Sarıcakaya Belediyesi, Kaymakamlık ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nün ortak yürüttüğü proje kapsamında 40 dekarlık arazi üzerine lavanta fidesi ekimi yapıldı. Bu proje hükûmet ile yerel yönetimlerin ortak çalışması durumunda ne kadar büyük başarılara imza atılabileceğinin kanıtı. Duyduğumuz kadarıyla daha önce Sarıcakaya'ya lavanta ekimi yapılmamış. Dağküplü'deki 40 dekarlık arazinin bereket dağıtacağına eminim. Lavanta çiçekleri güzel görünsün, gözümüz gönlümüz açılsın diye dikilmiyor. Bu çiçeklerin yağı çok önemli bir sanayi hammaddesi. İyi para kazandırıyor ve en önemlisi de kıraç arazilerde ekimi rahatlıkla yapılabiliyor.
Millet olarak kolay para kazanmanın yollarını araya araya ne yapacağımızı şaşırdık. Toprağın altındaki petrol veya sert madenleri arayıp duruyoruz. Arayalım elbette; toprağın altındaki hazineler de bizimdir. Ancak elimizdeki en kıymetli hazinenin toprağın altında olduğunu zannetmeyin. Asıl hazine o altını eşeleyerek baktığımız toprağın ta kendisi...
Hem Tarım Bakanlığı yetkililerini hem de Sarıcakaya Belediye Başkanı Hüseyin Çam ve mesai arkadaşlarını tebrik ederiz.
Gün geçmiyor ki hayatımızı idame ettirmemiz için elzem olan bir şeye zam gelmesin. Milletçe zamlar belimizi büktü ve bir gazeteci olarak bunu yeri geldiğinde eleştiriyoruz. Ancak hükûmetimiz yeni bir zam açıkladı ki hiç de karşı değilim. Hatta iktidara, "Ellerinize sağlık ama az bile zam yapmışsınız" diyorum. O da trafik cezalarına yapılan zamlar.
Buna göre Hazine ve Maliye Bakanlığı yıl başından itibaren trafik cezalarını yüzde 9,11 zamlanmasını onaylamış. Dediğim gibi az bile yapmışlar. Bir ülkede cezalar caydırıcı olmazsa, herkes suç işler. Trafik suçları aslında ölüme en çok sebebiyet veren suçlar. Her yıl trafik kazalarına kurban verdiğimiz canlar, cinayetlerden de terörden de daha fazla yıkıcı oluyor. Ben bu zamlarla pek çok kişinin hayatının kurtulacağını düşünüyorum.
Türkiye şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden bir kadının daha yasını tutuyor. Geçen sene hayatını birleştirdiği kişi tarafından öldürülen Cemile Nur Acar, Eskişehir Tıp Fakültesi'ndeki yaşam mücadelesini – maalesef – kaybetti. Aslında cinayetin haberi tanıdık. Manyağın biri kendisini sevmeyen kadınına, "Ya benimsin, ya kara toprağın" diyerek cinayet işlemiş. Cinayet silahı da tanıdık; pompalı av tüfeği... Böylesine bir yivsiz av tüfeğini, pazardan limon almaktan biraz daha zor bir şekilde satın alabiliyorsunuz. Türkiye'de işlenen cinayetlerin neredeyse yarısı av tüfeğiyle işleniyor. Ancak yetkililerin bunu bir "Dur" dediğine şahit olmadık. İşin doğrusu muhalefetin de bu konuda iktidar kadar duyarsız olduğunu söyleyebilirim. Sözün özeti zavallı bir genç kadın, ardında 10 aylık bebeğini de bırakarak öldürüldü. Bu tip kadın cinayetlerini daha çok yazacağız gibi gözüküyor. Kimsenin umurunda değil çünkü...
Trafik cezaları iyi hoşda sayın Akyıl nasıl yazıldığıda önemli.Maksimum hızın 90 olduğu yerde araba geçmek zorunda kaldığım için 93 km hız yapmışım ceza geldi.Yine belli yerlerde tuzaklar var.Onları trafikler biliyor.Ve 1,2 km farkla ceza yiyorsunuz.Tamam 20,30 km fazla yapana cezayı kesin ama 1,2 km için ceza kesilince insan kendini kandırılmış hissediyor.Ve tahammül edemiyor.