Et ithalatından utanmalıyız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya dönüşü Uruguay ve Brezilya'dan büyükbaş canlı hayvan ithalatı yapılacağını söyledi. Bununla ilgili bir değerlendirmede bulunan Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Bahar Bilen ise, “Geçmişte inekleri ve süt danalarını kestik. ‘Anayı kesersen danayı bulamazsın’ diye bir deyim var. Dolayısıyla şu anda danayı bulamaz hale geldik” ifadelerinde bulundu.
Öncelikle Türkiye’nin başka ülkelerden dana ithal edeceğini söylemek, utanç verici bir durum. Eski Güçlü Türkiye zamanında biz kendi ihtiyacımız olan dana etini üretir, üstünü de elimizi öpen Avrupa ülkelerine satardık.
Oysa ki AK Türkiye zamanında et alabilmek için elin yabancı ülkelerine el açıyoruz. Üstelik bunu da sanki büyük bir başarıymış gibi ortaya koyuyoruz.
Şimdi mahalle kıraathanesine gidip, pişpirik oynayan bir arkadaşa Türkiye’yi emanet etsek, o da en kötü ihtimale yabancı ülkelerden et alır. Ülkeyi yöneten kadroların vazifesi, nasıl olup da ülkemizin et üretemediğini masaya yatırmak ve üretimi artırmaktır.
Dolayısıyla Bahar Bilen’e katılıyorum. Öte yandan Türkiye büyükbaş hayvandan ziyade, küçükbaş hayvan üretmeye uygun bir ülke. Mesela Eskişehir koyun ve keçi üretimi için mükemmel topraklara sahip. Öte yandan – Belediyeleri saymazsak – devlet kurumlarının küçük baş üretimini artırmaya yönelik doğru düzgün bir çalışması yok. Hoş sevgili hükümetimizin büyük baş üretmekle ilgili bir projesi de yok. Baksanıza “Dışarıdan et alıyoruz” diye övünüyorlar…

Küpeli 2025’ten umutlu ama…

Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, Olağan Genel Kurul’da yaptığı konuşmasında 2024 yılında yeni yatarım için arazi tahsisi yapmadıklarını belirtti. Küpeli 2025’ten de umutlu olduklarını kaydetti.
Sanayicinin yeni yatırım yapmamasının nedeni ekonomik kriz. Sermaye sahipleri başta enflasyon olmak üzere önlerini göremedikleri için yeni yatırım yapmaktan kaçınıyor. Bu durum Türkiye’nin büyüyemediğinin göstergesi. Enflasyon denilen belanın yalnızca dar ve orta gelirlilerin derdi olduğunu düşünmeyin. Enflasyon yatırımcıyı da çok kötü etkiliyor ve bu da yeni yatırımların yapılmasını engelliyor.
“Sayın Küpeli 2025’ten umutluysa, bir bildiği vardır” diye düşünüyorum. Ancak benim gözlemlerim 2025’in de kötü geçeceği yönünde. Özellikle AK İşadamlarına hazineden aktarılan paralar, ekonomimizde kara bir delik gibi duruyor. Biz bu kara deliği kapatmadığımız müddetçe, iki yakamızı bir araya getiremeyiz.

2 Eylül çantada keklik değil 

Eskişehirspor bu hafta 2 Eylülspor ile mücadele edecek. Bazı futbolseverler, “2 Eylül zaten Eskişehir takımı. Bu maç çantada keklik” diye düşünüyor. Ama puan tablosuna baktığımız zaman işin öyle olmadığını görüyoruz.
2 Eylül takımı 7 haftada 5 beraberlik ve 2 mağlubiyet almış. Bu da 2 Eylül’ün öyle kolay kolay yenilmeyecek bir takım olduğunu gösteriyor. Lig boyunca yalnızca 3 gol atan 2 Eylül, kalesinde de 8 gol görmüş. Yani az gol yiyen, daha da az gol atan bir takım. 
Dolayısıyla önümüzdeki maça “Çantada keklik” gözüyle bakanlar, feci şekilde yanılıyor. Zor ES TV ekranlarından da yayınlanacak olan maç, Eskişehirspor için hiç de kolay olmayacak. Taraftar olarak bunun bilincinde olmalı tribünlerdeki yerimizi almalıyız.