10 Ocak’ta başlayan Siyaset Rüzgârı hükümet ve muhalefet kanadında karşılıklı söylemler ile devam ediyor. Kızılinler ekseninde başlayan ütopik tartışma ister istemez başka odak noktalarına kayıyor.
Seçimin CHP ile AK Parti değil, Yılmaz Büyükerşen ile AK Parti arasında geçeceğini gösteren fazlaca emare var. Yılmaz Büyükerşen bir şeyler söylüyor, önce Sakallı, ardından başta Salih Koca olmak üzere tüm Akparti teşkilatı karşılık veriyor. Buna karşılık CHP cephesinden ses gelir mi diye bekliyorsunuz ama nafile, birkaç cılız muhalif sözden başka karşılık yok. Hal böyle olunca Yılmaz Hoca CHP için tek başına savaşıyor gibi bir intibaa oluşuyor kafalarda.
Bu CHP için eksi mi derseniz? Değil elbette, ancak savaşı sadece Büyükerşen’in götürmesini beklemek de büyük haksızlık değil mi?
Bence başta Erman Gölet ve ilçe başkanları olmak tüm teşkilatın taşın altına elini fazlaca koyması gerekiyor. Arada bir Eskişehir’e gelip Herkes çok çalışmalı diyen Batum’un sözlerinin ne kadar samimiyet ve güven arz ettiği ortada.
- - -
Düşünce özgürlüğü mü?
Ümit Kocasakal ve Metin Feyzioğlu’nun katıldığı etkinlik hala konuşuluyor. Konuşulan kısım malum. CHP’ye yapılan eleştiriler. Aslında yönetim anlayışı ile bizim sık sık dile getirdiğimiz ve bunu yaptığımız için farklı adlandırıldığımız eleştiriler. Tabi bunu kitle önünde yapan isimler aynı zamanda tüm ülkenin yakından tanıdığı isimler olunca herhangi bir yaftalama yapma cesaretini gösteremiyor bazıları. Yani Ahmet, Mehmet söyleyince bunları Hükümet yandaşı, Kocasakal ve Feyzioğlu yapınca CHP’nin iyiliği için yapılan yapıcı eleştiriler olarak adlandırılıyor. Bu da aslında düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve sansürsüz bir hayatı destekleyen bazı insanların, aslında bunun tam karşısında olduklarının en büyük kanıtı.
O isimler bazı isimleri yaftalamaya, haber listelerinden mail ve telefonlarını sildirmeye, kişisel sıkıntısından dolayı, temsil ettiği partiyi zedelemeye devam etsinler bakalım.
- - -
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Bugün CHP’den başladık madem CHP’den devam edelim. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir hadise hakkında biraz geç kalmakla birlikte notumuzu düşelim. Malum Kazım Kurt bir değerlendirme toplantısı yapıyor ve İl Başkanı Erman Gölet yanında. Sonra kusura bakmayın, biraz geç kaldım, haberim olsaydı daha erken gelirdim diyen Gaye Usluer iştirak ediyor toplantıya. Velhasıl herkesin ortasında bir gönderide bulunması, birçok insan tarafından yadırganıyor ve eleştiriliyor. Aldık, kabul ettik tamam ama.
Âmâ’sı partinin bu şehirdeki en yetkili ismi kim? PM üyesi Usluer
Bu toplantıdan ilk haberi olması gereken ama olmayan kim? Usluer
Daha öncede aynı sıkıntıları yaşayan ama renk vermeyen kim? Usluer
Kendisiyle kucaklaşmak yerine, muhalefet edilen kim? Usluer
Kendinizi iki dakika Usluer’in yerine koyun, sonra vicdanınıza sığınıp söyleyin, bunları siz yaşasaydınız bu kadar sakin kalır mıydınız?
Tamam, kardeşim, Usluer PM üyesi, daha sakin, kendi içinde halledilmesi gereken bir dillendirme ile karşı tarafa malzeme vermesin de, deyim yerindeyse hırsızın hiç mi suçu yok?