Görüşler
"Karagöz ile Hacıvat"ı en iyi şekilde dillendiren "Hayali Küçük Ali"yi unutmak mümkün mü?
Radyodan dinlerken gözlerimizde öyle canlandırıyordu ki..
"Adın nedir Karagöz?"diye soruyordu Hacivat... "Süpürge sapı" diyordu Karagöz...
Devam ediyordu Hacivat:
"Baban ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacivat..."
"Anan ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacıvat..."
"Sinsilen ne yer Karagöz?"
"Süpürge sapı Hacivat..."
…………
Günümüzde öyle "oyunlar" oynanıyor ki, kimine göre "Ortaoyunu..." "İlhan Selçuk" tanımlamıştı... Ortaoyununda Karagöz ve Hacivat'ın yerini "Kavuklu ile Pişekar" almış...
"Pişekar"ın elinde bir şakşak...
Birbirine çarptırıldığında ses çıkartan iki dilimli "şakşak" neyi yansıtır?
"Şakşak da şakşak!.."
Medyanın elinde de ortaoyunundaki şakşak var...
"Oyun sürüyor..."
…………….
“Gül'ün Adı"nı bilirsiniz... İnsanlara gülmeyi öğreten ünlü romanı... Ama okunmasın diye Avrupa’nın en ünlü Kiliselerinden birinde saklanan kitabı...
Gerçekten..
“Gülmek unutturulmak istenir mi?"
Bilemiyoruz ama, günlerdir bir "Gül"dür bitmiyor...
Barış çiçeği gibi... Dileriz türküsüne benzemez
“Su gelir güldür güldür..
Gel biraz beni güldür!.."
……….
Karagöz ve Hacivat, "ortaoyunu”ndan daha güzel…
Sinsilen ne yer Karagöz?”
"Süpürge sapı Hacivat!.."
Tam burada uyanıyordu "Karagöz" ama..
"Sinsilesine yedirdikten sonra!"
Umutluyuz...
"Gül", pardon “gün” gelecek..
“Bu ülkede güzel şeyler olacak..."
Eğit-Der’in 16 Mart kutlaması
-60 yaş penceresinden yaşama bakınca insan, "geri kalan süre azaldıkça paylaşmanın ne denli önemli olduğunu" , ama bir yandan da "yaşlandıkça paylaşmanın ne kadar zorlaştığını" daha iyi anlıyor...
………..
Bu sözler, eğitimci dostumuz, yazar "İbrahim Gerede"ye aitti...
"KESİT" köşesinde yarının düşlerine fidan olacağına inandığımız görüşlerini zevkle okuruz...
"Doyurucu, Duygusal ve Eğitici…”
Ve de eski "İstanbul Efendisi" dediğimiz o güzel, kibar dili kalemiyle konuşturan bir insan... Üzüntüsünü bile şöyle anlatıyor son yazısında:
- EĞİT-DER Eskişehir Şubesi olarak, yıllardan beri kentimizdeki diğer eğitim örgütleriyle ve üniversitelerimizle ortak çalışmalar yapmayı çok önemsediğimiz biliniyor.
Anadolu ve Osmangazi üniversitelerimizin Eğitim Fakülteleriyle birçok ortak etkinlik yaptık. Bu birlikteliğe çoğu zaman "belediyelerimiz" de katıldı ve Türkiye’ye örnek olan etkinlikler gerçekleştirildi.
Ancak bu güzel "birliktelik" sekteye uğramaya başladı. Daha doğrusu, "birliktelik ipine un seren" tutumlarla...
"16 Mart Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümü"dür. Bu konuda yaptığımız girişimlerden olumlu sonuçlar alamadık... "16 Mart'ı ESOGÜ Eğitim Fakültesi ve öğretmen örgütleriyle birlikte kutlama geleneği" yazık ki bu yıl suya düştü...
Sonunda biz "Eğitimciler Derneği ve Türkiye Emekli Öğretmenler Derneği" üyeleri, yani "saçlarını değirmende ağartan!" emekli öğretmenler olarak kutlamaya karar verdik...
…………
Görüyorsunuz, üzüntüsünü bile kibar dille anlatmaya çalışıyor Gerede... Bugünkü yazısında programın ayrıntısını anlatacağını belirtmiş...
"16 Mart kutlu olsun diyoruz..."
Şüpheli sözler
"Doğru yalanı yok edecek” diyorlar, “insan olgusunun en büyük doğrusu yalandır" diyenler de var…
…….
"İncelik zor erişilen bir noktadır" diyorlar, "İncelik bir bozulmadır" diyenler de var...
…….
"Savaşlar tarihin süsüdür" diyorlar, "savaşlar tarihin yüz karasıdır" diyenler de var...
Mehmet Türkmen
Tarih ve masal
Güzel bir kadın ihtiyarlar da "Ah gençliğimde ne kadar da güzeldim" derse bu bir "TARİH..."
Çirkin bir kadın ihtiyarlar da "Ah gençliğimde ne kadar da güzeldim!" derse, bu bir "MASAL" olur...
Sodem G. Sover
"Bunlar, hep sizinkiler!"
"Birkaç Eskişehir" başlıklı dünkü yazımıza olumsuz tepkiler de aldık...
Eskişehir’e gelip, "Burası cennet olmuş" diyenlerin tümü için "Bunlar hep sizinkiler!" diye eleştirenler oldu…
Haklısınız... Bizden olmayanlar Ne demişlerdi?
"Eskişehir fuhuş kenti olmuş..."
Bütün tabloları aldı
Ünlü ressam, son sergisinin ardından galeri sahibine sormuş:
"Ne dersiniz? Sergiden sonra eserlerime talep arttı mı?”
Galeri sahibi kafasını kaşıyarak "Aslında size bir iyi bir de kötü haberim var” demiş:
“İyi haber, bir beyefendi uğradı ve yaptığınız tabloların siz öldükten sonra daha da değer kazanıp kazanmayacağını sordu…”
Ben de#..
"Kesinlikle kazanır deyince 15 tablonuzun hepsini satın aldı..."
Ressam şaşırmış:
"İnanamıyorum, bu gerçekten harika bir haber, peki ya kötüsü?”
Galeri sahibi hemen yanıtlamış:
Resimleri alan beyefendi doktorunuzmuş…"
Temel anlamış
Dilbilgisi dersinde öğretmen fiil çektirir:
"Bağırmadım, bağırmadın, bağırmadı..."
Daha sonra da öğrencilerine sorar:
"Bu çekimden ne anladınız?"
Sınıftaki bir sessizlikten sonra arka sıralardaki Temel yanıt verir:
"Kimse bağırmamış hocam!"
Gerilim
Atatürk’ün, “Ey kahraman Türk kadını! Sen, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözünü galiba anlamadık ve yanlış uyguluyoruz. Baksanıza kadınlar "omuzlar üzerinde” göklere yükseliyor ama "şiddet mağduru" olarak tabutun içinde.
Kıssa-dan
Okullarda çocuklara okutulan dünya klasikleri dilimize çevrilirken "sansüre" uğruyormuş.
2013 yılında kitap sansürleyen zihniyetin kitabı yazılsa "Türk klasiği" olarak dünyadaki yerini alır...
Özdeyiş
Söylenecek sözü bulunmayanlar söylenmeyecek sözleri kullanırlar.
Y.Güngör Özden
Günün Şiiri
Değirmen
Bir değirmen bilirim
Gün olur en güzel şarkıyı söyler
Bir çocuk
Elleri kolları çamur
Uzaktan tertemiz bembeyaz güler
Gün olur
Yolundan eder yolcuyu
Uzakta elleri çamur çocuğu
Başı göğsünde ağlar görürsün
Bir değirmen bilirim
Dinmez ırmaklardan alır suyunu
Bir değirmen bilirim
Feleğin çarkından öğütür unu...
Adalet Sümer (Varlık-1948)
Günün Olayı
TRT, Meksika’daki mafya hesaplaşmasının görüntülerini, "Suriye’de Esed’in akıttığı kan durmuyor" diyerek vermiş.
Valla bizde bu "pompalama" varken o kan hiç durmaz…
Gani Yıldız
Günün Biberi
Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı, Marmara Denizi’nde birkaç yıl içinde "deprem" bekliyormuş.
Onların beklediğini biz yaşayacağımıza göre umarız bizimkiler "oturup" beklemiyordur…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...