URAYSİM Projesi ortaya atılalı tam 12 sene geçti. 'Hesapta' Eskişehir'de hem raylı sistemlerle ilgili bir Araştırma Geliştirme merkezi açılacaktı, hem de bir test merkezi olacaktı. "Hesapta" diyorum çünkü bu asrın projesi de, Hükumetimizin "Bedava üzümlü kek" projesiyle aynı akıbete uğradı.
Araştırma ve Geliştirme Merkezlerinden zarar değil fayda gelir. Mesela bugün küp küp doğradığınız soğanları kavurup da üzerine yumurta kırdığınız teflon tavaları uzay çalışmalarına borçlusunuz. Yani bir başka alanda yaptığınız bilimsel çalışma, hiç hesapta olmayan bir başka alanda işinize yarayabilir. Bilimden zarar değil fayda gelir.
Raylı sistemler test merkezi meselesi ise ayrı bir şey. Uzmanlar dünya üzerinde böyle bir test merkezi olmadığını söylüyor. AK Troll dostlarımızın öyle hemen gözleri parıldamasın; "Dünya bizi kıskanacak" demiyorum, "Dünyada hiç kimse böyle bir test merkezine ihtiyaç duymamış, meğerse herkes saftirikmiş, mahallenin bir akıllısı bizmişiz" diyorum.
Her neyse; "Japonya bizi kıskanıyomuş ağbi" diyelim ve devam edelim...
Şimdi o zaten ortada olmayan URAYSİM ile ilgili bir dava süreci yaşıyoruz. Bazıları "Belediyeler kendi meclislerinde onayladıkları projeleri dava ediyor" demeye başladı. Bu kişilere tavsiyem, danışmanlarını 'tatlı – sert' ikaz etmeleri. Kendilerine yanlış bilgi veriyorlar ve kamuoyunda kendi kendilerini zor duruma düşüyorlar. Siyasete atılmak isteyenler danışmanlarını isabetli seçmeli. Sonra "Eskişehir'e Vezir olacağım" derken rezil olmayasınız... Belediyelerimizin 12 sene önce oy birliği ile desteklediği URAYSİM Projesi ile şu anda yapılmak istenen arasında, projenin adı hariç bir benzerlik yok.
Bu arada URAYSİM'in ne kadarı tamamlandı dersiniz? Biraz önce "Danışmanlarınızı tatlı – sert uyarın" demiştim ya; işte şimdi sözümü geri alıyorum. Kardeşim siz o danışmanlarınızın kulağını çekin isterseniz, bu kadar da yanlış bilgi verilir mi? Projenin yüzde 70'i değil, 20'si bile tamamlanmadı...
Siyaset ciddi bir iştir. Cebinde para olan işadamlarımız hobi arıyorlarsa kendilerine cam şişe içerisinde gemi maketi yapmalarını tavsiye ederim...
Hani bir Türk filmi kahramanımız var; Şevkat Yerimdar... Özgürcan Çevik'in hayata geçirdiği bu karakterin URAYSİM düşünülerek yapıldığına eminim. Baksanıza yetkililerimiz tam üç kere URAYSİM'in yerini değiştirdi. Koskoca Alpu ovasına sığamadılar. Yerleri dar herhalde... Bence projenin adı URAYSİM olarak değil de, "Şevkat Yerimdar" olarak değiştirilsin. İnanın daha çok ciddiye alırız...
Ortada sıkıldıkça, "Yerim dar" diyerek değiştirilen bir proje var ve 12 sene önceki projeye destek veren belediyeleri, "Kendi onay verdiğin projeyi nasıl olur da desteklemezsin?" diye eleştirmek ne derece adaletli?
Hazır 12 sene dedik de aklıma geldi; sahi biz neden 12 senedir bir arpa boyu yol kat edemedik? Son olarak AK Partili dostlarımız 12 senedir yapılmayan bu proje için "Ce Ha Pe zihniyeti"ni suçlamış. "Ne alakası var kardeşim?" diyebilirsiniz. Fakat bu sorunuza ben cevap veremeyeceğim. Benim mizah yeteneğim bir noktada tıkanıp kalıyor. İyisi mi ben susayım, hatta Şevkat Yerimdar da sussun, AK Partili dostlarımıza konuşsun. Alpu Belediyesi'nin ne suçu varmış onlar açıklasın. Ki aynı Alpu'yu iki sene öncesine kadar AK Partililer yönetiyordu.
Ayrıca – bana kalırsa elbette – mahkemeye başvurmak engellemek değildir. Nasıl ki AK Partili dostlarımız mahkemeye başvurup, Kumlubel'deki bir tesisin ticari merkez olmasını mahkemeye veriyorsa, CHP'li bir belediye de mahkemeye başvurabilir. Ne ilk durumda "AKePe engellemiş" olur, ne ikinci durumda "CeHaPe engelledi" denir.
TBMM'de 289 milletvekili bulunan iktidar, salt çoğunluğu elde edebilmek için MHP'nin 48 milletvekillik grubuna ihtiyaç duyuyor. Her ne kadar yeni sistemde TBMM ve Hükûmet arasında organik bir bağ olmasa da, parlamentodaki çoğunluğunu kaybeden bir iktidarın o koltukta oturma şansı pratikte yok. Ancak AK Parti'nin, MHP'ye ihtiyaç çok yakında ortadan kalkabilir ve Erdoğan yönetimi, TBMM'de tek başına çoğunluğu ele geçirebilir. Nasıl mı?
