Odunpazarı Belediyesi güzel ve duyarlı dokunuşlarına bir yenisini ekledi. "Şekerim Kapımda" adıyla başlatılan bir kampanya çerçevesinde Odunpazarı personeli kırsal mahallelere giderek çocukların bulunduğu evlere şeker ve çikolata paketleri dağıtacaklarmış.
Bizim çocukluğumuzda böyle güzel şeyler yoktu. Ancak yine de mutluyduk, kapı kapı dolaşır, mahallelilerden şeker toparlar, sonra; "Bende yeşil şekerden daha çok var" diyerek birbirimize nispet yapardık. Hatta kısa bir müddet, 1 yeşil şeker, üç kahverengi şekerle takas edilir, kısa süren bir "Menkul Tatlı Kıymetler Borsası" deneyimi bile yaşardık.
Ancak şimdi devir değişti. Bayramların bile eski tadı, eski masumiyeti kalmadı. Çocuk kaçırmalar, sarhoş sürücüler, organ mafyaları derken evlatlarımızı kapı dışarı çıkarmaya korkuyoruz. Buna bir de şu kör olası kovid 19 virüsü eklendi.
Hal böyle olunca çocuklarımız şöyle doyasıya şeker yemenin tadını bile unuttular. Tabii evladına şeker bile alamayacak duruma düşen aileler olduğunu da unutmayalım.
"İşte bu ahval ve şerait içinde" Odunpazarı Belediyesi'nin şeker dağıtmasını çok önemsedim. Size basit bir şey gibi gözükebilir. Ancak benim için – belki de çocukluğumu hatırlattığından – içimi ısıtan bir uygulama.
Bu sene çocuklarımız kapanma nedeniyle kapı kapı dolaşamayacaklar belki. Ancak Kazım Amca'larının şekerleri kapılarında olacak. Çikolataları ağızlarına bulaşa bulaşa, elleri yapış yapış olana kadar yiyecekler...
Tüketiciyi Destekleme Derneği Genel Başkanı Süleyman Bakal, "Semt pazarları ve mal satan tüm iş yerleri açıldıktan sonra bir anda çok yoğunluk yaşanamaması için açılmalıdır" dedi. Benzer bir açıklamayı da Eskişehir Pazarcılar Oda Başkanı Mehmet Çiçek yapmıştı. Haftada bir gün tezgah açmanın pazarcı esnafı için yeterli olmadığını savunan Çiçek, "Bir gün yetmiyor. Vatandaşa da pazarcıya da yetmiyor" ifadelerinde bulundu.
Şimdi pazarların kapalı olmasının, salgınla mücadeleyle alakası olduğu söylense de, bu yasağın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Üstelik hepimiz biliyoruz ki virüs kapalı mekanlarda daha çabuk bulaşıyor. Pazarlarda, yani açık alanlarda virüsün bulaşma ihtimali, marketlerde bulaşma ihtimalinden daha düşük.
Pazarları yalnızca vatandaşın ucuz ve sağlıklı sebze – meyve aldıkları yerler olarak değerlendirmemek lazım. Pazarlar aynı zamanda üreticilerin, tüketiciyle buluştukları yerler. Dolayısıyla pazarların kapalı olması üreticinin de perişan olmasına neden oluyor. İşte tüm Türkiye'de salatalığını, domatesini çöpe döken çiftçilerimizin görüntüleriyle karşılaştık.
Özetlemek gerekirse vatandaşımız pazarlara getirilen yasaktan hiç memnun değil. Üstelik bu yasağın virüsün yayılmasını engelleyeceğine de inanmıyor. Yetkililerin vatandaşın taleplerini bir an evvel değerlendirip, bu anlamsız ve saçma yasağı kaldırması lazım.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne bağlı polislerimiz başarılı bir operasyon gerçekleştirerek, Hoşnodiye Mahallesi'ndeki bir eve baskın verdi. Ev dediysek, burasının kurusıkı tabancaları ateş edebilen gerçek tabancalara çeviren bir imalathane olduğunun altını çizelim. Dışarıdan ev gibi gözüken bu imalathanede "Oyuncak" tabanca statüsünde bulunan kurusıkı tabancalar, bazı basit tadilatlarla mermi atan gerçek tabancalara dönüştürülüyor. Bu durumun engellenmesinin tek yolu, kurusıkı tabancaların satışının yasaklanması. Üstelik bu silahlar tadilattan geçirilmeseler bile çok tehlikeliler. Çünkü dış görünüşlerini gerçek silahtan ayırmak imkansız ve bu hâliyle blöf yapabilen bir suçlunun elinde gerçek silah gibi agılanabildiği için, suç işlemede kullanılabiliyor. KOM polislerimizin elleri dert görmesin. Ancak onların bataklıkta sinek avladıklarını unutmamak lazım. Burada iş, TBMM'ye düşüyor. Sadece kurusıkı silahları değil, yivsiz av silahlarını da yasaklamaları lazım. Anormal bir silahlanmanın içine girdik. Hayra alâmet değil bu gidiş...
Aman açılmasın. Hatta pazarlar tümüyle kapatılsın. Fırsatçılar...Marketler bin kat iyi...
Aman pazarlar açılmasın abi fiyatlar uçmuş çilek 20 muz 15 dometes 10 salatalik 10
Yoo pazarların açılmasını istemiyoruz marketlerde maskesini indirip ağzında sigarayla bağıran adamlar yok!