Yaşamın İçinden
“Adamın biri organlarını karıştırınca oğlunu alıp ruh doktoruna götürmüş.
Doktor burnunu işaret etmiş:
“Bu ne?”
“Kulak” demiş yaşlı adam.
“Şu kaşın altında iki tane, hani bakmaya yarayan, sağa sola gidip gelenler?”
Evet. Karıştırıyordu.
//--
Uzun bir tedavi döneminden sonra doktor oğlunu çağırıp
“Gelin babanızı alın artık düzeldi”demiş.
Oğlu gelmiş.
Bir test niyetine burnunu gösterip:
“Baba bu ne” diye sormuş.
“Burun”
Şu?
“Göz.”
Yaşlı adam hepsini biliyormuş artık.
Oğlu teşekkür edip çıkarlarken baba oğluna dönüp sormuş:
“Hepsini bildim”değil mi?
“Evet baba”demiş oğlu,
“Hepsini bildin”deyince, baba parmağı ile kafasını gösterip gülmüş:
“Eeee.. Buna döt derler.”
---//--
Bu fıkrayı Cumhuriyet’te Bekir Coşkun’un “Neremiz neremizdir” başlıklı yazısından aktardım.
Gerçekten ilginç değil mi?
Son günlerde gerek yerel gerekse genel politika birbirine karışmaya başladı.
Yerelde, kent, genelde ülke adına yapılmış ve yapılacaklar kıyasıya eleştiriliyor?
Hürriyet’te Ahmet Hakan güzel demiş:
“Cumhuriyet batıcı, seküler, modernleşmeci, pozitivist ve aydınlaşmacı bir projeydi.”
Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz ortamda.
Bu günleri unutan politikacılarımız, tartışıyorlar:
“Siz camileri ahır yaptınız.”
“Yok biz öyle bir şey yapmadık.”
Peki bu tartışmanın kime ve neye yararı olur?
Laik Türkiye Cumhuriyeti de kim kime bu yaklaşımla ne yapmak istiyor?
Cumhuriyet’in geçirdiği evreleri unutup İsmet Paşa’yı dile dolamak yanlış değil mi?
Ahmet Hakan yazısında:
“Başbakan tartışmaya zemin olarak 1950’nin Demokrat Parti’nin yaptığı “Camileri ahır yaptınız” söylemini seçiyor. Demokrat Parti iktidarını, Adalet Partisi iktidarlarını, Özal’ı ve merkez sağ iktidarlarını falan unutuyor”diyor ve noktayı koyuyor:
“Oysa Tek parti ideolojisi radikal tutumunu kesintisiz bir şekilde egemen kılsaydı, AKP falan ortaya çıkmazdı.”
Evet. Ülkede durum bu şimdilik. Binmişiz bir alamete.
Bakalım “Nereye kadar gideceğiz”
-----------------------------------------------------------------------------------------
Günlerin Getirdiği
-- Es-Es’te bir şeyler değişmeli--
Önceki gün Hakkı Kutlu da yazmış. Yolda, belde, mini toplantılarda Eskişehirspor’un İzmir’de Bursa’ya 3-0 yenilip, kupaya veda etmesi konuşuluyor. Konuşulanlar arasında Başkan Halil Ünal ile Ersun Yanal da var. Ve, inanır mısınız Eskişehirspor’a gönül veren insanların çoğu “Halil Ünal ve Ersun Yanal ile bu iş yürümez” diyorlar. Önceki gün tatlıcı Yusuf usta çevirdi yolumu ve şöyle konuştu” Hocam olur mu böyle şey. Biz yeni değil yıllardır Eskişehirsporluyuz. Ben İzmir’e gidemedim. Oğlumu gönderdim. Ama, Eskişehir’de ki maçları kaçırmam. Futbolda yenmek kadar yenilmenin de olacağına inanırım. Ama İzmir’de oynanan karşılaşmayı TV’den izlerken kahroldum. Eskişehirli olmanın ayrıcalığını taraftarımız. Her zaman göstermiştir. Ersun hoca ile bu işin yürümeyeceğini herkes söylüyor. Skibbe’nin kıymetini bilmedik. Üstelik o dönemde toplanan puanlar olmasa durumumuz iyi olmazdı. Halil Ünal ne buldu? Neden 3 yıllık sözleşme imzalattı, anlamak zor. Eğer böyle gidersek, gelecek yılda Ersun Hoca takımın başında kalırsa durumu iyi görmediğimi söylerim. Takımdan soğumaya başladım. Ersun Hoca Eskişehir ile küs gibi. Soruyorum, hiçbir gazeteci ile konuşmuyormuş. Halil Ünal da öyle. Bu şehrin çocuğu olduğunu unuttu galiba. Yaz bunları. Bu takım kolay gelmedi buralara. Taraftarın sesine kulak versinler.”
Bilemiyorum. Ersun Yanal bu yorumlara ne der? Halil Ünal sevilip sayıldığını Ersun Yanal’a hamilik yaptığı için kaybettiğinin farkında mı? Farkında değilse, bu eleştirilerin, kendisi için değil, şanlı Es-Es için yapıldığını görmeli artık.
---Vekiller futbol ve Kadir Çalışıcı—
ES-TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Yüksel’e “Bursa- Es-Es maçında siyasilerden kimse varmıydı. Şeref tribününde kimleri gördün”diye sordum. Soner Yüksel şöyle dedi, “Ne yazık ki, Eskişehir’in altı vekilinden hiç birisi maça gelmedi. Şeref tribününde Prof.Dr.Fethi Heper ile önceki Valimiz Kadir Çalışıcı’yı gördüm. Başka kimse yoktu.”
Ne kadar ilginç değil mi? Salih Koca bu maçı kaçırmaz diye tahmin etmiştim, demek gitmemiş. Hayret ettim doğrusu. Hayret ettiğim bir başka konu da, önceki Valimiz sayın Kadir Çalışıcı ve Kaptan Fethi Heper. Çalışıcı valilik döneminde olduğu gibi
emekli olduktan sonra da, Eskişehirspor sevgisini üzerinden atmadı. Deplasman maçlarına bile gidiyor. İşte son örneği. Kent sevgisi işte buna denir. Kaptan Fethi Heper de öyle. Kutluyorum sayın Çalışıcı ve Heper’i.
Vatandaş soruyor
-- Sigara yasağının---
Eskişehir’de sigara yasağı, özellikle kahvelerde tiryakilerin canını sıkmaya devam ediyor. Denetimlerin sıklığından da yakınanlar var, seyrekliğinden de. İçkili yerlerde yasağın delindiği söyleniyor.
Her neyse. Gelelim bayan okurumuzun gülerek yakındığı olaya. Bazı kahvelerde içeride sigara içilmediği için tiryakilerin kapı önlerine çıktığını belirten okurumuz “Gelip geçtiğimde görüyorum. Kocaman adamlar yaya kaldırımında sigara içiyorlar. Yetmiyor iş yerlerinin önleri de öyle. Madem yasak var yasak olmayan bir yerler yapsalar daha güzel olmaz mı? Bazen kahve önlerinde geçecek yer bulamıyoruz. Aynı şekilde iş yeri önlerinde genç bayanları da sigara molası verirken görmekte bu çirkinliğin bir başka yanı”diye konuştu. Gerçekten doğru. Yalnız kahvelerde, lokantalarda değil. Kamu kurumlarında da genel görüntü böyle. Sigara içecek yer bulamayan insanlar ne yapsın? Yasaklar işte böyle, hoş olmayan manzaralar çıkarıyor ortaya.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...