ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın . Her ikisi de yapılan rektörlük seçimlerinde en çok oy alan adaylar değildi. Her ikisi de atamayla göreve geldiklerinde “Hükümete yakın” olarak yorumlandılar. Hatta Gönen’in rektörlük seçiminden önce AK Parti Büyükşehir adayı olması da, bu söylemi ve yargıyı oluşturan noktalardan birisi oldu. Ancak hükümet temsilcileri ile rektörlerin arasında sanıldığı gibi bir yakınlık olmadığı ve hatta görüş ayrılığı olduğu da ayan beyan ortaya çıktı.
Hükümetin Anadolu Üniversitesi’nin parasını Maliye’ye aktardıktan sonraki süreçte sanırım biraz bozulan ilişkiler, özellikle Nabi Avcı’nın Anadolu Üniversitesi açılışında yaptığı konuşmayla gün yüzüne çıktı. Başta YÖK sistemini eleştiren söylemlerden Anadolu Üniversitesi de nasibini aldı. Sonra hazırlık öğrencileriyle ilgili eylemlerin olduğu dönemde yine Nabi Avcı’nın bazı eleştiri olmuş ve konuyla ilgilendiklerini söylemişti. Dolasıyla Avcı’nın Anadolu Üniversitesi ile yıldızı pek barışık olmadı ve o Avcı şimdi Milli Eğitim Bakanı.
ESOGÜ’ye gelirsek, aslında hükümet kanadının daha çok destekler gibi gözüktüğü ama başta kadro eksikliği olmak üzere destek ihtiyacı duyan bir Üniversite görüntüsündeydi. Hatta zaman zaman “Hükümete yakın olsa kadro sıkıntısı yaşamaz yorumları da yaptık.” Yapılan ziyaretler, katılımlar, söylemler ESOGÜ’ye biraz daha sempatik bakıldığını gösterir nitelikte gelse de, 3. üniversitenin gündemde olmasıyla birlikte, sıkıntı yüzeye çıktı.
Bu noktada Anadolu Gazetesi’nin hakkını verelim, zira her iki rektörle gerçekleşen toplantılarımızda rektörlerin 3. üniversite konusunda yaptığı açıklamalar, bugün farklı bir durumu ortaya çıkardı.
Her 2 rektörde yeni bir üniversite yerine, nitelikli eğitimin üstüne düşülmesi gerektiğini söyledi. Devletin yeni bir üniversite için aktaracağı kaynağın, var olan üniversitelere paylaştırılması konusu daha sağlıklı olur görüşü hâkim oldu.
Bu açıklamalara AK Parti Eskişehir Mv. Ülker Can cevap verdi. Can, Rektörlerin bencillik yaptığını, yeni bir üniversite’nin Eskişehir’e sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda çok şey kazandıracağını söylerken, özellikle Anadolu Üniversitesi’ne elindeki kaynakları doğru projelendiremediği için kasasındaki paraya el konulduğunu ve doğru kullanılırsa hem şehre, hem üniversiteye katkı sağlayacağını savundu. Bencil cümlesinin yer aldığı bu sert çıkış, belki de aradaki düşünce farklılığın bir göstergesi olduğu gibi, rektörlerin de hükümetin adamı olmadığı gerçeğini ispat etti.
Bu, ilk bakışta gergin ve sert bir açıklama gibi gözükse de, bir bakıma hem iktidar temsilcileri, hem de rektörler adına bana sorarsanız faydalı bir açıklama oldu.
Zira bundan sonra kimse ne Aydın, ne Gönen’e “Sen hükümete yakınsın, İktidar adamısın” diyemeyecek. Olmadıkları belli oldu. Öte yandan AK Parti teşkilatı da, üniversitelerde kadrolaşıyorsunuz, istediğiniz rektörleri atadınız gibi bir suçlamaya maruz kalmayacak.
Fikirler tartışmaya açıktır. 3. üniversite’ye gerek vardır ya da yoktur, bunlar tartışılabilir şeyler. Ben hala altyapısız bir üniversite kurulmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Ama başka birisi gerek olduğunu söyleyebilir, savunabilir. Asgari müşterekte buluşulabilir. Bunlar büyük sıkıntılar değil. Zenginlik farklılıktan doğar nihayetinde. Aslolan, bazı töhmetlerin ortadan kalkmasıdır.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...