Sevgi tohumları

Görüşler

"Her şeyde bir hayır vardır" derler ya.. Büyükşehir Operasyonu da belki hayırlı oldu...

Neden?

"Sevginin bir başka yönüne örnek oldu..." Akademi Başkanlığı’ndan tutun da, Rektörlük döneminde de yaşanmıştı bu olaylar...

İki asistanı zamanın "Sonolay" gazetesinde "Beyaz Saray" dizisini başlatmıştı...

"Beyaz Saray”, Akademi Başkanlığı idi...

Sevgiyle karşılamıştı Hoca...

"Yarıda kaldı dizi!.."

…………

"Sevgi" sözcüğüne başka gözle bakanlar da vardır...

Buna da örnek var...

1960’lı yılların başında geçen bir olayı davayı izleyen gazeteciden dinlemiştik...

Eskişehir'de ünlü biri, feci şekilde dövülen eşi için dava açmıştı...

Kadını döven dostuydu...

Hakim davacı kocaya sordu:

"Hangisinden davacısın? Dövülmesinden mi, sevilmesinden mi?"

Davacı koca, eşini işaret etmişti : "Şuna bakın hakim bey, şuna" dedi: "Güzelliği tartışılmaz ama, böyle de dövülür mü?"

Hakimin şaşkın bakışları arasında devam etti : "Sevsin, sevsin hakim bey ama, dövmesin lütfen!..."

……….

12 Eylül öncesi Türkiye'de belki en huzurlu kurum Anadolu Üniversitesi’ydi... Pek çok üniversitede kan gövdeyi götürürken, Anadolu bir başkaydı...

Bir gün, bir konuk profesör bahçede sarmaş dolaş gördüğü gençlerden söz etmiş Büyükerşen’e... "Anlamadım" demiş Hoca:

"Yumruk mu atıyorlardı, yoksa kurşun mu sıkıyorlardı?"

Dersini almıştı profesör...

"Sevgi dolu bir yumrukla..."

Operasyondan sonra olanları görüp yaşadıkça, o "sevgi selini" gördükçe...

“Yılmaz Hoca rahat olsun” diyoruz…

Dört bir yana saldığı..

"Sevgi tohumları yeşermiş artık..."

Tek Rumeli TV'de Kalabak Suyu

Dostumuz "Bahar Bilen", akşam saatlerinde "Tek Rumeli TV'yi aç dedi :

"Eskişehir'e yer verecekler..."

Pazartesi gece 22.15’de açtık...

Karşımızda sanatçı "Arif Şentürk" ve hemen arkasında da "Beyti Çemen" vardı...

Yaklaşık 30 yıllık arkadaşımız Beyti...

Arif Bey, iki türküden sonra elindeki gazeteyi açtı ve mikrofonu da Beyti’ye verdi...

"Eskişehir’deki 1800 metre yükseklikteki İdrisyayla köyüne suyun gelmesini sağlayanlara teşekkür ediyorum" diye başladı :

"Önder Baloğlu ve Ömer Duru'nun bu katkılarını yaşam boyu unutmam. İşte elimdeki gazetede suyun açılış töreni haber yapılmış... Şaka değil, tam 25 yıl önce... Ve de biliyor musunuz?   Bu su şu anda Türkiye'nin sağlıklı ve içilebilir iki suyundan biri... Reklama girer diye adını vermiyorum..."

İşte burada takılmıştık Beyti'ye :

"Reklama girse bile bağırman gerekir, bu su KALABAK SUYU diye!..”

Türkiye'nin iki suyu arasına giren bu su için ne çabalar harcandı... İşte hala uğraşıyorlar Büyükşehir Belediyesi ile...

Sonra biraz daha dikkatli baktık Beyti'nin bulunduğu yere…

Oturduğu koltuğun hemen arkasında "Kalpaklı bir Atatürk" fotoğrafı...

Tam da BDP'li bir milletvekilinin "Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan gelip de, memlekete vatanım diye sahip çıkmasınlar" dediği günlerde…

Bilmeyerek de olsa,  "görüntülü" bir yanıt vermiş Beyti...

Programın sonunda "Tuna Nehri Akmam diyor" türküsünü söylüyordu Arif Şentürk...

İnanın, çoluk çocuk eşlik ettik...

"Teşekkürler Beyti Çemen..."

Günün Balı

"Çocuk gelin" sayımız yarı yarıya azalmış.

Aman ne güzel!

"Sapık sayımız da yarı yarıya azalmış demektir!

Fahrettin Fidan

Gerilim

Son dileğim, infaz edildiğim gün çok seyircimin olup beni nefret çığlıklarıyla uğurlamalarıdır.

Albert Camus

Kıssa-dan

Partililere seslenen Kılıçdaroğlu, "Konuşurken lafların nereye çekilebileceğine dikkat edin, önümüzde   sağlıklı çalışan medya yok" demiş. İşin kötüsü "arkanızda da" yok sayın Başkan!

Günün Sorusu

Başbakan niye insanlara “artistlik yapma" diyor?

"Ak-tirist" olmalarını istiyor da, ondan!

Kemal Ateş

Cuk

Obezler açlardan daha büyük bir yük oluşturuyormuş!

"Boşuna mı aç duruyoruz!"

Günün Şiiri

Türk Çocuk

Bir çocuk gördüm, bir çocuk

Elinde küçük el kadar bir bayrak vardı

Bu çocuk küçücüktü

Küçük bayrak Türkiye kadar

Büyüktü, büyüktü

Çocuk taşıyordu elinde bayrağı

Ay-Yıldız vardı gözlerinin içinde

Bayrağı göğsüne dikti

Yürüdü bir asker edasıyla

Başı dikti, dimdikti

Biliyordu bu çocuk Kıbrıs'ta doğduğunu

Ondan evvel biliyordu Türk olduğunu

Bayrağı, hayal hayal Akdeniz ufkuna çekti

Kırmızı rengin içinden göründü Türkiye

Çocuk heyecandan ölecekti

Koştu evlerine, Toros dağlarına bakan

Küçücük bir pencereye çıktı, silinmişti her şey

Çocuk bütün bütün bir al bıraktı…

Zeki Burdurlu (Varlık-1951)

Para mühim değil, ama!

Adam barda otururken yanına kısacık mini etekli, hoş bir kız gelmiş. Hemen tanışmışlar, içkiler ısmarlanmış...

"Lafı uzatmanın manasa yok, ben bir eskort kızım, beni beğendiysen 200 dolarını alırım” demiş kız.. Bu ani girişe şaşıran adam, "Para mühim değil, hemen veririm de" demiş:

"Madem olaya dümdüz girdin, bilesin o durumlarda ben kendimi kaybediyorum. Kırbaçlıyorum, tekmeler atıyorum, saçları yoluyorum, acayip ısırıyorum, bildiğin çılgınlıklar işte.." Eskort kız, "Bu yaptıkların ne kadar devam ediyor ki?" diye sorunca da, adam "Valla" demiş:

"200 dolarımı geri alıncaya kadar!.."

Yapmadığı şey!

Adamın biri karısını öve öve bitiremiyormuş: "Bizim hanım çok fedakardır. Evlendiğimiz günden beri tam on yıldır benim için yapmadığı şey kalmamıştır..." Arkadaşı başını sallayarak yanıt vermiş: "Öyledir bilirim. Benimki de on senedir, bana yapmadığını bırakmadı!.."

Kampus değil Kerbela!..

TOKİ Silivri'de sadece AVM’si eksik bir "Zindan Rezidans" kurdu. Hükümet öyle benimsedi ki tutukevinden mahkemeye iki, mahkemeden cezaevine iki adım mesafedeki işletmeye "infaz yerleşkesi" demedi. Sesini çıkarmaya kalkanların okuyacağı "hayat üniversitesi" modeli olduğunu göstermek üzere, "kampus" dedi!

Oysa "Kerbela", kampustan daha uygun düşerdi. Çünkü Silivri'deki mahkumlara günde 5 taksitte toplam 9 saat soğuk su, haftada üç gün de ikişer saat sıcak su veriliyor...

Mine G. Kırıkkanat

Günün Olayı

Sivas’ta yobazları “ellerinde benzin bidonlarıyla katliama giderken” gösteren fotoğraflar yayımlandı… Aydınlar ve askerler uydurma örgüt ve kanıtlarıyla içeride! Katiller gerçek örgüt ve kanıtlarla dışarıda!

Akif Kökçe

Günün Biberi

Vatanseverliğin bu kadar “maliyetli” (küçük görülme, antidemokrat ilan edilme, hapse atılma) olduğu bir ülkede vatansever ithalatından “patriot” daha normal bir şey olamaz!

Gani Yıldız