Görüşler
Sadece bir saat!..
Astsubay Orduevi'nde bir yakınımızın evlenme düğünü vardı...
Başlamadan Çiçek Pasajı'nda iki tek atalım dedik... On dakika geçmeden yeğenlerden biri geldi:
"Acele lazımsın dayı" dedi:
"Seni çağırıyorlar..."
Gittik... Sorun büyükmüş!
Gelin tarafından birini düğüne sokmuyorlar...
Adam yaşlı başlı ama çember sakallı...
Kapıdaki görevli "Olmaz" diyordu:
"Hemen yan tarafta berberimiz var, kestirsin girsin…”
Biraz rica edecek olduk parladı:
“Olmaz dedik ya!”
Adamı götürdük berbere, traş oldu ve salona girdi...
Bir alkış koptu ki, sanki damat, geldi.
Meğer..
"Adamcağız sakalı ile ünlüymüş!”
………
Aradan yıllar geçti... Orduevleri, Askeri Garnizonlar ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in talimatıyla değiştirildi...
“Sakallı, bıyıklı ve cübbeliler orduevinde artık düğüne gidebilecek..."
Bir güzel tarafı da var...
Davul zurna da serbest…
“Vur patlasın, çal oynasın!..”
………
Bekir Coşkun’un La Fonten öyküsüne bildiri yayımla…
Astsubaylar Derneği 'nin zam istemelerine, açıklama yap…
Amerika'nın Uludere’deki istihbarat itirafına..
"Önce biz aldık" de...
Ve de sakallıya-cübbeliye…
"Orduevlerinin kapılarını aç..."
………
Hemen her gün bir yerde karşılaştığımız soru:
"Nereye gidiyoruz?"
"Önemli değil" diyoruz; Mekke’ye göre ayarlıyoruz ya!
"Sadece bir saat geriye!..”
Bir zamanlar sadece “Gönül” vardı!
"Bülent Özyazıcı", bizden önce yazınca biraz erteledik bu konuyu…
Ama açık belirtelim ki, Bülent düşümüzden geçen her şeyi dile getirmiş...
Bize ne kaldı?
Öncelikle, bir ilki gerçekleştirip Eskişehir'deki "Kadın muhabirleri" biraraya getiren “Burhan Sakallı"ya kocaman bir teşekkür...
Sonrasında şöyle bir dönüyoruz arkamızdaki yıllara...
"Sadece Gönül Öktem vardı..."
Yıllarca yazıp çiziyor, hala usanmadan açıyor kucaklarını "Gönül Konukları"na...
Daha sonra rahmetli “Sema Pamukçu"yu tanıdık...
Cumhuriyet’ in yurt haberler müdürü yine rahmetli "Yavuz Okayben" aramıştı:
"Milliyet Eskişehir bürosuna şef isteniyor, önereceğin biri var mı?"
Hemen "Sema"nın adını vermiştik...
Hiç düşünmeden Milliyet’teki arkadaşına iletmiş ve Sema şef olmuştu… Daha sonra da Bursa Bürosu’na atandı…
Bugün Başkan Sakallı toplayınca doğrusunu ister¬seniz şaşırdık...
Tam 30 kadın çalışan var Eskişehir'de...
Hepsini ayrı ayrı kutluyor ve başarılarını devam ettirmelerini diliyoruz...
Aliş’ten bağış
Uzun yıllardır tanırız "Selamı Saçıkan"ı...
Ama Eskişehir onu "Aliş" diye tanır...
Son derece zeki ve akıllıdır...
Önceki gün aradı, "Karar verdim abi" dedi:
"Organlarımı bağışlıyorum ..."
Biraz sohbetten sonra, "Yalnız bir koşulla" dedi:
"Özellikle beynime talip olan paralı ol¬malı!”
Şaşırdık tabii:
"Bu nasıl bağış?"
"Beynimin özelliğini bilirsin abi" dedi:
"Alacak adam da paralıysa, zaten kömüre makarnaya ihtiyacı olan biri olamaz!.. Beynimin olgusunu iyi değerlendirdikten sonra parasına da para katar..."
Günün olayı
AKP iktidarı "avukatsız yargı" için harekete geçmiş.
"Hukuksuz yargı" yeterli olmadı, sıra "avukatsız" yargıya geldi demek.
Fahrettin Fidan
Günün Biberi
Mahkemeler savunma avukatı olmadan karar verebilecekmiş.
İşi uzatmaya gerek yok! Savcıların iddianamesi mahkeme kararı olarak kabul edilsin!
G.Elmas
Cuk
Neyse ki "dış basın" var.
Yoksa iç meselelerimizin "iç yüzünü" nasıl öğrenirdik ki?
Gani Yıldız
Özdeyiş
Bir şeye dair her şeyi öğrenin.
Her şeye dair ise bir şeyler bilin.
Var Dyke
Günün Şiiri
Hatırlayış
Gözümün önünde hep o eski halin
Yine ellerinden tutuyorum
Nefesimle ısıtıyorum seni
Nasıl derinden bakıyor bana gözlerin
Mavi denizler gibi
Gözümün önünde hep eski halin
Uzatsam ellerimi
Seni tutabilirim
Hatıralar bulut bulut havada
Bu Mayıs sabahında
Seni görmek için açılıyor gözlerim
Öyle yakınsın ki bana…
Mesut Tarcan (Varlık-1951)
Temel yolda
Temel taksiye binmiş, "Çek Trabzon'a" demiş.
Şoför şaşırmış, "Beyim burası Trabzon…”
" Temel, bir torba para atmış şoföre ve "Al şu parayı da" demiş:
"Bir daha bu kadar hızlı sürme!"
3. Dünya Savaşı'nın planı
Hitler ve Stalin bir barda kafa çekiyorlarmış. Sohbetleri de derinleşmiş.
Derken, bir adam içeri girmiş ve barmene sormuş:
"Bunlar Hitler ve Stalin değil mi?"
Barmen "evet" deyince de yanlarına yaklaşmış:
"Selam beyler, neler yapıyorsunuz?”
Hitler, "3. Dünya Savaşı”nı planlı¬yoruz" deyince de "Peki neler olacak?" diye sormuş.
Devam etmiş Hitler:
"Bu sefer 14 milyon Yahudi'yi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz…”
Adam şaşırmış:
"Bisiklet tamircisi mi?"
Hitler de aynı anda Stalin'e dönmüş:
"Demedim mi sana, kimse 14 milyon Yahudi’yi takmaz diye!..”