Vali Güngör Azim Tuna yaklaşık iki ay oldu Eskişehir’de göreve başlayalı. Kendisini ziyaret etmek için yoğun ziyaret trafiğinin bitmesini bekledik. Önceki gün Es Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş ile birlikte ziyaret ettik.
Ben ilk kez Vali Tuna ile yakından karşılıklı sohbet etme imkanım oldu. Daha önce iki kez yüz yüze gelmiştik. Birincisinde kendimi tanıtma fırsatım olmadı. İkinci karşılaşmamız Çankaya Mahallesindeki Türk Dünyası Kültür Başkenti iftarında oldu. Gazeteci kimliğimle değil normal vatandaş gibi iftara gittim. Tanıdık kimse yok. Vali bey’in hangi masaya oturacağını soruşturmadan bir masaya oturdum. Oturduğum masada iki sandalye boş tutuluyordu. Kimin geleceğini merak ediyordum.
İftara beş dakika kala Valimiz Güngör Azim Tuna geldi ve o ayrılan sandalyenin birisine oturdu. Diğerine ise Çankaya Mahallesi Muhtarı oturdu.
İftar sonunda masadan kalkan Vali Tuna, yanındakilerle vedalaşırken bana da el uzattı. O an kendimi takdim ettim Sayın Tuna’ya.
“Sizinle daha önce tanışma fırsatımız olmadı. Ancak yazılarınızı okuyor, sizi yazılarınızdan tanıyorum” dedi.
HAFIZALARA
YERLEŞTİRMEK İSTİYOR
Önceki günkü ziyaretimizde daha uzun sohbet etme fırsatı yakaladım. Yaklaşık 30 dakikalık sohbet sırasında özellikle ‘Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti’ unvanının büyük, küçük herkesin algılayabilmesi için Ramazan Bayramı’ndan sonra yoğun bir çalışma içerisine gireceklerini söyledi.
“Bir iki tane kalıcı proje üzerinde çalışıyoruz. Onları yakın bir zamanda açıklayacağız. Önümüzdeki döneme ilişkin etkinlik takvimi belirledik. Onu da açıklayacağız. İyi bir bitiriş yapmak istiyoruz. Kültür Başkentliğinin Eskişehir’de hafızalarda kalıcı izler bırakacak bir finalle bitirmek istiyoruz” diyerek çok kısa süre içerisinde kafa yorduklarını söyledi.
İSTİŞAREYE ÖNEM VERİYORUZ
Giden Valimiz Kadir Koçdemir nedense Türk Dünyası Kültür Başkenti havasını şehirde bir türlü estiremedi. Bunun mutlaka nedenleri vardır. Kendisi bu konuda bir şey söylemedi. Belki bir yerlerde aksaklıklar vardı. Görkemli bir açılış o kadar. Ondan sonrası boş. Belki de Eskişehir’den merkeze çekilişinin gerekçesi de bu. Tam olarak bilmiyorum.
Ancak yeni Valimiz Güngör Azim Tuna’ya nelerin olması gerektiğinde konusunda belki de bir takım projeler sunuldu gelir gelmez. Ancak Vali Tuna’mı yaptı yoksa Ankara’mı bu konuda da tam bilgi sahibi değilim. Ancak Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nın Genel Sekreterinin sivil birisinin olması doğru bir düşünce. Yanlış anlaşılmasın. Önceki Genel Sekreter Vali Yardımcımız ‘başarısızdı’ demiyorum. Ancak bürokrat olduğu için bir yere kadar gidebiliyordu. Ama sivil Genel Sekreterin önünde devlet memurluğu engeli olmadığı için daha rahat hareket edebilir.
Ziyarette Sayın Vali’nin şu sözleri daha çok dikkatimi çekti:
“Ben yaptım oldu değil. İstişareye önem veriyoruz. Herkesin, her kesimdeki insanların görüşlerini alarak en iyisini en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Kültür Başkentliği konusunda da görüş almaya çok önem veriyoruz. Gerek yaptığımız toplantılarda bunu sağlamaya çalıştık.”
Doğrusu bu. Eğer şehirdeki tüm kesimdeki insanlar arasında Kültür Başkenti havasını estirmek istiyorsak, sadece bir kişinin düşündüğü değil yapılacak istişareler sonunda herkesimdeki insanların görüşlerinin harmanlandığı bir düşünce uygulamaya geçerse, işte insanlar kendilerinin de düşüncelerine önem verildiğinden sahiplenir, kucak açar.
HEPİMİZ SAHİPLENMELİYİZ
Vali Güngör Azim Tuna’nın, ‘Ortak bir duygu oluşturmamız lazım’ sözü de çok önemli.
Gençlerle, kadınlarla görüşülmüş. Gençlerin beklentisi ne, kadınları, toplumun her kesimini bu işin içine nasıl katabileceği konusunda anketler yapılmış, fikirler toplanmış. Güzel. İnsana değer verdiğinizde, insanlarda size değer verir, yaptığınız işe katkı sağlamaya çalışır, gerekirse taşın altına elini koyar. Duyguyu sadece valide, belediye başkanlarında, rektörlerde değil halk arasında da oluşturmak, onların kafasına bu duyguyu yerleştirmek çok önemli. Halk sahip çıkarsa gerisi zaten kolay.
Vali Tuna’nın şu sözleriyle yazımı tamamlamak istiyorum:
“Sadece konserler, Türkmenistan, Azerbaycan günleri yapmayacağız. Sadece bunlar yetmiyor. Bunlarda olacak ama daha farklı şeylerde yapacağız. Hem bilimsel çalışmalar anlamında, hem sportif, hem kültürel hem sanatsal etkinlikler yapılacak. Üniversitelerimiz birlikte yapacağımız etkinlikler olacak. Yerel yönetimlerin pek fazla etkisi olmamış. Bundan sonra birlikte yeni şeyler yapmak için çalışacağız. Büyükşehir Belediyesi’nin de bu işin içinde olmasını istiyoruz. Kendileriyle görüşmelerimiz devam ediyor.”
BELEDİYELERDE SAHİPLENMELİ
Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerinin de mutlaka ama mutlaka işin içerisinde olması gerekir. Devleti temsilen vilayet, vatandaşları temsilen belediyeler, gençleri temsilen de üniversiteler Kültür Başkentliğine sahip çıkar, destek verir ve taşın altına ellerini birlikte koyarlarsa kalan 5 aylık süreye 12 ayda yapılması gerekenler sığdırılabilinir. 2014’ün Haziran’ına kadar da süre var.