Önce partisini seçmeli!

Arif Anbar’ın köşesinde dile getirdiği konu Eskişehir gündemine oturdu! Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın tabir yerindeyse kafasının arkasında Büyükşehir Belediye Başkanlığı geçtiğini yazdı… Siyaset ve iş adamları çevresi bütün gün Anbar’ın analizini konuştu… Öncelikle şu gerçeği bilmemiz gerekiyor. Celalettin Kesikbaş, şehirdeki yeni aktörlerden biridir. Kamuoyu artık kendisini Büyükşehir ya da metropol ilçelerden birine belediye başkanı olabileceğini düşünüyor. 
Buradaki kritik soru şu “Hangi partiden” aday olacak? Kesikbaş, şu ana kadar “partiler üstü” bir konuma gelebilmiş değil! Bu nedenle eğer adaylığını düşünüyorsa, ya da kendisini aday olarak görmek isteyenler varsa şimdiden üye kaydını yaptırmalı! ESO seçimlerine AK Parti Eskişehir Milletvekili ve MKYK üyesi Harun Karacan ile birlikte girdiği bir sır değil! Siyasetin ilk zamanlarında Yılmaz Büyükerşen’e yaptığı salvolarda hafızalarda… İlk bakışta Kesikbaş’ın AK Parti’den aday olabileceği düşünülebilir… Ancak, boş koltuk kalmazsa şansını CHP deneyebilir! Hiç kuşku yok ki, köprünün altından daha çok sular akar! Başka adaylar, daha başka isimler ortaya çıkar! Çıkmalıdır da! , Kesikbaş’ın, var olan başkanların gerisinde ama muhtemel adayların önünde olduğunu söylememiz mümkün!

BÖYLE ODA BAŞKANLARI DA VAR!

Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen’i ES TV ekranlarında ağırladık! Burcu Bilgiç arkadaşımızın sorduğu soruları içtenlikle yanıtladı… Bilen’in bir sözü bence çok önemliydi: -Sağlık bakanlığı bizi denetlesin! Artık böyle Oda başkanlarına pek rastlamıyoruz… Bilen şu uyarıyı yapıyor: -Serbest piyasa ekonomisiyle yönetiliyoruz. Serbest piyasa ekonomisinde arz talep olur. Dolayısıyla arz talep olan yerde tavan fiyatı vatandaş belirler. Taban fiyat olması lazım. Bizim taban fiyatımız yok. 
Taban fiyat olmayınca haksız rekabetlere sebep oluyor. Haksız rekabetler alternatif gıda ürünlerini kullanmaya zorluyor insanları. Bu alternatif gıda ürünleri de insan sağlığına zararlı oluyor. Bugün önlemini almadığımız taban fiyatı yarın önümüze obezite, kanserle mücadele olarak geliyor ve servetimizi vermeye razı oluyoruz. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı’na da buradan çağrıda bulunuyorum, ‘Ne olursunuz bizi denetleyin.’ Bizim denetimden korkumuz yok. Yeter ki bir disiplin gelsin. Bu merdiven altı üretimlere son vermeliyiz.
 

İKTİDAR VE ÖZGÜRLÜK

-Koyun, kendisini kurdun dişleri arasından kurtaran çobana, özgürlüğe kavuşturucu olarak teşekkür eder. Ama bu aynı eylemden dolayı kurt çobanı özgürlüğü ortadan kaldırmakla suçlar. Koyunla kurdun özgürlüğün tanımı üzerinde anlaşamadıkları açıktır. Ve aynı anlaşmazlık bugün insanlar arasında da sürmektedir. (Abraham Lincoln)
 

CEYLANI TUTANLAR 

Hayvanlarla ilgili belgeselleri çoğumuz televizyonlarda ilgiyle izleriz. Kükreyen aslanlar, hoplayan kaplanlar, hiç durmadan koşan zebralar ve zıplayan ceylanlar. Kiminden korkarız… Kimini severiz… Kimini de yeri geldi mi avlarız! Doğa kendi güzelliği içinde, aynı zamanda bir denge de kurar. Bu dengeyi insanoğlundan başkası da bozmaz. Uzunca bir süredir Avrupa’da yeni bir eğlence ve boş zaman geçirme dönemi başladı. Avrupa’nın zenginleri Afrika’ya ceylan avlamaya gidiyorlar. Gidiyorlar gitmesine de ceylan avlamak öyle kolay değil. Hopluyor, zıplıyor, sekiyor. Yerinde durmuyor. *** Ancak Afrikalılar uyanık! Gelen turistleri kaçırmamak için olmadık yöntemlere başvuruyorlar. Köylüler, önce ceylanı yakalıyor. Bir ilaç vererek onu yarı baygın hale getiriyor. İz sürüyorlar! Avrupalı turistlere de ceylanı gösteriyorlar. Hesapta, ceylanı bulmuş oluyorlar… Avrupalı basıyor tetiğe, ceylan yerde. *** Avcı hemen ceylanın başına gidiyor. Silahını havaya kaldırıyor, bacağı da ölü ceylanın üzerinde. Eşi koluna giriyor ve objektife gülümsüyorlar. Peki gerçekte öyle mi? Ceylan vurmak zor iştir. Her babayiğit bunu yapamaz. Beceri ister. Ama ceylan avlamaya giden Avrupalılar ceylanı kendilerinin avladıklarını sanıyorlar. Afrikalı köylülerde zaten öyle sanmalarından mutlular çünkü para kazanıyorlar. Seçim öncesi bazı adaylara öylesine gaz verdiler ki, bazı adaylar olmayacak hayaller içine girdi.