O yük Eskişehirli Mercan'ın omuzlarında

22'inci ve 23'üncü dönem Eskişehir Milletvekili Murat Mercan, bundan böyle Amerika'nın başkenti Washington Büyükelçimiz olacak. Daha önce Japonya'nın başkenti Tokya'da aynı görevi yapan Murat Mercan'ı hem tebrik ederiz, hem de kendisine "Allah kolaylık versin" deriz. Üstelik "Allah Kolaylık versin" lafını da, sözün gelişi olarak söylemiyoruz. Sebebine birazdan geliriz...

AK Parti sıralarında milletvekili olan Mercan, zaten o yıllarda da TBMM'nin dış ilişkilerinde önemli roller üstleniyordu. Sonra tam "Adı unutuldu" denilirken bir baktık ki Tokyo Büyükelçimiz olmuş. Tabii son yıllarda devletin dış işleri gitti ve yerine Saray'ın dış işleri geldi. "Bakara Suresi değil, makara" diyenlerin önemli yerlerde olduğunu ağlayarak takip ediyoruz. Ancak Murat Mercan çok zor bir görev olan Tokyo Büyükelçiliği vazifesinin altından kalkmayı başardı. Bir Eskişehirli olarak da hepimizi gururlandırdı.

Şimdi bu başarılarından dolayı kendisine Washington DC yolu gözüktü. Bir Büyükelçi olarak ve bu küçük gezegen üzerinde Amerika'nın başkentinde görev yapmaktan daha zor ve önemli bir görev olduğunu düşünmüyorum. Kendisini tebrik etmemizin sebebi budur. Bundan daha önemli görev ancak Dışişleri Bakanlığı olabilir. Ne diyelim?, "Allah söyletti Kerem Akyıl" diyelim.

Gelelim "Allah kolaylık versin" kısmına...

Türk – Amerikan ilişkileri gergin bir durumda. Öncelikle S – 400'lerin alınması NATO'da bir iki şerh koyulması dışında büyük bir tepkiye neden olmadı. Ancak Amerika bu işe çok sinirlendi. Üstüne üstlük parasını ödediğimiz saavaş uçaklarından da Türkiye'yi dışladılar. Bunun dışında bir Halk Bankası davamız var ki, ben oradaki iddiaları dile getirmek bile istemiyorum.  Türkiye Fırat'ın doğusundaki YPG yapılanmalarını kabullenmiş görünüyor. Dikkat ettiyseniz konu hakkında Ankara'dan 7 – 8 aydır tek kelime edilmiyor. Ancak bu bile Amerikalıların ateşini söndürmüş değil. Ayrıca yaklaşık bir buçuk senedir Pensilvanya'daki terörist hakkında da Amerikalı amcalarına tek bir laf etmiş değilller. Bunun sebebi para... Bazıları hâlâ 4 – 5 senede bir olabilecek bir ekonomik sıkıntı yaşadığımızı, buna bir de korona virüs sürecinin eklendiğini düşünüyor. Oysa ki gerçekler çok farklı; Ekonomimiz tahmin bile edilmeyecek kadar ciddi sıkıntılar içerisinde.

İşte bu gibi sebeplerden ötürü Amerikalılar şımardıkça şımarıyor. Sayın Mercan bu şımarık adamların memleketine gidip, ülkemizin çıkarlarını koruyacak. Dediğim gibi çok saygın bir görev, ancak bir o kadar da zor bir görev. Hele şu içinde bulunduğumuz uluslar arası ortamda...

Ektaş asgari ücrete dikkat çekti

Aralık ayı geldi çattı. Her sene 12'inci ayda yaşadığımız heyecanı, bu sene yine yaşıyoruz. O da asgari ücretin önümüzdeki sene ne olacağı?.. Konu hakkında basın açıklaması yapan İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, asgari ücretin Türkiye için diğer Avrupa ülkelerinden daha büyük önem arz ettiğini, çünkü mesela İspanya'da asgari ücretle çalışanlar nüfusun yüzde 1,1'ini oluştururken, Türkiye'de bu oranın 42,9 olduğunu ifade etti. Yine Mehmet Ektaş Türkiye'de asgari ücret 295 dAvro iken – bizi kıskanan – Almanya'da bu rakamın 1584 Avro olduğunu hatırlattı. Ektaş'ın açıklamalarının tamamını Anadolu Gazetesi'nde okuyabilirsiniz. Kendisi ve partisi dar gelirlinin mutfağındaki yangını önlemek için bir takım önerilerde bulunuyor. Aslında dar gelirliye el uzatmaya çalışsak, bu büyük devletin gücü bu işe yeter. Fakat garibanın derdini kendi derdi bellemek lazım. Bakalım Saray, garibanın derdini ne kadar kendi derdi sayacak? Bekleyip göreceğiz...

Keçileri kaçırmışlar

Mihalgazi'deki bir ağıldan kaybolan 12 keçi, Jandarma'nın alarma geçmesine neden oldu. O keçilerin fiyatı taş çatlasın 15 bin lira eder. Ancak sahipleri için önemi ailesinin geçimidir. Polisin veya jandarmanın zaman zaman yaptığı büyük operasyonları dile getiriyoruz. Elbette 3 kilo 800 gram sıvı metanfetamin ele geçirilirse bu büyük haber olur. Ancak bir de küçük haberler var. Biz gazetecilerin dikkat etmediği küçük haberler. Öte yandan bu küçük haberlerin bazı aileler için büyük değeri olduğunu unutuyoruz. Hırsızlar yakalanmayacaklarını düşündüklerine göre keçileri kaçırmış olmalılar. Eskişehir Jandarmasından kuş olsanız kaçamazsınız.

Türklere özgü değil

Eskişehir'de masum bir kadın daha, hastalıklı kocasının saldırısına uğradı. Nasıma N. Adlı yabancı uyruklu bir kadın ile 53 yaşındaki kocası Najibullah N. Arasında ilk belirlemelere göre maddi sıkıntılardan dolayı kavga çıkmış. Her evde olabilecek münakaşa, kısa sürede şiddete dönüşünce, 50 yaşındaki Nasıma N, çaresizlikten evinin balkonuna kaçmış. Koca najibullah ise hayat arkadaşını 5'inci kattan aşağı atmaya yeltenmiş. Neyse ki bir cinayet haberi vermiyoruz.

Elbette bu kez...

Ancak benzeri olaylar ssıklıkla gerçekleşiyor. Sorunu Türklere özgü olarak göstermek isteyenler fena halde yanılıyor. İşte Türk olmayan iki kişi arasında yaşanan olaylar. Benzer bir olayın Amerika'da, Madragaskar'da veya Norveç'te de yaşandığına kalıbımı basarım. Hele ki buradan yola çıkarak AK Parti'yi eleştirmeye kalkmak kadar vicdansız bir şey olamaz. Sorun biz Türklere özgü değil. Çözüm ise cezaların caydırıcı olmasından geçiyor. Umarım saldırgan hak ettiği cezaya çarptırılır. Saldırganın 13 sene ceza aldığını öğrenince sevindim. Ancak Türkiye'de 13 yıl hapis cezasının yalnızca 2 – 3 yıl olduğunu hatırlayınca da üzüldüm. Üstelik araya bir af sıkıştırılmazsa.....

Bakın işte devletin, Devlet tarafından gayri ciddi yapılması sorunu Türkiye'ye özgü...