Sen kimsin ki?

Türkiye Lokantacılar Pastacılar Federasyonu Başkanı Ethem Aykut Yenice'nin, Eskişehirli Bahar Bilen'in istifasını istemesi gündemi meşgul ediyor. Konuyu bilmeyenler için özetleyelim; Aykut Yenice, Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen'in lüks bir makam aracı satın aldığını, pandemi nedeniyle lokantacıların zor dönem geçirirken, Bahar Bilen'in üye aidatlarıyla makam aracı almasının sorumsuzluk olduğunu ileri sürmüştü.

İşin gerçeğini hemen belirtelim; gerçekte odaya lüks araç filan satın alınmadı. Gerçekte Oda'nın günlük işlerini yapması için 150 bin liralık ikinci el bir araç satın alınmış. Lüks otomobil dedikleri bu işte...

Şimdi son zamanlarda bizim memlekette MIŞ gibi yapmak pek bir moda oldu. Mesela birileri milliyetçiyMİŞ gibi yapıyor. Yine bazıları ekonomik krize üzülüyorMUŞ gibi yapıyor. EskişehirsporluyMUŞ gibi yapanlar, Allahtan korkuyorMUŞ gibi yapanlar da cabası.

Anlaşıldığı kadarıyla Federasyon Başkanı Ethem Aykut Yenice de dürüst yöneticiyMİŞ gibi yapmaya niyetlenmiş. Ancak baltayı da taşa vurmuş.

Dürüstlük konusunda bir Eskişehir Markası olan Bahar Bilen'e bütün kent sahip çıktı. Öyle A Haberlerde atılan iftiralarla Eskişehir kendi çocuğunu yedirmez. Sadece Eskişehir mi? Bütün Türkiye'nin Bahar Bilen'e sahip çıktığını sevinerek gözlemledik. Son olarak Federasyon Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri, asıl istifa etmesi gerekenin, iftirayı atan kişi olduğunu ifade ettiler.

Açıkçası, "Sen kimsin ki Bilen'in istifasını isteme cürretini gösteriyorsun" dediler.

Daha kötüsü olamazdı

Meğer koronavirüs salgınıyla ilgili vatandaşa mütemadiyen ve bilinçli olarak yalan söylenmiş. "Bu bizim seçmen var ya; 'Avrupa bizi kıskanıyor' dedik mi alık alık suratımıza bakarlar" diyerek hain kahkahalar atanlar, gerçeklerin eninde sonunda açığa çıkacağını unuttular her halde.

Şimdi öğreniyoruz ki Avrupa'nın virüsle mücadeledeki en başarısız ülkesi bizmişiz. Kıcıracak bir durum da söz konusu değil. Rakamlar ortada işte...

Aylardır "İktirdara haksızlık etmeyelim, vatandaş olarak üzerimize düşen maske – mesafe – hijyen sorumluluğunu yerine getirelim" diyordum. Sanırım şimdi okurlarıma sağlam bir özür borçluyum. Elbette vatandaş olarak bireysel önlemlerimizi almaya devam edelim. Biz kişisel önlemlerimizi almazsak hiçbir hükûmet bizi kurtaramaz. Bu ayrı bir mesele.

Ancak hükûmetin de sorumlulukları olduğunu unutmamak lazım. Sağlık Bakanlığı‘nın açıkladığı ve bu kez yalan olmadığına inanmak istediğimiz veriler, Türkiye'nin Avrupa'nın en başarısız, en beceriksiz yönetimine sahip olduğunu gösteriyor. Yani salgını durduramadık. Üstelik ekonomiyi de kurtaramadık. Yeni bir 5 maske dağıtımı skandalı yaşadık.

Her ikisini de beceremedik. Hem insanlarımız patır patır ölüyor hem ekonomimiz çöktü. Bundan daha kötüsü olamazdı...

Elinizi korkak alıştırmayın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete verip veriştirdiği konuşmasının arta kalan zamanında, salgınla mücadele konusunda atılacak yeni adımları açıkladı. Önce sevinçli haberi verelim. Aşılar bedava olacakmış. 50 milyon doz kadar aşı alınmış ki bunun yeterli olması mümkün değil. Zira 56 milyon nüfusu olan İngiltere 240 milyon aşı alacağını açıkladı. Diğer Avrupa ülkeleri de nüfuslarının üç ila 4 katı aşı alıyor. Bu durumda bizim de 83 milyon nüfusumuz olduğu düşünülürse 250 ila 330 milyon aşı tedarik etmemiz gerekmez mi? Yöneticilerimiz öyle ellerini korkak alıştırmasınlar yani. Bir yandaş müteahhide haftalık ödemelerinden birinin onda birini yapmazsınız, vatandaşınızın da hayatını kurtarırsınız. İşte matematik ortada... Şimdi diyeceksiniz ki, "Ey Kerem Akyıl, AK Parti'den önce hesap makinesi mi vardı?.." Siz de haklısınız elbette.