Şarabın bardağı taşınca

Yaşamın içinden

Şarabın bardağı taşınca

 

Tepebaşı Belediyesi’nde partilere göre üye dağılımı şöyle:

“CHP Başkan Ahmet Ataç ile birlikte 19”

“AKP 14”

“DSP 4”

“MHP 1”

Genelde kentsel konularda kararların oy birliği alındığı meclis toplantılarında, MHP ve DSP’den şimdiye kadar hiçbir eleştiri gelmezken, AKP’li Vahap Ata’nın gazete haberlerine ilişkin eleştirilerini dinler üyeler.

Vahap Ata’nın son günlerde, diline doladığı en önemli konu daha önce “ucube”y di.

İçinde bulunduğumuz günlerde de:

“Barlar sokak ile Şarap Festivali” oldu.

--//--

Açıklandığı, başkan Ataç tarafından yanıt verildiği halde, AKP’li Vahap Ata, aynı konularda sorularını sürdürünce, belediyenin ve meclisin en sabırlı üyesi Belediye Başkan Yardımcısı Fuat Gürcüoğlu oturup bir araştırma yapmış.

“AKP’li Vahap Ata kaç kez konuştu?”

“Bu konuşmalarında hangi konu ele alındı?”

“Barlar sokağın temelini kim kaç içki ruhsatı vererek attı”

Gürcüoğlu diyor ki:

“2011 yılında yapılan 25 oturumda sayın Ata gündem dışı 10 adet konuşma yapmıştır.”

Ve devam ediyor:

“Vural (Barlar) sokakta AKP döneminde verilen içkili yer ruhsatı 44’tür. 2009-2012 arası verilen ruhsat ise dokuz adettir.”

“Barlar Sokağı olarak anılan bölge AKP döneminde yaşama geçmiştir. Bizim bu dönemde yaptığımız şey daha önce hayat bulan bu sokakta düzeni sağlamaktır”

--//--

Vahap Ata ve arkadaşları özetlemeye çalıştığım açıklamaları dinlerken, Fuat Gürcüoğlu bunları belgelere dayanarak söylediğini belirterek “İşte belgeler. İsterseniz inceleyebilirsiniz” dedi ve ardından bir tomar tutanak özetini Vahap Ata’ya verince AKP grubunun dışarıdan getirdiği fotoğrafçı çıktı ortaya.

Ardı ardına resim çeken bu kişiyi görenler sordular ama yanıt alamadılar:

Ve sesli yorumlar yapıldı:

“AKP Basına güvenmiyor galiba ki, kendi basınını sokuyor salona.”

Fısıltılar sürdü:

“Yandaş, candaş V.s..”

---//--

Bu arada tutanakları okuyan Vahap Ata’nın, söz istediği görüldü:

“Ben geçen toplantıda şarap demiştim. Tutanağa şap geçmiş.”.

“Sayın Başkan Ahmet Ataç bana cevap verirken şarap içmek farzdır demedi. Bu şekilde haber yapan gazeteye telefon ettim. Biz içkiye karşı değiliz. Bizde de içki içenler var. Biz işler yasal olsun diyoruz”

--//--

Ve çok ilginç.

Tüm bu tartışmaların ardından Tepebaşı Belediye Meclisi’nin gündeminde ki kentsel konukları içeren 10 madde, tartışmasız:

“Oy birliği ile geçti.”

“Demokrasi güzel şey ”dedim kendi kendime.

“Keşke yerelde yaşanan bu olayı bazıları bir başka kisveye bürünüp çirkinleştirmese..”

 

 

Günlerin Getirdiği

Tepebaşı’nda üçüncü aday

 

CHP’de olaysız tamamlanan ilçe delege seçimlerinden sonra gözler “İlçe yönetimlerine” çevrildi. Odunpazar’ında üç adayın başlattığı kulisler için hemen hergün yeni yorumlar yapılıyor. Ve dinlediğimiz her adayda, olumlu konuşup “parti için çalışacağım”diyor. Aslında güzel olan da bu. Halil Bilici, Hasan Eröksüz ve Erdal Çakıcıer’in ağzından birbirini karalayan, suçlayan sözler duyulmaması çalışmaların başka bir güzel yanı Tepebaşı ilçesinde aday sayısı üç oldu. Vural Yörük ve Ersen Yeniceli derken, Nazmi Kurtyılmaz da adayım deyip çıktı meydana. Dün Dr. Azmi Kerman ile otururken, Nazmi Kurtyılmaz geldi yanıma. Kurtyılmaz’ı CHP’liler tanır. Kazım Kurt ve A.Kadir Adar’a yakın olarak bilinir. Adaylığının ardında bu isimler var mı belli değil.

Aynı mahallede olduğumuz için, yıllardır tanırım kendisini.”Hayırlı olsun”deyip, başarılar diledim.

Aynı şekilde Azmi Kerman da “Kazanan CHP olsun”dileğinde bulundu. CHP’de rüzgar ilçe ile birlikte il yönetimine doğru da eseceğe benziyor. Yani her ilçe adayının bir il başkan adayı var. Bilemiyorum. Aday olur mu? Şimdilik il başkanlığı için adı hem çok geçen isim Erdal Caferoğlu. Ancak kendisi sorulan soruları yanıtsız bırakıp “Şimdilik bir şey konuşmam”diyormuş. Caferoğlu yıllarını CHP’ye vermiş bir isim. Tutarlı çizgisi ile yoluna devam ediyor. Sanırım aranmasının altında yatan gerçekte bu. Bekleyip göreceğiz. CHP’nin tepesinde sağlanan birlik tabana nasıl yansıyacak.

 

 

Kızılinler için vekillerde bekliyor

 

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç hatırlarsınız hazırlattığı Kızılinler Termal projesini kamuoyuna bir basın açıklaması ile tanıtmış, ardından da Ankara’ya giderek, milletvekillerine tabir yerindeyse birifink vermişti. İktidar ve muhalefetin Eskişehir milletvekilleri de bu güzel proje için Bakan Ertuğrul Günay ile görüşmeyi sağlayacaklarını belirterek “Bu projenin yaşama geçirileceğini sağlayacağız”demişlerdi. Ve iş beklemeye kalmıştı. Derken, Tepebaşı’nın bölgeyi içine alan projesinin üstüne, Odunpazarı Belediyesi de yeni bir Kızılinler projesi ile çıkmıştı ortaya. Başkan Burhan Sakallı her ne kadar alternatif değil dese de kamuoyunda olay farklı yorumlanmıştı. Farklı ya da farksız, uygulamaya girdiğinde göreceğiz. Önemli olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kızılinler’e tamam demesi ve projeleri onaylaması. Acaba Eskişehir milletvekilleri nasıl bakıyorlar gelişmelere. Her ne kadar Kazım Kurt Bakan Günay’ın arkadaşı olsa da, bu konuda sözü geçecek isimler Prof.Dr. Nabi Avcı başta olmak üzere Salih Koca ve Ülker Can’dır. Bir araştırsınlar bakalım. Kendisine ulaşan Kızılinler Projesi’ne bakan Eruğrul Günay ne diyor?

 

Vatandaş soruyor

Vekillerimiz susmasın

 

Emekli öğretmen okurumuz aradı. Kentsel konularla yakından ilgilendiğini belirten okurumuz “Ben milletvekillerimizin hepsini tanıyorum. Görüşüm sola yakındır. Oyumu buna göre verdim. Belediye seçimlerinde Yılmaz Hoca’mı destekledim. Çünkü bu şehri nereden nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz. Hizmet edene destek olmalıyız.”dedikten sonra şöyle devam etti:

“Eskişehir temiz bir kent oldu. Ne var ki, kullanma suyumuzu aldığımız Porsuk havzasının Kütahya tarafından kirletildiğini bilmeyen yok. Geçenlerde bu konu gündeme geldiğinde her kafadan bir ses çıkmıştı. Hatta Nabi Avcı hocayı bile yanıltanları görmüştük. Neden şehri ve şehirde yaşayan insanları ilgilendiren konularda bir araya gelemiyoruz. Madem Porsuk kirletiliyor. Vekillerimiz ortak hareket ederek, Porsuk’u kirleten kuruluşların üzerine girmezler? Neden artma tesisleri kurmaları için bu kuruluşları zorlamazlar?”

Okurumuz haklı biz yazıyoruz. Bir süre gündemde kalıyor. Ardından da ele aldığımız konular unutuluveriyor.