Eskişehirspor Kulübü Başkan adayı Mesut Hoşcan, geçtiğimiz Pazar günü lansman toplantısı yaptı. Gerek kulüp üyesi olmam ve genel kurulda da oy kullanacağımdan bana sağ olsunlar iki davetiye birden göndermiş. Davetiyelerden birisi gazeteci olmamdan dolayı.
Gerçekten gitmeyi çok istiyordum. En azından Mesut Hoşcan’ın söylemeklerini bizzat dinlemek istiyordum. Sevgili Mete’ye de ‘çok büyük bir engel çıkmazsa geleceğim’ diye söz vermiştim. Bazen evdeki hesap çarşıya tutmaz derler ya. İşte öyle oldu.
Torunum Çınar ile benim doğum günüm arasında iki gün var. Eşim ve çocuklar ortak kutlamak için program yapmışlar. Benim haberim yok. Bu kutlamayı da Pazar gününe bırakmışlar. Nedeni ise torunum Çınar’ın sınıfındaki veliler kaynaşmayı sağlamak için piknik düzenlemişler. Uzun lafın kısası piknikte doğum günü kutlaması yapacağımızdan bu program daha ağır basınca Mesut Hoşcan’ın Lansman toplantısına gidemedim.
ÜYE YOK EŞ DOST ÇOK
Mesut Hoşcan’ın lansman toplantısına katılan davetli bir dost anlattı:
“İşin şov tarafına bakıldığında gerçekten başarılı idi. Gazeteci-TV Programcısı Tayfun Talipoğlu, Opera Sanatcısı Hakan Aysev’in, Eskişehirsporlu eski futbolcuların katılmalarını şov olarak değerlendiyorum. Eşi ve oğlu da ekibin içine alması bir aile mesajını veriyor. Bu anlamda iyi düşünmüş. Ancak kimler var diye özellikle gelenleri tek tek izlediğimde sap çok tane yoktu. Yani toplantıya gelen çoktu ama içlerinde oy kullanacak üye sayısı 150 bilemedin 200’ü geçmez. Eğer Lansman toplantısına katılanlara bakıp ben seçim kazandım diyorsa yanılır. Yok onlar benim eşim-dostum diyorsa o başka.”
Büyük Eskişehirspor Projesi başlığında gerçekleştirilen toplantıda Mesut Hoşcan’ın konuşmasından şurası benim için önem kazanıyordu.
“Bugün çok özel bir gün. Eskişehirspor’u yeniden yükseltme ve inşa etme günü. Bu Genel Kurul, Eskişehirspor’un hak ettiği yere gelmesinde mihenk taşı olacak. Şahsım ve ekibim adına şuna inanmanızı istiyorum ki, Genel kurulun tek kazananı olacak. O da Eskişehirspor.”
Doğrusu da bu olmalı. Halil Ünal kazanır kaybeder. Mesut Hoşcan‘da kazanırda kaybedebilirde. Ancak kim kazanırsa kazansın bu genel kuruldan tek galip olarak çıkan Eskişehirspor olmalı. Kişiler gelir gider. Ki bugüne kadar Eskişehirspor’da kaç başkan görev yaptı. Hangi birisinin başarısı ve başarısızlığı konuşuluyor.
SPORTİF BAŞARI SADECE KULÜP BAŞKANI İLE
YÖNETİCİLERİNİN İSTEMESİYLE GELMİYOR
Eğer bu atışmalar Eskişehirspor’a zarar getirir ve yaralar ise. Bu yara izi de çabuk kapatılamazsa önünüzdeki sezonda kırmızı-siyahlı kulüp küme düşer ise hem Halil Ünal hem de Mesut Hoşcan bunun hesabını kolay kolay veremezler.
Mesut Hoşcan toplantıda o kadar çok vaatte bulunmuş ki, ben Halil Ünal’ın yerine olsam bu kongrede aday olmaktan çekilir bir kenarda neler yapılıyor-neler yapılamıyor izlerim.
Bu vaatlerin hepsini değil, üçte birini gerçekleştirsin Eskişehirspor taraftarları ve Eskişehirspor sevenleri kendisini ve hatta yönetiminde yer alacak isimleri bırakın bir gün yıllarca sırtında taşır. Ancak bunları gerçekleştirmek kolay değil. En azından taraftarın içinden gelen Mustafa Akgören’e sorun bakalım. Bilet vermezseniz neler olacağını?
Sportif başarı sadece kulüp başkanı sadece başkanının istemesiyle olmuyor. Futbolcular, teknik adamlarda buna inanmalı. İyi giderken arka arka üç maç birden tökezlendiğinizde bir bakmışsın ligden düşmüşsün.
ALPER GİTMEK İSTERKEN
HİÇBİR YÖNETİCİ TUTAMAZ
‘Hedefleri olan bir kulüp Alper gibi futbolcusunu satmaz veya göndermez’ demiş Mesut Hoşcan. Alper gitmek istiyor. Çocuğun kafası, beyni transfer ve alacağı parada. Eskişehirspor’un Alper’i kendi bünyesinde tutabilmek için Fenerbahçe’nin verdiği parayı vermesi lazım.
Bu parayı ne Halil Ünal verebilirdi, bugün eğer Mesut Hoşcan başkan olsaydı ne de kendisi. Eğer paran varsa verirsin kulübünde kalır. Yoksa bugün olduğu gibi satarsın.
Aynı Yemek 3 Bin Yıl Sonra Yendi
Turizm Tanıtma Derneği tarafından Odunpazarı Belediyesi ile birlikte gerçekleştirdikleri tanıtım yemeğine davetliydim.
Odunpazarı Abacı Butik Otel’e gittiğimde küçük çaplı bir davet olduğunu gördüm. Yemeğe Vali Yardımcısı Ömer Faruk Günay, Milli Eğitim Müdürü Arif Dede, Odunpazarı Belediyesi Başkan Yardımcıları,Eskişehir Turizm Tanıtma Derneği Yöneticileri ve gazeteciler katıldılar.
Tanıtım yemeğinin de ne olduğunu bilmiyordum. Yemeğin yenileceği mekana gidince öğrendim. Milattan önce 750-300 yılları arasında Anadolu’da yaşayan Frigler’in cenaze törenine ait yemekleri olan ‘Firig Aşı’ imiş.
Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği tarafından bir butik otelin bahçesinde gerçekleştirilen yemek programında, yaklaşık 3 bin yıl önce Frig Kralı Midas ya da Midas’ın babasına ait cenaze töreninde yapıldığı tahmin edilen yemek tanıtıldı.
Eskişehir denilince ilk akla Beyaz Altın Lületaşı ile Çibörek gelir. Eğer Eskişehir’deki özellikle turistik otellerimiz ‘Frig Aşı’ yemeğini mutfaklarında bol bol yapıp konuklarına ikram ederse, turiste ister istemez bu yemeği tanıyacak. Gelecek yıllarda Eskişehir Lüleraşı be Çibörek’ten sonra ‘Frig Aşı’ veya yemeği ile tanınabilir.
Ben bu düşüncenin sahibi olan Turizm Tanıtma Derneği’ne teşekkür ediyorum. Eğer bu yemeğin tanıtımı için arkasında durmaya devam edecek olurlarsa, kısa bir süre sonra Eskişehir’deki otellerde veya lokantalarda Frig Aşı veya yemeğini görebiliriz.