyasa koşullarında bu vadeyi kabul etmek zorunda kalıyor. Buradaki asıl problem ahlak krizidir.
  • Uzun vadelerle firmaların acımasızca mağdur edilmesi ve verilen sözlerin tutulmaması büyük bir sorundur. Teoride serbest piyasada bu problem değilmiş gibi gözükse bile pratikte öyle olmadığını herkes yakinen biliyor. Çünkü bu süreç varlığın devam ettirilmesi adına etik dışı olsa bile kabul edilmek zorunda kalınıyor.
 

 
KİM BİLİR NELER YAZARLAR?

Muğla’da AK Partililer ile CHP’liler arasında yaşanan bir polemik sonucunda AK Parti il Başkanı Kadem Mete şu cümleyi kullandı:
-Eğer Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün bu şehre faydalı olmak istiyorsa, CHP’li Eskişehir’i dünya öğrenci şehirleri sıralamasında en tepeye çıkaran Yılmaz Büyükerşen’den ders almasını tavsiye ediyoruz!
…/…
Bu cümle gazetelerimizde haber olarak yer aldı…
Gerçek şu ki, zaten bir çok CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Eskişehir’e gelerek, Büyükerşen’i ve projelerini örnek alacağını söylüyor. Muhtemelen Muğla Büyükşehir belediye başkanı da Eskişehir’e gelir!
…/…
Yaşadığım şehirle gurur duyan birkaç yazı yazmıştım. Anında bazı AK Partililer taaruza geçmişti. Acaba şimdi AK Partili il başkanına neler yazarlar merak ediyorum!

 
YENİ SİYASİ KİMLİĞİMİZDE SOL YOK!

Optimar Araştırma Şirketi, 26 ilde yaptırdığı anket kapsamında katılımcılara "Siyasal kimlik olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız?" diye sordu. Katılımcıların yüzde 25.2'si bu soruya “Atatürkçü”, yüzde 9.7'si “Muhafazakar” yanıtını verdi.
Yüzdeler tam olarak şöyle:
 Atatürkçü: Yüzde 25.2
 Milliyetçi: Yüzde 22.1
 Demokrat: Yüzde 11.3
 Muhafazakâr: Yüzde 9.7
Dindar: Yüzde 7.8
 İslamcı: Yüzde. 4.5
Bu rakamların şu gerçeği gösteriyor. Türkiye’de artık “sol” yok! Kendini Sosyal demokrat olarak tanımlayanlara bile rastlamıyoruz…
 

 
TIRTIL

Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım. Küçük Prens
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi