Bahaeddin Güney'in valilik yaptığı günlerde bir tatildeydik...
Bir sabah yaygın basındaki haberi okuyunca şaşırmıştık:
"Porsuk pırıl pırıl, balıklar cirit atıyor!"
İnanamamıştık!
Çünkü, bıraktığımız Porsuk henüz üç günlüktü...
Bu kadar kısa bir süre içinde nasıl temizlenirdi?
Haberin hemen altında bir fotoğraf da vardı...
"Vali Güney omuzlarda!"
Tatilimizi kısa kesip Eskişehir'e dönmüştük.
"Porsuk aynı kirlilikte..."
Atılan balıklar zehirlenmiş sular üstünde...
Yanılmamıştık ama gerçekten üzülmüştük.
Haberi basına veren valiydi…
Devletin mülki amiri...
Oturduk bir yazı döşendik valiye...
"Verdik veriştirdik!.."
………
Sonra bir başka vali geldi Eskişehir'e...
Daha ilk günlerinde açıklama yapmıştı:
"Porsuk temizlenecek..."
Bu sözü veren vali "Ali Fuat Güven"di...
Adı gibi "Güven" veren biri...
DSİ ile Belediyenin ortaklaşa bir çalışma planladığını söylüyordu...
Ne yazık ki yeterli olamadı...
Sadece Şeker Fabrikası'nın zehirli atıkları için önlem alınabildi...
………
Ve gün geldi "Büyükerşen" Büyükşehir Belediye Başkanı oldu...
Çok kısa bir zaman içinde gözler Porsuk'a çevrilmişti...
Bir takım çalışmalar yapılıyor, köprüler yenileniyor ama güvensizlik yine vardı!
"Porsuk, kolay kolay temizlenemez..."
Öyle mi?
Temizlendi, üzerinde botlar, gondollar gördük... Balıklar da canlanmıştı…
Yine yetmezdi tabii...
Konu Kütahya'ya geldi ve günlerdir gazetelere konu olan hazırlıklar dile getirildi...
"Porsuk tamamen temizlenmeliydi..."
Merak etmeyin, temizlenecek...
“Er ya da geç bu iş olacak…”
Yeter ki..
“Bazıları gölge etmesinler!..”
Günün Olayı
Meclis Başkanı’nı ziyaret eden çocuklar, "Bizim anlayabileceğimiz bir anayasa yapın" demiş.
Belki de bazen "çocuk aklı"na uymak en iyi seçenek, kolay anlaşılan bir anayasa kulağa hoş geliyor...
Günün Sorusu
"Bu ülkede etkili muhalefet yok" diyenler, "Bu ülkede etkili basın var" diyebiliyorlar mı?
Mufalefet basının susturulduğu bir yerde muhalefet yaşayabilir mi?
Melis Sezer
Günün Balı
Düğün videomuzu tersten oynattıkça sevinçten uçuyorum.
Yüzükler çıkıyor, karım salondan çıkıp arabaya binip gözden kayboluyor. Süper!
Cuk
Ofsaytı bilen kadından uzak duracaksın hacı!
Ofsaytı bilen kadın "Hakan" diye kaydettiğin "Ece" yi de bilir. Yemeğe çıkardığın sözde amcanın kızını da!..
Özdeyiş
Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındandır belki...
Unutma, kimi gittiği yeri mutlu eder, kimi terk ettiği yeri...
Oscar Vilde
Kıssa-dan
Çalışma, uçup gidebilen bir alışkanlıktır, bırakması kolay, yeniden başlaması zordur…
Victor Hugo
Günün Şiiri
Zaman geçti
Vakit geldi, yolculuk zamanıdır
İlerlemiş bir saati gecenin
Kalbim, bütün hatıraları çağır
Erelim hazzına düşüncenin
Vakit geldi, yolculuk zamanıdır
O bildik şehre dönmedeyim
Sevdalı günler ötesine
Saadetten uçacak mı neyim
Arzumca uydum gönlümün sesine
O bildik şehre dönmedeyim
Bozuldu artık o büyülü düzen
Bu şehir nerde, bıraktığım şehir
Beni her şeylerden çok üzen
Göremez oldum onu pencerelerde
Bozuldu artık ö büyülü düzen...
Azmi Tekinalp (Varlık-1948)
Orası benim koltuğum!
Temel ilk kez uçağa binmiş, uçakta dışarıyı en iyi görebileceği koltuğu hayli aramış ve bulmuş. Biraz sonra adamın biri gelip "Kalkar mısınız? Orası benim yerim" demiş.
"Git be başımdan" demiş Temel sinirlenerek, "Buraya önce ben oturdum..."
Adam "Tamam ulan" diye bağırmış:
"Uçağı sen uçur o zaman, manyak!"
En uygun zaman
Güzel sarışın doktora sormuş:
"Sevişmek için en uygun saat hangisidir?"
Doktor, "12 ile 13 arası" diye yanıt vermiş.
Sarışın "Neden?" diye merak edip sorunca devam etmiş:
"Çünkü o saatte sekreterim yemeğe çıkıyor..."
Saçların beyazlaşması
Ünlü aktör "Bert Lahr", sinemada zor bir rolü oynamak istemiş, ancak yönetmen karşı çıkmış:
"Ama Bert, saçların beyazlaştı, yaşlandın artık..."
O rolün genç işi olduğunu ima etmeye çalışınca, Bert Lahr da şu yanıtı vermiş:
"Çatının karla örtülü olması, evin içinde ateş bulunmadığı manasına gelmez..."
ES Es’de bir şeyler oluyor ama!
Kim ne derse desin..
"Eskişehirspor'da bir şeyler oluyor!.. "
Başkandan tutun da,,
Eğer varsa "yönetim"ine..
“Teknik heyetine kadar var bir şeyler!”
Şu son .maçlara bir göz atın..
Kimlere yenildik, kimlere puan verdik…
Daha deplasman galibiyeti olmayan Karabükspor bile üç puanı alıp gitti Eskişehir'den…
Memleketinde "kar" yüzü görmemiş adam gelip Atatürk Stadı'nda buz dansı yapıyor..
"Bizimkiler yerlerde izliyor!"
Hala güvencimiz olan "Ersun Yanal" ne yapıyor?
Maç gecesi Kulüp Başkanı Halil Ünal televizyon kanallarında Türk futbolunu kurtarmak için çabalıyor...
Belki iyi yapıyor…
Ama asıl görevi Eskişehirspor Başkanı olmak değil mi?
"Eskişehirspor'a hizmet vermek değil mi?"
Ve gelelim taraftara...
Maçı kazansaydık, "yönetim-başkan ve Yanal" aynı şekilde istifaya davet edilecek miydi? Mümkün değil..
Ama yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, Eskişehirspor'da gerçekten bir şeyler oluyor... Başkanından tutun da..
Eğer varsa "yönetim"ine..
“Teknik heyetine kadar var bir şeyleri!”
Peki çözüm?
"Önce Birlik..."
Bunu sağlayamazsak, daha zor günler geleceğini söylemek kahinlik değil!..
Bu birliğin büyük adımını da, Başkan Halil Ünal atmalı…
"Tıpkı, Türk futbolunu kurtardığı gibi!"
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...