Saffet Baba

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

23 Mayıs 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

Pek çok olaya yakıştırılabilecek gerçek bir öykü…

"Mahmut Yesari", genellikle Sirkeci'deki Kafkas Meyhanesi'nde içiyor ve yazılarının çoğunu da orada yazıyor... En büyük özelliklerinden biri, yazılarından kazandığı parayı tek başına yemeyip eşiyle-dostuyla paylaşması...

"Saffet Baba" da bunlardan' biri...

Yesari'yi hiç yalnız bırakmaz, onun bütün ayak işlerine koşar:

-Şu yazıyı gazeteye götür.

“Başımın üstüne üstat!"

-Bu mektubu falanca beye ver.

"Hemen üstat!"

Saffet Baba'nın asıl işi İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda kendi yaşamına uygun rollere çıkmak. Küçük roller, parası da az...

Bir gün rica eder Yesari'ye:

"Bana ek bir iş bulsana..."

Yesari de aynı gün Babıali yokuşunda arkadaşı "Aziz Hüdai"ye rastlar...

Saffet Baba'nın işini söyler...

Yesari bu olayı unutur...

Bir gün meyhaneye girerken garson uyarır:

"Aziz Hüdai Bey çok acele sizi görmek istiyor..."

Yesari şaşırır! Çünkü, Aziz Hüdai, o zamanlar "MAH" denilen Milli Emniyet Teşkilatı’nın İstanbul'daki başmüfettişidir... Gizli işler ondan sorulur... Gider yanına... Aziz Bey memuruna seslenir:

"Mahmut Yesari'nin dosyasını getir..."

Yüklü bir dosya gelir.. Neler yok ki?

"Atatürk'e suikast düzenlemek, Halife ile ilişki kurmak, İnönü'ye ulu orta küfür etmek, say gitsin!.."

Hepsinin altında da imza aynı:

"Saffet Baba..."

Yesari iş istemişti ya, Aziz Hüdai de vermiş...

Ve bir gün Saffet Baba'ya sormuş Yesari:

"Niye yaptın?"

"Ne yapayım bey" demiş Saffet Baba:

"Bana her gün rapor tutacaksın dediler. Senden başka ünlü tanıdığım yok ki!.."

………

Tarih bir gün..

“Günümüzdeki Saffet Baba’ları da yazacak…”

 

Günün Şiiri

 

Güzelin dertleri

Güz, kış, ilk yaz

Ben tamamlarım aydınlığı

Çıkmasam sokağa gün doğmaz

En kararmış kavruk erkek yüzü

Mayalı hamur glbi göz göz şişer ağarır

Ben yanından geçerken

Damarlarındaki sağır gürültü

Yırtar gözlerinin yeşilini

Her yanım ıslanır, yanarım

Cebinde kımıldayan elini

Gün ışığı görmemiş yerlerinde duyarım

Bir kez daha bakar ta yanımdan

Kabuk kabuk kalkmış dudak zarı

Döner çevremde insanlar, yüreğim başım

O keskin erkek kokusu yarmış ayvayı narı

Bir de bakarım ki gebe kalmışım…

Sabahattin Toraman (Varlık—1955)

 

 

Cennetin altın kapısı

 

Görevli Melek, cennetin altın kaplı kapısının  önüne gelen kılıksız adamdan şüphelenip "Burada bekle biraz" diyerek Tanrının yanına koşmuş ve durumu anlatmış. "Sana kaç kere söyleyeceğim?" demiş Tanrı:

"Ön fikirli olmayacaksın. Burası Cennet. İnsanlar eşit. Git o adamı al hemen içeri..."'

Görevli Melek kapıya koşmuş, etrafa bakınıp adamı bulamamış ve geri dönmüş Tanrının yanına,"Yok efendim" demiş üzgün bir şekilde.

"Neee?" demiş Tanrı, "O hırpani kılıklı, suratsız dediğin adam mı?"

Melek, "Hayır efendim" demiş:

"Som altından giriş kapımız var ya, o yok işte.. Sökmüş götürmüş herif!.."          

 

 

Ataç’tan “Efsaneler”e büyük vefa

 

Tepebaşı Belediyesi geçtiğimiz hafta içinde bir ilke daha imza attı...

"Efsane Eskişehirspor 1965 Spor Tesisleri" törenle açıldı...

"İsmail Arca", çok aramış, son olarak "Hüsnü Arslan"la iletişim kurup gelmemizi istemiş... Rahatsızlığımız nedeniyle katılamadık ama bu anlamlı tesisler nedeniyle Başkan "Ahmet Ataç"ı ayrıca kutlamak istedik...

Spor sayfalarından okuduklarımıza göre, eski başkanlardan "Aydın Begiter", Efsane amigomuz "Orhan Erpek" başta olmak üzere çok sayıda davetli katılmış törene…

O unutulmaz şanlı yılları yaşadığımız için ayrı bir onur duyduk...

Emeği geçip böyle bir tesisi kazandıranlara teşekkürler...

 

Günün Sorusu

 

Efendim neymiş, anket yapılmış da halkın yüzde 65'i tutuklu vekillerin tahliyesine karşı çıkıyormuş.

İyi de, Deniz Feneri sanıkları tahliye edilirken vatandaşın görüşüne başvurulmuş muydu?

Haldun Ertem

 

Günün Olayı

"Ey Türk Gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir..."

Atatürk her şeyi söylemiş başka söze gerek yoktur…

Elif Eral

 

Gerilim

Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Vatandaş yıkıma ikna edilecek" demiş.

Cop, tazyikli su, biber gazıyla mı?

Gülhan Elmas

 

Günün Balı

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, "Darbelerin fotoğrafını çekeceğiz" demiş.

Sonra ne mi olacak?

O fotoğraflar "Mağduriyet Müzesi"nin duvarlarına asılacak...

Gani Yıldız

 

Gerilim

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 15 bin vatandaşın cezaevinden salıverilmesini sağlayacak 3’üncü paketin hazırlandığını açıkladıktan sonra, "Tünelin ucunda ışık göründü" demiş.

Dileriz görülen ışık, toplum vicdanını paramparça edecek treninki değildir...

 

Cuk

Okumayan bir toplumuz, ama nedense her şeyi kitabına uyduruyoruz!

İbrahim Ormancı

 

Kıssa-dan

Atatürk:

"Beni Türk hekimlerine emanet edin dedim, Türk hekimlerini dövün demedim..."

Kemal Ateş

 

Özdeyiş

Zamanında köşesine çekilmeyeni, bir gün mutlaka köşeye sıkıştırırlar...

Y. Güngör Özden

 

İyi giyiniyor

Aynı ofisi paylaşan iki mimar arkadaş, bir bara gidip kafayı çekerken sohbete koyulmuşlar.

“Bizim sekreter çok iyi giyiniyor” demiş biri…

“Haklısın” demiş diğeri:

“Üstelik çok da hızlı giyiniyor!”

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi