Satılmış Rektör!

Yalçın Küçük’ün “isyan” kitabında okumuştum…
Daha sonra birkaç makalesinde de bu anıya yer verdi.
1960’lı yıllarda ODTÜ’de öğrenci yemekhanesinde yemekler çok kötü çıkmaktadır…
Öğrenciler eylem yapma kararı alır.
Bir de kantinde çalışan bir müstahdem vardır. İsmi Satılmış! Öğrenciler onu çok sevmektedir. Kantinde yapılan toplantılarda Satılmış, öğrencileri dinler, kimi zamanda onlara lojistik destek sağlarmış…
Öğrenciler yürüyüşe başlamış ve hep bir ağızdan da “Satılmış rektör, Satılmış rektör” diye bağırmaya başlamış. İşte tam o sırada bizim müstahdem Satılmış’ın yüzü kızarmış ve utanarak şöyle demiş:
-Hayır! Yapamam ben rektörlük yapamam!
Satılmış, kendisinin rektör yapılmak istendiğini sanmış! Öyle ya öğrenciler onu hem seviyor, hem de değer veriyor!
Geldik bugünlere…
Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum. Herkese bir görev veriliyor. Yetkin mi değil mi bakılmıyor. Üst düzey görevlere ilgisiz, bilgisiz kişiler getiriliyor…
Bu normal değil ama olabilir, diyelim!
Anormal durum nedir biliyor musunuz?
Hiç kimse müstahdem Satılmış gibi “ben yapamam” demiyor…
“Yapamam” “Bu görev bana ağır gelir” demek de bir erdemdir…
Herkes, “Her görevi yapıyor, her şeyden anlıyor”
“Ne iş olsa yapanlar” memleketinde, uygarlığımız inanın pek de ileriye gitmez!
NOT: Anadolu Üniversitesi rektörlük seçimiyle bu yazının bir ilgisi yoktur!
 
BEDELİ YÜKSEK BİR DERS!
 
Ankara’dan Bursa’ya giden gezi otobüsü…
Eskişehir’in hemen çıkışında ağaçlara çarpıyor 13 kişi yaşamını yitiriyor, onlarca yaralı var…
Üç şeritli, geniş bir yol…
Ve boş…
Karanlık yok!
Araştırma yapıyorlar, yolda buzlanma falan yok…
Görgü tanıklarına göre sürücünün uyuması söz konusu değil!
Ve tanıklar kazanın bir sokak hayvanının neden olduğunu söylüyor. Otobüs sürücüsü sokak hayvanına çarpmamak için manevra yapınca ağaçlara çarpıyor ve büyük bir kazaya neden oluyor…
Benzeri kazalara daha önce de bir çok kez tanık olduk!
Genellikle otomobiller böyle kazalar yapıyor. Ya bir kişi ölüyor, ya da yaralanıyor. Bu nedenle sokak hayvanlarının yol açtığı trafik kazaları pek gündeme gelmiyor…
Benzer bir durum şehir çöplüğünün olduğu Seyitgazi yolunda da bir dönem oldukça fazla oluyordu…
Sokak hayvanı aniden yolun ortasına fırlıyor, sürücü çarpmamak için direksiyonu ile hızlı manevra yapınca, ya yoldan çıkıyor tarlaya giriyor, ya da bir yerlere çarpıyordu…
Ne yazık ki bu duruma bir türlü çözüm bulunamıyor.
Önlem alınamıyor…
Eskişehir’in sokak hayvanları konusunda ne yazık ki bir politikası yok!
Bu son kaza!
Acı ve bedeli yüksek bir derstir, hepimize!
 
 
MOLLA KASIM CADDESİ!
 
Sivrihisar Belediye Meclisi bir karar alarak, ilçedeki Ordu Caddesi’nin ismini Nabi Avcı Caddesi olarak değiştirmiş…
Tesadüfen mi seçildi bilmiyorum…
Ordu Caddesi’yle birleşen iki cadde var…
Birisi Nasrettin Hoca Caddesi, diğeri Yunus Emre Caddesi…
Bilmeyenler için tekrar yazayım. Nabi hocamız, 80’lerin başında Molla Kasım, takma adıyla yazılar yazıyordu…
Tarihteki Molla Kasım, Yunus Emre’nin şiirlerini yok etmekle biliniyordu…
Nasrettin Hoca ile konuşmaları da vardır…
İsim cuk oturmuş, kısacası…
 
 
20 BİN TON EROİN! 
 
İç işleri bakanı Süleyman Soylu’nun, Eskişehir’de katıldığı törenlerde yaptığı konuşmaları dikkatle takip ettim…
Bir istatistik vermek istiyorum…
2017 yılında 20 bin ton eroin yakalanmış!
Rakam büyük…
Ama bir kıyaslama yapmak gerekir…
2016 yılında ise yakalanan eroin miktarı 5 bin ton…
Uyuşturucuyla mücadelede çıtamızın yükseldiğini buradan anlayabiliyoruz.
Ve “yakalama konusunda” Avrupa birincisiyiz.
Küçümsemeyelim, önemseyelim!