Seçim kıran kırana geçmez

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek genelde boş bir hayaldir. 2 sene önceki CHP İl kongresine bakıp, bugünde aynı aday isimlerin yani Özokcu ve Özkar’ın tekrar yarışacağına görünce aklıma ilk gelen bu oldu. Ancak biraz düşününce aslında aynı şeylerin yapılmadığını, yaşanmadığını ama buna rağmen sonucun yine Özkar lehine sonuçlanacağını söylemek durumundayım.
Her ne kadar sular biraz durulsa da CHP’de Tepebaşı seçiminin yansıları ve sürecin içinde Ataç’ı düşünüyormuş gibi yapıp kendi ikbalinin peşinde koşanlar Tepebaşı örgütünde ciddi bir ayrışma, huzursuzluk ortamı yarattı. Bu sebeple Ersen Yeniceli ya da başka birinin muhakkak bir farkındalık adayının 3. İsim olarak çıkacağı ve mesaj vereceği sürpriz değil nicedir konuşuluyordu. En nihayetinde bundan 9 gün önce Açık Oturum programında Yeniceli’nin aday çıkmak için imza topladığını kamuoyuna ilk önce biz söylemiş, dile getirmiştik zaten. 50 puana ulaşmak imkânsız değil
 Bolu’ya yenilsek bile umudu yitirmedik. Lig de kalsak başarı diye merhaba dediğimiz sezonun ilk yarısı sona ererken play off’a kalırız diye umutlanmaya, heyecanlanmaya başladık.
Bunu yapabilecek bir takımız aslında. Puan silme cezalarından başımız ağrımaz ise play off’a gitmek imkânsız, olamaz bir durum değil.
Genel de 50 puana ulaşabilen takımlar play off hakkını kazanıyor. Bizim ise çok geç başladığımız, Yücel hocayı çok geç bulduğumuz ve motivenin en olumsuz koşullarında topladığımız puan şayet Adana maçını da kazanırsak 24 olacak. 3 puan silindiği için eldeki puanımız 21 olsa da takımın bu haliyle 24 puan toplayabildiğini fark etmemiz lazım.
Yani aşağı yukarı aynı ortalama ile bile bizler 50 puan barajına ulaşabilecek bir takımız. Artık takımın hazır olduğunu, devre arası kamp yapacağını, motivasyonun, hedefin olduğunu hesaba katarak düşünürsek umutlanmamak elde değil.
Yeter ki Eskişehirspor’u sahip çıkmak adına geçmiş dönemlerde yaptığımız hataları tekrar etmeyelim. Yeter ki kişisel sorunlar, takımın, oyunun, motivasyonun önüne geçecek kadar yer kaplamasın gündemde ve yeter ki en azından bir 5 ay tek yürek olabilelim.
Kazım Kurt, Nebi Hatipoğlu derken yönetici olmasa bile destek olanların sayısı artıyor. Localar satılmaya, hedef koyup hava olumlu oldukça en azından işler biraz daha yürütülebilir olmaya başlayacak. İnanıyorum ki bugüne kadar sus pus olanlar da bu kez bu umuda karşı duramayıp bir şeyler yapmak için elini taşın altına koyacaklar.
Biliyorum konuşmalar kadar hoş, keyifli bir ortam yok Eskişehirspor’un mali tablosunda ama biliyorum ki aşılmayacak kadar da biçare kalmayacağız. Altını sürekli çizdiğim gibi yeter ki pişmiş aşa su katmayalım. Susmanın da çok şık bir cevap olduğunu sık sık hatırlayalım.
 
Bir tartışalım diyoruz ama ?
Termik Santral konusu sıcaklığını koruyor. İhale sürecine yaklaşık 1 ay kaldı ve hemen herkesin genelde karşı olmakla birlikte konu hakkında fikirlerini duyuyor, okuyor, izliyoruz.
Ancak konu hep tek taraflı gidince, bazı eleştiriler, endişeler, tepkiler havanda su dövüyor gibi boşlukta debelenip duruyor.
İnsanlar bu konuda Eskişehir’de kimi muhatap alacaklar, bu konuyu artı eksi yönleriyle tartışmak istesek doğru bilgi ve verilere kimden ulaşacağız. Tüm bu endişelere karşın yeni nesil çevreci santral demekten öte herhangi bir bilimsel kanıt, anlaşma, ya da örnek var mı merak ediyorum.
Madem gerçekten zararsız, gerçekten çevreci insanların tepkisine dair neden tek bir kelam yok. Enerji Bakanlığı’ndan ya da bu işin diğer paydaşlarından yerel yönetimleri, basını, ilgili teknik insanları, STK’ları bilgilendirmek için geç kalınıyor mu merak ediyorum.
Gerçekten bu konuyu destekleyen biri ile oturup konuşup, tartışmak istiyorum ama şu an aradığım kişiye ulaşamıyorum.