Sessiz bekçi

Görüşler Sessiz bekçi “Hiç cop yediniz mi?” Tadını biliyor musunuz?

8 Mayıs 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Görüşler
Sessiz bekçi
“Hiç cop yediniz mi?”
Tadını biliyor musunuz?
Bir Karşıyaka maçından sonra yedik!
Hoş bir tadı vardı!
“Bir hafta kambur gezdik!..”
Ya biber gazı?
Onu bilemiyoruz…
Ama limonsuz gezmemenizi salık veririz…
“Peki, ya tazyikli su?”
Ayrıntısına fazla girmeye gerek yok...
“Yangın alevi bile dayanamıyor!”
Bazıları için de..
“Bedava banyo olabilir!..”
………
Ama merak etmeyin...
Çok yakında hepsi tarih oluyor...
“Biber gazı, cop, tazyikli su hepsi çağdışı kalacak...”
Bundan Emniyet güçleri de rahat edecek...
Bırakın biberini-suyunu sıkmayı..
“Cop sallamak bile yorucu iş!”
Yerine..
“Sessiz Bekçi” geliyor...
Bir ABD firması üretmiş...
“Elektronik Kitle Durdurma ve Süpürme Sistemi...”
Elektromanyetik dalgalarla yüksek oranda acı ve yanma hissi veriyor...
Hedefteki insanları ayrım gözetmeden geçici olarak hareketsiz kılıyor ve etkisiz hale geliyor…
“Öldürücü olmayan bir silah...”
Ve de en büyük özelliğini biliyor musunuz?
Firma bunu göğsünü kabartarak açıklamış:
“Sadece insanlara zarar veriyor!..”
İtalya’dan sonra Türkiye’ye de tanıtılmış ve Emniyette büyük ilgi ve beğeni görmüş...
Gaz yok, cop yok, su yok..
“Birazcık canınız yanacak!..”
………
Hafta sonunda “Hüsnü Arslan”la İsmet İnönü Caddesi’ndeki bir bankta dinleniyorduk…
Nereden geldi aklımıza?
“Eski bekçileri konuştuk…”
Bir düdük sesi bile nasıl güven verirdi mahalle halkına…
İşe bakın..
“Karşımıza sessiz bekçi çıktı!”
Olduğunuz yerde “fır” döndürecek bekçiler…
Üstelik düdüğü de yok..
“Yaşasın sessiz bekçiler..”
 
Savaş Yücel’den Eskişehir'e selam
-Savaş Yücel’li yıllar. Gazeteci Oktay Özden ile Emniyet’te oturuyoruz. Günlük asayiş bültenini alıp çıkacağız. Beklerken odaya “Savaş Yücel” girdi, Ankara’daydı. Uzun süredir kavga edemiyorduk, pardon görüşemiyorduk. Savaş Yücel, o yıllarda yaptığı başarılı operasyonlarla gündemde.
Ankara’dan morali bozuk dönmüştü.
Dosyasının üzerine “grup çalışmasına uygun değildir”yazılmıştı.
Sonuçta yurt dışına gönderildi. Brüksel’de şimdi, ödül mü ceza mı kimse anlayamadı. Başarılı olmak tamam ama grup çalışmasına da uygun olmak gerekir.
………
Yukarıdaki satırları “Cihan Yıldırım”ın “Grup çalışmasına uygunluk” başlıklı yazısından aktardık
Bugüne kadar Anadolu Ajansı’nın bürosunda sıkışıp kalmış.
Güzel kalemi var Cihan’ın...
“Tarkan”a vedası nefisti…
“Savaş Yücel’e gelince...”
Son yerel seçimlerin gecesinde oylar sayılırken Cumhuriyet Lisesi’ne gelen “Murat Mercan”ı Büyükerşen uyarmıştı:
“Bu benim seçimim, sen git Ankara’daki işine bak!”
Mercan direnince, hemen orada olan Savaş Yücel patlamıştı bu kez:
“Hoca haklı, sizin burada işiniz yok!”
Sevgili Cihan..
“İşte grup çalışmasına uygun olmamak” bu olayın aynasıydı!..
Soluğu yurt dışında aldı...
Geçenlerde Açıköğretim Fakültesi sınavları için Brüksel’e giden bir doçentle selamlarını yollamış
Eskişehir’den gelen olduğunu duyunca onları bulmuş...
6 ay sonra Ankara’ya dönüp emekliye ayrılacağını söylemiş...
Ve de..
“Eskişehir’e selam yollamış Savaş Yücel…”
 
