AK Parti’nin Odunpazarı ve Tepebaşı adayını belirlemek için yaptığı görüşmeler artık son evrede. Burhan Sakallı’nın yeniden aday olmayacak olması, CHP Kanadında ise Kazım Kurt’un aday gösterilmesi belli ki aday belirleme sürecini biraz geciktirdi.
Bölge de sol tandemli oyların fazla olmasının dezavantajını, Mihalıççıklıların desteğiyle kırmak isteyen Ak Parti’nin bu konuda günlerdir söylentileri olan Nedim Öztürk isminde mutabık olduğu ve Öztürk’ün kendisiyle yapılan görüşmelerinde olumlu sonuçlandığını duydum.
Hatta Öztürk’ün bu konuda 2 gün süre istediği ama kendisine hayırlı olsun diyenlere de teşekkür ederek karşılık verdiği resmi açıklamanın 1,2 güne kadar yapılacağı söyleniyor. Tepebaşı’nda ise Orhan Soydaş ismi için aynı şeyleri söyleyebiliriz. Henüz netlik kazanmasa da son birkaç gündür herkes Soydaş ismini dillendiriyor, Soydaş’ın da Tepebaşı için ikna edildiği söyleniyor. Resmi açıklama yapılıncaya kadar da belli ki ilçe adaylıkları için başka isimler zikredilmeyecek.
Diğer Aday Adaylarına haksızlık olmuyor mu?
Dün’e kadar CHP için aynı şeyi söyleyip, Ak Partideki bu duruma sessiz kalmak vicdansızlık olur. Nasıl CHP Odunpazarı Başkanlığı için 5 aday adayı varken, bu liste dışından Kazım Kurt’un aday yapılmasına haksızlık diyorsak, Ak Parti’de bu konuşulan isimlerin aday olması da o derece de haksızlık olur. Yani adaletin terazisi herkes için geçerli.
Belki Odunpazarı bölgesindeki aday adayları bu duruma hazırlıklı ve bilerek yola çıktı diyebilirsiniz ona bile katılmıyorum ama Tepebaşı aday adayları için bu durum kesinlikle kırıcı olur. Bugüne kadar kamuoyu oluşturmak için epey çaba sarf eden, afişler, billboard ilanları, TV, Radyo programları arasında mekik dokuyan. Manevi olduğu kadar maddi olarak da yatırım yapan aday adaylarına “siz boşuna çalıştınız, didindiniz biz sizi zaten aday yapmayacaktık” gibi bir yaklaşım göstermek ve partiye bile üye olmayan bir ismi aday olarak ilan etmek, kim ne derse desin pek şık ve hoş durmuyor. Tabi tüm bunlar şu an bahsedilen isimler aday gösterilirse geçerli. Resmi açıklama yapılıncaya kadar peşin hükümlü olmamak lazım ama çok büyük bir sürpriz beklemediğimi de belirtmek isterim.
Gerçi aday adayı olan isimler bu durum karşısında küsmeyecek önemli olan partimizin bütünlüğü diyecek ve bizim için hizmet etmenin yeri ve makamı önemli değil diyecekler eminim..Ama emin olduğum bir şey de bu sözleri dillerinin söyleyeceği, kalplerinin değil…
“Elektrik kolaylık olsun diye bulundu eziyet olsun diye değil“
İyiye değil kötüye gidiyoruz durmadan. 2014 yılına girdik. Şöyle biraz etrafınıza bakın Allah aşkına. Nano teknoloji, Uzay teknolojisi, Atom çekirdeğinden sınırsız güç yaratma projeleri falan. Teknoloji, Bilim, Bilgi’nin en üst sınırları zorlanıyor ve sözüm ona her şey insan için.
Biz ne yapıyoruz peki? Elektrik kesintilerini konuşuyoruz. Yazıktır, ayıptır, günahtır. Bunları konuşmamamız lazım ama mecburen konuşuyoruz. Soruyoruz ama cevap tatmin etmiyor.
OEDAŞ bu kesintilerin kaynağı TCDD ve YHT çalışmaları diyerek topu taç’a atsa bile benim için kimin yaptığı, neden olduğu değil, kimin bunu düzeltemediği önemli. Üstelik OEDAŞ bu kesintilerin 10 saate kadar çıkabileceğini söyleyerek bambaşka bir infial yaratıyor bende.
O zaman neden bu işi yapıyorsunuz? Neden böyle bir sıkıntı öngörmenize rağmen bununla ilgili önlem almadınız ve neden madem böyle bir risk vardı da kesinti oluncaya kadar açıklamadınız?
Bir de Allah aşkına bu kesintiler neden hep tatil günlerinde ve neden hep akşam saatlerine denk geliyor arkadaş? Bunu da bana birisi izah etsin lütfen. Madem tesadüfen oluyor niye gündüzleri değil hep ihtiyaç duyulan zamanda çözemiyorum.
Madem garip fukara’nın evindeki elektrik faturası bir gün geçtiğinde kesme kâğıdı koyacak kadar hızlısınız, lütfen bu hızınızı sorunları çözmede de kullanın. Yoksa bu işi bilen birileri yapsın lütfen.