SEÇİM GELMİŞ NEYİME

SEÇİM GELMİŞ NEYİME

27 Mart 2014 09:15
A
a
Sütiş Eskişehir
Bugün Perşembe. Cuma, Cumartesi. Cumartesi günü saat 18.00’de seçim yasakları başlıyor. Artık ülke genelindeki yerel yöneticileri seçmek için, 30 Mart 2014 Pazar günü sandığa giderek tercihimizi yapacağız.
Sandık başında elimizi kalbimizin üzerine koyup, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in üç dönemdir yaptığı hizmetleri onaylıyor, bir beş yıl daha bu şehri yönetmesini istiyorsak oyumuzu kendisine vereceğiz. Yok, ‘üç dönemdir yapılan hizmetler için kendisine teşekkür ediyoruz. Şehrimizin çehresi değişti, ancak ben değişimden yanayım’ diyenler tercihini ya Harun Karacan ya da Kadir Çalışıcı’dan yana yapacaklar.
Elbette sadece Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Odunpazarı Tepebaşı ile birlikte 12 ilçede daha belediye başkanı seçeceğiz.
Seçim dendiği zaman millet olarak heyecanlanır, iyi veya kötü bir fikir beyan ederdik. Şöyle olsa iyi olur, böyle olsa kötü olur gibi. Siyaseti bilen veya bilmeyen konuşur, memleketin durumu hakkında bir şeyler söylerdi. Şunlar olması gerekirdi. Oldu mu? Neden olmadı? İşte çok iyiydi, neden istediğimiz gibi çıkmadı? Yani halk seçimlerin içine ama şöyle ama böyle girerdi. Hatta seçimlere bir sene kala çalışmalar başlardı. Adaylar üzerinden elemeler yapılırdı. Kahvelerde, evlerde, sokaklarda ve her yerde saygılı olarak konuşmalar dinlenir ve seçim yapılırdı. İlçemizde yaşayan küçüklü büyüklü her birey bu demokrasi yarışının içinde yerini alırdı. Bu düşünceleri benim geçmişteki yaşam tecrübemden aldım.
Şimdi gelelim şu anki halkın seçimlere ilgisine. Sade vatandaşın seçimle falan ilgisi yok. Onlar karın doyurmanın, eve bir fazla ekmek götürmenin derdine düşmüşler.
BU SEÇİMİN KADERİNİ
KADINLAR BELİRLEYECEK
Hepimiz biliyoruz ki kadınlar ve erkekler hayatı aynı yerde aynı biçimde yaşamazlar. Aynı evde, mahallede, köyde, şehirde birbirinden farklı şartlar içindedirler. Deneyimleri, sorunları, ihtiyaçları, beklentileri farklıdır. Bu nedenle yerel politika ve uygulamalardan farklı etkilenirler.
Sokağın çöpü, çamuru, karanlığı, kreşin, semt pazarının, sığınma evinin varlığı-yokluğu, yoksulluk, savaş da kadınları ve erkekleri farklı etkiler. Karanlık sokaklar, kadınların güvenliği için daha büyük bir tehdit oluşturup yaşam alanının daralması anlamına gelebilir. Bu nedenle pozitif ayrımcılığın önüne geçecek, bu toplumun yarısı kadın diyen, kadınlara yönelik istihdam alanları yaratacak projeler sunan başkan adayları seçime damga vuracak. Yani bu seçimin kaderini bence kadınlar belirleyecek.
Dün seçimlerin sonucunun nasıl olabileceği konusunu 4 arkadaş ile tartışırken içlerinden birisi şunu dedi:
“Hani bir şarkı var, ‘Bayram gelmiş neyime…’ diye, seçim gelmiş neyimize Sadi Bey. Bizim gibi vatanına, milletine bağlı insanlar için bir anlam ifade etmiyor. Seçimler eşit şartlarda yapılacak, millete hizmet verilecek o zaman tamam. Maalesef durum böyle değil. Adamlar bir baltaya sap olamamış, seçimlerde koşturmuşlar, şu anda da krallar gibiler. Bizler eşekler gibi çalışalım, onlara verelim onlar da yesinler. Bu adalet mi? Yanlış anlaşılmasın. Ben bugünü kastetmiyorum. Dün de öyleydi. Bugünde böyle. Eğer bu düzen değişme yarın da böyle olacak.”
Son olarak şunu da belirtmek istiyorum. Siyasi partilere gönül vermiş, üye olmuş, yönetimlerde görev yapanlar, bazı sivil toplum örgütlerinin yöneticileri dışında seçimle ilgilenen çok fazla insan yok. İnsanların çoğu geçim derdinde. Evine bir ekmek daha fazla götürebilir bunun için gayret gösteriyor.
 
 
 
‘ODUNPAZARI EVLERİNDE VERMEYECEĞİM’
 
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan adayı Nevzat Önder ile ES TV’de program yapmıştık. Programda Odunpazarını ve Odunpazarı için yapacağı projeleri konuştuk.
Geçtiğimiz Pazartesi günkü köşemde de gerek Kazım Kurt gerekse Nevzat Önder ile yapmış olduğum televizyon programıyla ilgili bir değerlendirmede bulunmuştum.
Yazımın bir bölümü alarak, tekrar ediyorum:
 
“Her ne kadar AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan adayı Nevzat Önder, ‘ben göreve gelirsem Odunpazarında yeni açılacak içkili yerlere ruhsat vermem’ diyorsa da, bu bir gerçek. Bunu kullanan insanlar var. Yasakların nasıl delindiğini bu günlerde hepimiz daha net olarak gördük.
Eğer alkollü işyerlerinin açılmasına izin vermezseniz, insanlar parklarda, sokak aralarında, boş buldukları mekanları açık hava lokantasına çevirirler.
Bu insanların hiç olmazsa kontrollü bir şekilde alkol almalarına yardımcı olursanız, özellikle parklar çocuklara ve halkın daha rahat kullandıkları mekanlar olmaya devam eder.”
Dün Nevzat Önder televizyona programa geldi.
‘Sadi bey ben Odunpazarında içki ruhsatı vermeyeceğim demedim. Tarihi Odunpazarı Evlerini içkili lokantalara çevirmek isteyenler olursa ruhsat vermem dedim. Ben içki karşıtı değilim. Şartları uygunsa bu işyerlerine içki ruhsatı vermem söz konusu olamaz. Herhalde yanlış anlaşıldı’ dedi.Program cd’sini dinleme fırsatım olmadı. Ama Nevzat bey, ‘ben tarihi Odunpazarı Evleri içerisinde içki ruhsatı vermeyeceğim’ dedim diyorsa, ‘hayır böyle söylediniz’ diye ısrar etmem doğru olmaz.
Bir yanlış anlaşılma olmuşsa, onu da bu şekilde telefi edelim istedim.
 
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi