Şehrimizin en hassas noktası Eskişehirspor…
Bu hassas noktayı çok iyi bilen bazı uyanıklar, yapacakları gizli saklı işleri örtmek için genellikle Es-Es’in armasını kullanırlar…
Eskişehirspor yönetimi çok zor bir süreçte, “taşın altına elini koydu”
Kulübe mali kaynak yaratmak için “kılı kırk yardılar”
Fedakarlık yaptılar. Tüm bunları şeffaflık içinde gerçekleştirdiler. Günlerdir yazdığımız bir konu var.
Şehrin tam göbeğindeki alış veriş merkezi ESPARK, bir karar alarak “otoparkları ücretli hale getirdi”
Bunu yaparken de, oluşacak tepkileri göğüslemek, belki de engellemek için şöyle bir formül ortaya atıldı…
Otopark ücretinden Eskişehirspor’a pay verilsin!
Herkes memnun!
Peki bu pay ne kadar?
Aylık 5 bin lira!
Bu kadar komik bir ücret olur mu? Eğer Eskişehirspor ile ESPARK arasında böyle bir sözleşme yapıldıysa, durum çok daha vahimdir.
Bu konuda Eskişehirspor başkanı Kaan Ay, son sözü söyledi!
“Aylık 5 bin lira bizi tatmin etmez. Otopark gelirinin yarısının verilmesi gerekir”
Bu sözden sonra eğer bir anlaşma imzalandıysa geçerliliği yoktur. Başkan Kaan Ay, bizlerin bilmediği bir noktaya da dikkat çekiyor.
“Daha henüz ödeme yapılmadı”
Başkanın, bu sözlerinin ardından yapılan sözleşme, anlaşma ya da protokolün geçerliliği yoktur.
Eğer Es-Es’e 5 bin lira gibi komik bir ücret vereceklerse, başkanın o parayı kabul etmemesi yerinde ve doğru bir karar olur!
BAŞKAN KAAN AY NE DEMİŞTİ?
5 bin liralık meblağ Eskişehirspor’u tatmin eden bir meblağ değil!
ESPARK oraya ciddi bir yatırım yapmıştır bununda karşılığını almak isteyeceklerdir.
Yanılmıyorsam ben seçilmeden 15-20 gün önce yapılmış bir sözleşme var. Şu ana kadar ESPARK’tan ödeme yapılmadı.
Madem Eskişehirspor’a katkı sunmak istiyorlar en azından toplanan otopark ücretinin yarısını veya yüzde 40’ını kulübe bağışlasalar çok güzel olur.
İki grubunda faydasına olur. Şuana kadar her hangi bir görüşmemiz olmadı. Eskişehirspor Kulübü olarak onlarla oturup konuşuruz.
Yeter ki Eskişehirspor’a fayda sağlansın. Eskişehirspor’un marka değeri çok yüksek!
CHP’NİN SEÇİMİ!
CHP denildi mi eskiden “kurultaylar partisi” denilirdi…
Akıllarına gelince “parti içinde seçim yapılırdı”
Kim bilir belki de böylelikle “partinin diri tutulması” sağlanırdı. Arif Anbar’ın iki gün önce yaptığı haber CHP kulislerinde kelimenin tam anlamıyla bomba etkisi yarattı…
Eski il başkanlarından Sinan Özkar, Erdal Çakıcıer, Yahya Çelik, Esma Altınel ve Muharrem Elibüyük’ten oluşan heyet il başkanı Abdülkadir Adar’ı ziyaret ederek parti tüzüğü gereği olağanüstü kongrenin toplanması için dilekçe vermişler…
Tüzük olunca işler değişiyor…
Ama CHP’nin tüzüğü maddeleri falan biraz karışık! Genel Merkezden nasıl bir karar çıkar bilmiyorum…
Bence, olağanüstü kongreye gerek yok! Haziran’da zaten olağan kongre süreci başlıyor! Üst üste yapılacak bir seçimin yararı olacağını sanmıyorum!
KILIÇDAROĞLU NE YAPSIN!
Türkiye’de bir güruh var, saldırganlıktan hoşnut oluyor! Ortamı germek için elinden ne geliyorsa yapıyor…
Bir örnek vermek istiyorum…
Kılıçdaroğlu, şehit cenazesine gitmese şöyle yazıyorlar:
-Kılıçdaroğlu PKK’lı onun için şehit cenazesine gitmiyor!
Kılıçdaroğlu şehit cenazesine gidiyor. Bu kez “Şehit cenazesine provokasyon için gitti” diye yine eleştiriyorlar!
Bir de bazı sosyal medya hesaplarında okuyorum, şöyle yazıyorlar, “Davet edilmediği cenazeye gitti”
Cenazenin daveti mi olur! Hele hele şehit cenazeleri herkese açıktır!
İLK İNSAN
-Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip 'burası bana aittir' diyebilen, buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. Bu sınır kazıklarını söküp atacak ya da hendeği dolduracak, meyvelerin herkese ait olduğunu, toprağın ise kimsenin olmadığını haykıracak olan insan, insan türünü nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden, nice yoksulluklardan ve nice korkunç olaylardan esirgemiş olurdu. (Jean Jacques Rousseau)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...