Şimdi bilindiği gibi bazı HDP'li vekillerin dokunulmazlıkları düşürülmek üzere. Dokunulmazlıkların düşmesi, beraberinde milletvekilliklerinin de düşürülmesi sonucunu doğuracaktır. Eğer ki sadece 7 HDP'li milletvekilinin üyeliği düşürülürse, aynı anda Saray'ın MHP'ye de ihtiyacı ortadan kalkar.
İzah edelim...
Şu anda TBMM'de 600 milletvekilimiz yok. Ölümler ve istifalarla bu sayı 585'e düştü. Yani şu anda 293 milletvekili olan bir parti olsaydı Meclis'te çoğunluğa sahip olurdu.
Eğer ki 7 HDP'li milletvekilinin üyelikleri düşürülürse 585 – 7 = 578 milletvekilimizin salt çoğunluğunu sağlamak 289 vekili bulunan AK Parti için hiç sorun olmaz. İşte o zaman iktidar 2'inci bir açılım da başlatabilir. "Bunlar Fatiha okumasını bilmez" de diyebilir. Veya canı her ne istiyorsa onu da yapabilir. Yani MHP'ye ihtiyacı kalmaz... Ankara'daki TBMM kulislerinden kulağımıza gelen hesaplar bunlar. Bakalım gelişmeler ne gösterecek?
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği yönetim kurulu üyeleri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurul Başkanı Nadir Küpeli'yi ziyaret etti. Dernek Başkanı Dilek Bayraç'ın yanı sıra Yönetim Kurulu üyeleri Ramis Tunca ve Profesör Çolak'ın da bulunduğu ziyarette, Eskişehir'in çevre sorunları konuşuldu.
Ziyaretten memnuniyet duyduğunu açıklayan Nadir Küpeli, her geçen sene cevreye daha duyarlı projelere imza attıklarını övünerek belirtmiş. Sayın Küpeli'nin sözlerinin altına imzamı atarım. Gerçekten de gözünü hırs bürümemiş sanayicilerimiz olduğu için bir Eskişehirli olarak çok şanslıyız.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul Kongresi sırasında yaptığı bir konuşmada, erken seçime ilişkin kuvvetli bir sinyali ağzından kaçırdı. Ne mi söyledi Erdoğan? İstanbul'da damadına yakın olan Bayram Şenocak'ın tasfiye edilip yerine Osman Nuri Kabaktepe'nin getirildiği kongrede konuşan Erdoğan, "Önümüzde Ramazan var. Ramazan'ı çok çok iyi değerlendirmemiz lazım. Mübarek Ramazan-ı Şerif'in feyzinden hep birlikte istifade edeceğiz. Her günü seçim günüymüş gibi çalışacağız. Seçim günü sandıklara sahip çıkacağız" ifadelerinde bulundu. Sizi bilmem ancak ben bu konuşmayı, "Bu sene erken seçim olacak" diye yorumladım. Yoksa durup dururken "Bu Ramazın'ı çok iyi değerlendirmemiz lazım" sözünün anlamı nedir?
Eskişehir.15 20 sene önce sanayi ve ticaret yönünden kaçıncı şehirdi biliyormusunuz. 6 . idi.Şimdi 20. sıralarda. Bunun nedeni sizce ne olabilir. İşte karşımızdaki bu zihniyet. Bırakın artık şu Eskişehirin yakasını yahu .şevkat yerimdar mış. bırakın arkadaş bu komiklikleri.
seçim 2023 de kaç sefer söyleyeceğiz
700 dönüm arazinin tarım yönünden getireceği fayda ile AR GE nin ülkemize ve şehrimize getireceği fayda arasındaki farkı göremeyen bu zihniyete yazıklar olsun. URAYSİM bir AR GE çalışmasıdır. bunu anlamıyormusunuz yahu.dünyada böyle bir test merkezi yok diyorsun. URASİM i google dan çevirip karşılık arıyorsun herhalde. AR GE diye karşılık ara bulursun.
Eşi benzeri olmayan bir proje. Burada ayni zamanda ARGE çalışmaları yapılacak. Merkez Eskişehir’de ciddi bir katkı sağlayacak. Hem ekonomik hem de istihdam alanında. Bu proje hayata geçtiğinde Eskişehir’in rayli sistemler merkezi olduğu da tescillenmiş olacak. Projenin sahibi Anadolu Üniversitesi’dir. 2011 yılından bu yana bekleyen bu projenin 2019’da tamamlanacaktı. Ancak bu sizin gibi örümcek kafalı zihniyetler bu tür projelerin gerçekleşmemesi için her türlü gereksiz itirazları yaparak projeyi mahkemelerde süründürmektedirler. Sonrada şehrimiz sanayi yönünden neden geri kalıyor diye yaygara yapıyorsunuz. Siz öğrenciler gelecek ekonomimiz düzelecek diye zır cahil zihniyetle bekleyin.Diğer şehirler atı aldı üsküdarı geçti.