Eskiden şehrin belli noktalarında Ramazan aylarına özel iftar çadırları kurulurdu. Hem iftara yetişmeye çalışan hem de durumu olmayan ve sıcak yemeğe hasret vatandaşlar için harika bir organizasyondu.
Eskiden şehrin belli noktalarında Ramazan aylarına özel iftar çadırları kurulurdu. Hem iftara yetişmeye çalışan hem de durumu olmayan ve sıcak yemeğe hasret vatandaşlar için harika bir organizasyondu.
Önündeki uzun kuyruklara rağmen herkes halinden memnundu. Görevliler dahi bir şeyi paylaşmanın mutluluğuna ortak oldukları için keyifli ve bu her hallerinden okunurdu.
O çadırların yanında bir tahta, tabela olur ve üstünde de o akşam paylaşılan sıcak yemeğin kime, kimlere ait olduğu yazar. İnsanlar da Allah razı olsun diyerek şükranlarını, dualarını paylaşırdı.
Hiç boş kalmazdı o tahta. Hatta o gün o paylaşıma dahil olmak için hali vakti yerinde insanların birbiriyle yarıştığını bile duyar ve bundan mutluluk duyardık.
Hayatın türlü zorlukları, yoksulluğun 60 ayrı derdi olmasına rağmen “sıcak yemek” kavramı kutsaldı bizler için.
Acıyan yer ayrı, acıkan yer ayrı diye düşündüğümüz için başımızı sokacak dört duvar kadar o sıcak yemek kavramını da, tokluğu da önemserdik çünkü.
Hatta çok aç olmama ve iftara yetişemeyeceğime rağmen evde beni bekleyen bir yemek olduğunu bildiğim için çok kez önünden geçmekle yetinip, fakir fukaranın hakkını azaltmayım düşünmüşlüğüm bile olmuştu.
Sonra bu güzel organizasyonu sadece ramazan ayı değil bütün bir yıla yayan ve herkesi mutlu eden başka bir organizasyonla tanıştık.
Aşevleri girdi hayatımıza. Garip, gurabanın umudu, sığınağı ve bir nebze olsun ayakta durabilmesi için çok önemliydi.
Önündeki kuyruk ve buna sebep olan faktörler içimizi acıtsa bile 3 kap sıcak yemeği alan insanların yüzlerindeki mahcup tebessüm içimizi ısıtıyordu.
Bu şeffaf bir organizasyondu. Direkt olarak yoksun vatandaşa ulaşıyordu. Rencide yoktu, şüphe yoktu ve hiçbir zaman olmadı.
Özellikle sosyal belediyeciliğin dayanışma ruhu ile daha da güçlendi. Daha çok insana ve daha kolay erişim imkanlarıyla toplumun ciddi bir açığını kapattı.
Hani ülkede kimse açlıktan ölmez, fakirlik bu ülkede sorun olmaktan çıktı diye büyük sözler eden Bakanlarımız var ya, onların bile imdadına yetişecek kadar güvenli bir liman oldu.
Ayrı düşünen var mıdır bilmem ama çoğumuz için Dayanışma kelimesinin en güzel karşılığıdır Aşevleri ve şüphe götürmeden paylaşabileceğimiz nadide organizasyonlardır.
Bunları yazdım çünkü Dayanışma, Paylaşma, Destek gibi kelimeleri en sık kullandığımız ve altını daha da doldurmak zorunda olduğumuz günlerdeyiz.
En temel ihtiyaçlarımızın başında beslenme geliyor. Zira ölümden daha çok aç kalmaktan korkan bir coğrafyanın evlatlarıyız.
Bakın yerel yönetimler kapasiteyi arttırdı ve sadece yoksunlara değil evlerinde corona tedavisi gören ve dışarı çıkamayan vatandaşlara dahi ulaşarak sıcak yemek servisi yapıyor.
Amma velakin bir sorunun altını çizmek ve tekrar sormak istediğimiz bir husus var. Tüyü bitmemiş yetimin, garibin, gurabanın hakkı olan bir meseleyi gündemde tutmamız lazım.
Geçenlerde sevgili Kerem Akyıl sormuş bende bugün sormaya devam edeyim istedim.
Hani bizbize süreci ile başlayan bağış kampanyası esnasında Aşevleri’ne bağış toplanması yasaklanmıştı. İşte o süreçte Büyükşehir Belediyesi Aşevi hesabı da bağışa kapatıldı. Hatta hesaba direkt bloke konuldu.
Daha da vahimi bu bağış sürecinden önce hesapta olan paralara da el konuldu iyi mi?
Tam olarak rakam nedir bilmiyorum ama 1 milyon 600 bin lira gibi bir paraya el konulduğu söyleniyor.
Daha da vahimi bu paranın akıbeti hakkında herhangi bir bilgi yok.
Hesaplarına bloke konan Aşevleri içinde sadece Eskişehir Büyükşehir’in parasına el konduğu iddiası var ki, inşallah böyle değildir demekten kendimi alamıyorum.
Şehrimizin iktidar vekillerinin bundan haberi yoksa çok üzücü. Haberi olup arkasını aramıyorsa daha da üzücü diye bir not eklemeyelim.
Bu para ne oldu? Nerede ve neden iade edilmiyor.
Diyelim ki yasal olarak böyle bir karar alındı ve bağış yapılamayacak. Aldık kabul ettik.
O zaman o hesaba Paylaşma adına bağış yapanların isimleri ve IBAN numaraları belli değil mi?
Neden o kişilere iade edilmiyor diye sormak istiyorum.
Zira o para şu zor zaman içinde binlerce kursaktan sıcak yemek geçsin diye bağışlandı. Başka bir kursakta kalmamalı.
Kerem’in dediğin gibi bir daha soralım. Israrla soralım. “O Paralar Nerde?”