Günün Şiiri
Çağdaş Yunus
Baş açık ayak yalın
Bir garipçik Yunus mu ne?
Vermiş gücünü kullanmış sabrını
Germin göğsünü dağ dağ acılara
Aha demiş boynun aha kıldan ince!
Nice buğdaylar ambarlamış
Nice değişik kapılarda
Vermiş almamış
Allah demiş sığınmış Allah’a
Yıllar dizilmiş tesbihine
Büyür otuz üç, altmış altı
Ve bir gün vurur neden sonra
Bir yabancı ışık gözlerin ölü uykusuna
Değişir evren değişir daha
Başlar ilk sezinleme, ilk destan
Bu topraklar hehey bizim M’ola!..
Faruk Akça (Varlık-1968)
 
 
Hangisi daha inatçı?
 
İki arkadaş “inatçılık” üzerine konuşuyorlarmış. Birincisi demiş ki:
“Ben o kadar inatçıyım ki, geçen akşam eve geç geldim. Zili çaldım eşim kapıyı açmadı. İnat edip ikinci kez çalmadım ve sabaha kadar kapının önünde bekledim.”
Diğeri, “O da bir şey mi?” demiş:
“Evlendiğim gece bir bardak su istedim. Eşim de mutfaktan kendin al deyince suyumu içtim. Yatak odasına girmedim. Tam 13 yıl oldu yanıma yatmadım...”
Arkadaşı atılmış:
“Peki ama senin iki çocuğun var, bunlar neyin nesi?”
“İnatçıyım dedim ya” demiş öteki:
“İnat değil mi bu, onları da sormadım!”
 
Boş bir ev
 
Yakışıklı ve iyi giyimli bir gençle tanışan Diyogen, bu gencin son derece ahmakça sözler söylediğini görür.
Kendisine bu gençle ilgili fikrini soranlara da şu yanıtı verir:
“Muhteşem bir ev, ama içinde kimse yok, bomboş!”
 
Özdeyiş
Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen. Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen.
Buddha
 
Günün Sorusu
 
Kentsel dönüşüme katılmayanların evi elinden alınacakmış.
İyi! Milleti “Komünistler iktidara gelirse evinizi elinizden alacaklar” diye korkutarak bu noktaya getirdiler işte…
Gülhan Elmas
 
 
 
Cuk
Cinsel perhiz her zaman öç alır. Kiminde sivilceler çıkarır ortaya, kiminde cinsel yasalar...
 
Günün Balı
Sanayileşmiş ülkelerde yaşayan insanlar yılda yedi kilo katkı maddesi yiyormuş!
“Bizim de bir katkımız olursa bahtiyar oluruz!”
 
Kıssa-dan
Üzülmek yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez.
Sadece bugünün gücünü tüketir...
A.J. Cronin
 
Günün Olayı
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları artık sadece Çankaya Köşkü’nde yapılacakmış.
Orada da Büyük Taarruz değil kutlansa kutlansa Cumhuriyet’e karşı kazanılan zafer kutlanır ancak…
Haldun Ertem
 
Günün Sorusu
Kentsel dönüşüme katılmayanların evi elinden alınacakmış.
İyi! Milleti “Komünistler iktidara gelirse evinizi elinizden alacaklar” diye korkutarak bu noktaya getirdiler işte…
Gülhan Elmas
 
Günün Biberi
AB’ye “süper başkan” geliyormuş.
Biz o aşamayı çoktan geçtik, bize şimdi “hiper başkan” gelmek üzere!
Fahrettin Fidan
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi