Geçen yaz İngiltere’ye gitmiştim. Fırsat buldukça müzelerini gezdim. Sanat galerilerine gittim. Fırsatını buldum Cambridge gezisi de yaptım. Üniversite ve birçok alana yayılmış binaları ile enteresan bir bölge. Rehberimizin anlattığı hikaye çok hoşuma gitmişti, sizlerle paylaşmak isterim.
Lord Byron şair ve romantizm akımının önde gelen siması, Cambridge Üniversitesi’nde 1800’lü yılların başında eğitim görmüştür. Üniversiteye ve kalacağı yurda çok sevdiği köpeği ile gitmek istemiştir. Ancak katı ve değişmez kuralları ile ünlü İngilizler’in bu ünlü okulunda köpek besleme yasağı vardır. Ne söylerse söylesin ikna edemez ve köpeğinden ayrılmak zorunda kalır. İlginç bir çözüm bulmuştur. Gider bir yavru ayı satın alır ve yerleşkeye getirir. Yönetmeliklerde ayı konusundan hiç bahsedilmediği için yasak koyamazlar. Byron Cambridge caddelerinde ve okulda ayısı ile bir aşağı, bir yukarı dolaşır durur…
Tüm Avrupa’da Yunanistan ve Türkiye hariç sokakta sahipsiz köpek göremezsiniz. Beslemek serbesttir ama başıboş bırakamazsınız. Bizde herkes hayvan severdir. Hiç kimse kıyamaz. Gördüğümüz yerde besleriz. Kedi ve köpeklerimiz için sokaklarımız bir cennettir de, onları bir yaşam alanında toplamak, sahipsiz bırakmamak, saldırgan olanlarla olmayanları ayırt etmek konusunda da son derecede vurdum duymaz davranırız.
Duygu sömürüsü yapmak, insanları zayıf noktalarından vurmak da serbesttir. Ama ben yürüdüğü okul yolunda, üzerine köpekler yürüdüğü için altına kaçıran çocuklar gördüm. Eskişehir’de köpeklerin Batıkent’te parçalayarak öldürdükleri genç kızımız hala hatırlarda olmalıdır. Başıboş bırakılmış ve sahipsiz gezen köpek her zaman potansiyel bir tehlike olabilir. Ölen genç kızımız da köpek sevgisi ile doluydu ve beslemeye çalışıyordu.
Şimdi herkes Osmangazi Üniversitesi’nin kararı hakkında konuşuyor. Yüreğinde insan ve hayvan sevgisi taşıyan herkesi severim ve kutlarım. Hayvan haklarına da değer veririm. Ama başıboşluğun ve sahipsizliğin de önlenmesini isterim. Unutmayalım gösteriş için ve bir anlık zevk için alınıp sonra sokaklara terk edilen cins köpeklerin en fazla bulunduğu şehirdir Eskişehir.
“Vurun abalıya” demek kolaycı ve popülist bir yaklaşımdır. Bu sebeple içlerinde derin bir hayvan sevgisi taşıyanların ilk yapacakları iş başıboşluğu, sahipsizliği ve onların sokaklarda özgürce gezmesini savunmak değil, barınaklarda ve sahipli olarak mükemmel koşullarda yaşatılmasını sağlamak olmalıdır…