Görüşler
Unutamadığımız filmlerden biridir:
"Sanık..."
Cesaretle ortaya konmuş bir yapım.
Sevgilisiyle darılmış bir genç kız, kendini gece kulübüne atıyor…
Durumundan yararlanan üç kişi de tecavüz ediyor.
İçerdekiler olaya alkış tutuyor!..
Futbol maçında takımlarını destekleyen taraftarlardan farkı yok!
"Tam zamanı, tam zamanı şimdi!"
Neticede kadın bir savcı dava açıyor, ama kime?
"Olayın taraftarlarına!.."
Suçları, teşvik ve destek...
Jüri karar veriyor:
"Sanıklar suçlu!..”
………
Bu olay her iki dakikada bir tecavüz olayının işlendiği Amerikan gençliğinin özünü yansıtıyor...
Yüzde 70'i sadece günlük yaşayan, "Missisipi"yi bile Asya'da bir ülke olarak bilen gençlik...
Onlar için eğitici bir film..
Ya bizim için?
Böyle bir olaya, cinsel bir olgu olarak bakabilir miyiz?
Sokakta gördüğümüz bir kavgaya..
"Vur vur" diye bağıranlar suçlu değil mi?
Tecavüze uğrayan kız-erkek küçük çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı medyada boy boy teşhir edenler, yeni tecavüzlere yol göstermiyorlar mı?
Yoksullara verilmek için toplanan paraları "hiç" edenleri..
"Alkışlayanlar!"
Bunları "fenerle" arayanları ortadan yok edenlere "helal olsun" diyenler suçlu değil mi!..
Ulusal bayramlarımızı “hiç” edenlere “dur” diyen yargı için..
"Bu bir hukuk garabetidir" diyen bakana alkış tutanların..
Yüzlerce, binlerce gün tutuklu bulunanlara "üç maymun" öyküsüyle bakanların..
"Hiç mi günahı yok!.."
………
Ne diyordu Sümerolog "Muazzez İlmiye Çığ" ;
"Beni şaşırtan, halkın hiç ses çıkartmaması..."
Söylenecek söz yok!
"Bastıııır Ankaragücü!"
Günün Olayı
Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Silivri filmlere konu olur.”
Henüz erken…
“Nazi Almanya’sıyla ilgili en güzel filmler Hitler sonrasına rastlar…”
Haldun Ertem
Günün Balı
Aile Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 82’si “Hiç alkol almam” demiş.
Şeeeeyy… Bunların yüzde kaçı doğruyu söylemiştir acaba!
Fahrettin Fidan
Cuk
Afyon’da içki yasaklanmış.
“İçkiyi yasaklayan kentin adına bak, hizaya gel!..”
Gülhan Elmas
ı
^^^^^SS^^eflÖr Kılıçdaroglu eliyor ki: " Silivri filmlere konu olur." Henüz erken... "Nazi Almanya'sıyla ilgili en güzel filmler Hitler sonrasına rastlar..."
Haldun Ertem
Günün Balı
Aile Bakanlığı'nm yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 82'si "Hiç alkol almam" demiş.
Şeeeeyy... Bunların yüzde kaçı doğruyu söylemiştir acaba!
Günün Sorusu
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, "Yeni anayasa ile Cumhuriyet’i taçlandıracağız" demiş.
Nasıl yani?
Yoksa "krallık oluşumuzu" anayasa maddesi haline mi getiriyoruz?
Gani Yıldız
Günün Biberi
Toplumun bir bölümüne, "acaba AKP'nin gizli bir ajandası mı var?" korkusu hakimdi. Yaşananlara bakılırsa korku yersiz ve "gizli bir ajanda" yok.
Çünkü her şey açık açık yapılıyor...
Kıssa-dan
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, "Türkiye gibi başarılı ülkelere reçete yazan doktor değil, ancak danışman olabilir" demiş.
Doktorlara uyguladığımız şiddet o kadar korkutucu ki, benzetmede bile doktor olmak isteyen yok!
Özdeyiş
Paranın saklanması kazanılmasından daha zahmetli olur.
Montaigne
“Bu acıyı düşmanım görmesin!”
Vatan gazetesinde "Avukat Ece cinayet kurbanı mı?" başlığı ile yayımlanan haberi, yine avukat olan baba "Oğuz Sezer Arslan” değerlendirdi.
Köşemizi okuyanlar anımsayacaktır. Olayın kısa bir yorumunu yapmış ve büyük acının bir başka biçimde gündeme getirilmesini eleştirmiştik...
Eskişehir Barosu eski başkanlarından olan "Oğuz Sezer Arslan", haberle ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
- "Ece bizim tek çocuğumuzdu. Öncelikle böyle bir acıyı düşmanım görmesin isterim. Kızım, haberdeki gibi 31.1. 2010'da değil, 30.1.2010'da aramızdan ayrı ayrılmıştır. 16 ay süren tahkikat sonucunda da hazırlanan iddianame ile sanıklar "Nejat Ayrancı, Hüsamettin Ayvat, Mehmet Çelebi Aşık ve Alime Ayvat" aleyhinde taksirle adam öldürme davası açılmış ve bu iddianame kabul edilerek yargılama başlamıştır. Kızımız "Ece"nin doğalgaza bağlı zehirlenme sonucu yaşamını yitirdiği iki raporla belirlenmiştir. Ece, yüzde 5 kusurlu görülmüş, kalan kusur sanıklara dağıtılmıştır.
Bu davada "Arif Doğan" isimli bir şahıs ve avukatı yoktur. Kızımın birlikte çalıştığı Avukat "Uğur Poyraz" ile kendi özelindeki davalar sebebiyle ortaya asılsız bir iftira atmıştır. iGDAŞ’a açtığımız davayı etkilemek amacıyla böyle bir olay yaratılmıştır. İGDAŞ'ın avukatı "Süleyman Aslan", maddi manevi tazminat davasından kurtulmak için dilekçeyi mahkemeye sunmuştur...
Dava dosyasına bakılsaydı bu yanlış haber yapılmazdı...
………
Oğuz Sezer Arslan, ayrıca bu köşede haberle ilgili yorumumuza da teşekkürlerini iletti...
Ece'ye tekrar Allah'tan rahmet diliyor ve olayın her yönüyle aydınlatılmasını bekliyoruz...
O kadar da değil!
Bakırköy'e yeni gelmiş doktor...
Bakmış hastaların çoğunun kafası şiş, gözü patlak! Hemen tedavi ettirmiş. Ertesi sabah gelmiş, kafalar yine şiş, gözler patlak...
Hiçbir deliden sebebini öğrenemeyince, bir gece gömleği giyip delilerin arasına katılmış...
Gece yarısı olunca tüm hastalar bahçeye çıkmış... İri yapılı biri tek sıraya dizmiş arkadaşlarını... Bahçenin tam ortasına da uzun bir çizgi çizmiş...
Hastalar koşarak gelmeye başlamışlar bu çizgiye... Gelen atlıyor giden atlıyor, hem de balıklama... “Meğer altından geçmeye çalışıyorlarmış…”
Doktor da atlamış tabii...
Ertesi gün tedavi görürken, doktorun da kafasının şiş olduğunu gören hastalardan biri atılmış:
"Doktor bey, bundan sonra aramıza katılırken haber verin de, sizin çizgiyi havuza çizelim..."
Doktor, suya nasıl çizeceklerini sorunca da yanıtını vermiş:
"Deliysek o kadar da değil doktor, suyu boşaltıyoruz tabii!.."
Eskişehir’e gezi ilanı
Cumhuriyet’te yayımlandı:
4 Mayıs 2012 Cuma Saat : 23.55
Hareket ve Buluşma Noktası:
Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu önü.
"Eskişehir'e gidiyoruz..."
5 Mayıs Cumartesi sabahı Eskişehir'e varış. Otelde kahvaltı, şehir gezisi, öğle yemeği molası.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın "Yılmaz Büyükerşen"i ziyaret ve görüşme.
6 Mayıs sabahı otelde kahvaltı ve dönüş.
Bir alkış raporu
-Eğer yaptığın işi düşmanın alkışlıyorsa…
"Yanlış yapıyorsun..."
-Dostun alkışlıyorsa..
"Doğru yapıyorsun..."
-İkisi de alkışlıyorsa..
"Ortak noktalarını bulmuşsundur..."
Hiçbiri alkışlamıyorsa..
“Delisin…”
Zafer
Önen
Günün şiiri
Nasıl
Bir gecede anladım yazıldığımı
En güç sevmeleri kolay bilerek
Karanlıkta gittikçe ufaldığımı
Bir gecede anladım yanıldığımı
Sevmeler kursağımda zehir zemberek
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Bir gözdü bize bakan binlerce sandık
En candan belki de en yürekten
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Aydınlığına güneşin nasıl inandık
Yusuf Savaş (Varlık-1968)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...