Sevgisiz tarlalarda!..

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

29 Şubat 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

Bir bayan okurumuzun yakınmasıydı

Eşi kapalı pazara giderken 3-5 köpeğin saldırısına uğradığını iletiyor ve belediyelerden önlem almalarını istiyordu...

Aynı gün "Ece Bilgin" de yazısına şu satırlarla başlıyordu:

-Zaten aç ve susuzsun kendini bildin bileli...

"Anneni bile hatırlamazsın..."

Nedenini bilmeden suçlu gibi ezik..

"Kimselere bakmadan tintin, altı parçalanmış patinle yürümektesin hep..."

Bugüne kadar "hoşt”tan başka bir ses duymamışsın dost bildiğin insan oğlundan...

"Zaten dünyaya geldiğine bin pişmansın..."

 ………

Biri yakmıyor, diğeri sevgiyle yaklaşıyor...

Acaba ortası bulunamaz mıydı?

"Sevgisiz tarlalarda yetişen zebaniler" başlıklı bir yazısında söyle diyordu Bekir Coşkun:

"O adamın..."

O sorumlu olduğu yaşamları hiçe sayan adamın...

"Çocukluğunda sorumlu olduğu bir kuşu, bir kedisi, bir köpeği olsaydı..."

Bu sorumlu olduğu canlıyı "koruma, kayırma, yaşatma" duygusunu koysalardı yüreğine...

Ama öyle olmadı.

Ona "kesmeyi" öğrettiler...

"Yaşatınca" değil, "öldürünce" manevi ödüllerin sahibi olmayı...

………

Bekir Coşkun,  bu yazısında "gaf üstüne gaf" yapan bir müdürden söz ediyordu...

"Erzurumlu eğitimci gibi!"

Ama biz bu satırları, Organize Sanayi Bölgesi'nde 15 köpeği katledenler için dile getirmek istedik...

Liseli yıllarımızda "Fındık" adlı köpeğimizi anımsadık…

Hiç yanımızdan ayrılmaz,  bahçede ders çalışırken sanki nöbet tutardı!..

“Bir gün kırdık onu, küstü!..”

Ve de bir başka gün komşumuz zehirledi...

"Günlerce kendimize gelemedik!.."

………

Şu köpekleri katleden kimler?

Neden bir haber yok, "sevgisiz tarlalarda yetişen zebaniler"den!..

Keşke,  bir kuşları olsaydı, kedileri ya da bir köpekleri…

"Yaşatırlar mıydı dersiniz?"

 

 

Günün Haberi

 

Eğitim sisteminde yapmayı düşündüğü değişikliklerle "etKÎN-yetKÎN ve seçKİN" nesiller yetiştirmek istiyormuş. Bu kadar fazla "KİN"in ülkeye faydalı olup olmadığını zaman gösterecek...

Gani Yıldız

 

Kıssa-dan

 

TÜSİAD, 12 yıla çıkarılması hedeflenen zorunlu eğitimle ilgili olarak endişesini belirtmiş: "Kızlar için sakınca doğar..."

Zaten amaç bu değil mi? Kızlar için sakınca doğması ve hatta kızların doğurması!..

 

Özdeyiş

 

Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin.

Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin...

Charles Bukowski

 

Cuk

Ümit etmediğimiz şeyler, ümit ettiklerimizden daha sık gerçekleşir...

Plautus

 

Delik deşik olan ceset

 

Yüz nakillerinin de yapıldığı şu günlerde, inanmakta zorluk çektiğimiz bir olay...

Bir takvim yaprağından...

Sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa götürülüyormuş. Mısır tarlasının ortasında, tabut köylülerin ellerinden düşüvermiş. Tabutun içindeki ceset dereye yuvarlanmış. Akıntı, cesedi dinamitli avlanan balıkçıların yanma sürüklemiş...

Balıkçılar, "Acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük?" diye endişeye kapılarak, cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünenerek cesedi yaylım ateşine tutmuş, hemen ardından ambulans çağrılmış. Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış...

Operasyon 6 saat sürmüş. Ameliyattan çıkan doktor, alnından akan terleri silmiş ve "Çok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş...

 

 

Korkmanıza hiç gerek yok hocam!

 “Görüşler” sütunlarımızda Organize Sanayi Bölgesi’nde katledilen köpekleri dile getirdik ama, yakınanlar da yok değil!.. Esprileriyle olanlar da var…

Özellikle de uzak semtlerde oturan vatandaşlardan…

Üniversite evlerinde oturan adı bizde saklı bir doçent okurumuz anlatıyor:

-Akşamları bazen geç gidiyorum... Gittiğim araçtan indikten sonra eve doğru yürürken büyük köpekler görüyorum... Hani yan yan gidiyorum ama, korktuğumu da söylemek istiyorum....

Bir gün soluk soluğa geldim ve artık şikayet etmek için karar verdim...

Sabah açtım telefonu Odunpazarı Belediyesi'ne...

Galiba "Mavi Masa" diye bir yere bağladılar…

Anlattım derdimi ve köpekleri...

Telefondaki görevli gerçekten saygılı bir biçimde dinledi ve ardından "korkmanıza hiç gerek yok hocam" dedi:

"Hepsini hadım ettirdik..."

 

 

Tabibin sabrı tapınca!

 

Avukat adli tabibi sorguya çekiyordu:

"Ölüm evrakını imzalamadan önce adamın nabzına bakmış mıydınız?"

-Hayır..

"Kalbini dinlemiş miydiniz?"

-Hayır..

"Nefes alıp almadığını kontrol etmiş miydiniz?"

- Hayır..

" Öyleyse, ölüm evrakını imzalamadan önce adamın ölü olduğundan emin olmak için gereken hiçbir işlemi yapmadınız, değil mi?"

Tabibin sabrı taşmış artık:

"Adamın beyni masamdaydı" demiş:

"Fakat bütün bildiğim, onun bir yerlerde hala hukuk tahsili yapıyor olabileceğidir!"

 

 

Neden böyle?

 

Temel oğlu Dursun'u her gün sokakta ders yapmak için zorluyormuş. GöRenler nedenini sorunca da yanıtlamış:

"Herkes çocuğunu dışarıda okutuyor" demiş:

"Benim onlardan neyim eksik!.."

 

 

 

Günün Olayı

Hakan Şükür'ün şanssızlığı şurada ki..

İş takibi, ihale aracılığı gibi ek işler birkaç kişinin gözü önünde gerçekleşirken, tv yorumculuğu  milyonların gözü önünde yapılıyor...

Gülhan Elmas

 

 

Gerilim

 

Dink cinayetini gerçekleştiren örgüt "çok büyük" olduğu için ortaya çıkarılamıyormuş.

Örgüt o kadar büyük ki, cinayette ihmali olanların emnîyet müdürü, vali, hatta milletvekili olarak ödüllendirilmesini bile sağladılar...

 

 

Günün Şiiri

Güvercin

 

Gözlerin imbatların ötesinde

Haziranlı sabahların ötesinde

Giysili mavilerin ötesinde

Ama yaşamların ötesinde değil

Anca değil, parmak ucu hiç değil

Dokunmak değil, geceli saçlarına

Bütün sevinçlerden sonra

Denizi özlediğim utkularda

Karlı dağın ala-bele rüzgarı

Yollarını bana çağrışıyor

Esmerceli türkülerin içinde

Üç defa beş defa büyüyor şavkın

Yağmurlarda erte sen kalıyorsun

Feyzi Halıcı (Varlık-1958)

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi