Olan Eskişehir'e oldu

Çatısı çöken stadyum tartışmalarını Mimarlar Odası da dâhil oldu. Şube Başkanı Didar Duygu Altunbaş eski stadımızın hatıralarının bulunduğunu, yerinin değiştirilmesinin yanlış olduğunu savundu. Kendisine bu konuda katılmıyorum. Tarihi ve hatıraları insanlar oluşturur. Yeni stadımız da bundan 10 yıl sonra kendi tarihini yazacaktır. Mimarlık bir sanat olduğu kadar, bir ekonomik gerçeklilik. TOKİ bize bedavadan bir stat kazandırdı. Üstelik eski stadın yerini de imara açmadı. Bir takım ekonomik gerçekleri göz ardı edemeyiz. Yeni stadımız hükumetimizin Eskişehir'e kazandırdığı güzel bir icraattır. Tabii aynı stadın bilimsel gerçekler göz ardı edilerek yapılmasını, 'Kalfa – Müteahhid' mantığıyla çatısının genişletilmesini kabul edemeyiz. İşte bu mantık sonucunda binanın çatısı durduk yere çatırdadı. Hükumeti eleştirmek isteyenlerin de eline koz verildi. Tabii olan da zaten zor durumda olan Eskişehirspor'a oldu.
 

Yüksek hızlı zam 

Gün geçmiyor ki milletin aklıyla alay edilmesin. Son olarak Devlet Demir Yolları Yüksek Hızlı Tren biletlerine zam yaptı. Şimdi diyeceksiniz ki, "Ne var bunda? Zaten asrın hükumetimiz her şeye zam yapmıyor mu?" Siz de haklısınız tabii. Sıra dışı olayların haber değeri vardır. Mesela "Bugün hükumetimiz zam yapmadı" diye bir fırsat yakalasak, manşette yapıştırırız. O günleri de görürüz inşallah... Ancak bu sefer gelen zam öyle az buz miktarda olmadı. Demiryolları belirli güzergahlardaki fiyat tarifelerini yüzde 265'e varan oranlarda artırdı. Evet; yanlış okumadınız yüzde 265. Ben hayatımda böyle bir zam görmedim. "Yüksek Hızlı Zam" diyelim bunun adına... Gelelim milletin aklıyla alay edilmesi meselesine. Yetkiler zam yapmadıklarını, indirimlerde 'değişiklik' yaptıklarını öne sürdüler. Kardeşim Ankara – Polatlı hattı 220 liradan 877 liraya çıkıyorsa, buna zam değil de ne demek lazım? Millet size uzaktan saf mı gözüküyor? Bunun adı buz gibi zamdır. Hükumetimiz "Zam yapmadık, indirimleri değiştirdik" dediği zaman aklıma Recep İvedik geldi. Hani işe yaramaz Recep İvedik pizza dağıtıyor, müşterinin promosyon pizzasını yiyordu. Müşteri itiraz edince de, "Nedir senin derdin kardeşim? Sana pizzayı getirdim, promosyonunu ben yedim" diyordu. TCDD yetkilileri de benzer bir açıklama yapıyor; "İndirimleri indirdik, zam yapmadık" diyorlar. Hakikaten nedir sizin derdiniz? Zam yapmamışlar işte; indirimleri indirmişler...

Abdülkâdir Adar huzur bulamayacak

1993 yılında öldürülen gazeteci Uğur Mumcu, Eskişehir'de anıldı. Anma törenine Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve partisinin İl Başkanı Abdülkâdir Adar da katıldı. Her iki isme de ayrı ayrı teşekkür ederim. Gazetecilerin sahipsiz olmadığını gösterdiler. Tören sırasında konuşma yapan Kazım Kurt, Uğur Mumcu'dan 8 sene sonra ve aynı 24 Ocak gününde teröristler tarafından öldürülen Gaffar Okkan'dan bahsetti. Kazım Kurt kendi gazetecisini, Emniyet Müdürünü koruyamayan bir devletin, devlet olma vasfını kaybettiğini belirtti. CHP İl Başkanı Abdülkâdir Adar da bir anma konuşması yaptı. Adar, "Sadece düşünen ve toplumu aydınlatmaya çalışan aydınlarımız olduğu için katledildiler. Türkiye, çok güçlü bir devlettir. İnanıyorum ki bulmak istedikleri zaman bulacaklardır. Toplum ancak o zaman tekrar huzur bulabiliriz" ifadelerinde bulundu. Abdülkâdir Adar'ın moralini bozmak istemem. Ancak ben Uğur Mumcu suikastinin aydınlatılacağına hiç inanmıyorum. Çetin Emeç gibi, Abdi İpekçi gibi Uğur Mumcu da karanlık odaklar tarafından katledildi. Yeni Uğur Mumcu suikastleri olmasın, o bize yeter...