Neremiz neremizdi?

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

29 Nisan 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

 

Yaşamın İçinden

 

“Adamın biri organlarını karıştırınca oğlunu alıp ruh doktoruna  götürmüş.

Doktor burnunu işaret etmiş:

“Bu ne?”

“Kulak” demiş yaşlı adam.

“Şu kaşın altında iki tane, hani bakmaya yarayan, sağa sola gidip gelenler?”

 

Evet. Karıştırıyordu.

 //--

Uzun bir tedavi döneminden sonra doktor oğlunu çağırıp

“Gelin babanızı alın artık düzeldi”demiş.

Oğlu gelmiş.

Bir test niyetine burnunu gösterip:

“Baba bu ne” diye sormuş.

“Burun”

Şu?

“Göz.”

Yaşlı adam hepsini biliyormuş artık.

Oğlu teşekkür edip çıkarlarken baba oğluna dönüp sormuş:

“Hepsini bildim”değil mi?

“Evet baba”demiş oğlu,

“Hepsini bildin”deyince, baba parmağı ile kafasını gösterip gülmüş:

“Eeee.. Buna döt derler.”

---//--

Bu  fıkrayı  Cumhuriyet’te Bekir Coşkun’un “Neremiz neremizdir” başlıklı yazısından aktardım.

Gerçekten ilginç değil mi?

Son günlerde gerek yerel gerekse genel politika birbirine karışmaya başladı.

Yerelde, kent, genelde ülke adına  yapılmış ve yapılacaklar kıyasıya  eleştiriliyor?

Hürriyet’te Ahmet Hakan  güzel  demiş:

“Cumhuriyet  batıcı, seküler, modernleşmeci, pozitivist  ve aydınlaşmacı  bir projeydi.”

Ne  yazık ki, içinde bulunduğumuz  ortamda.

Bu günleri unutan politikacılarımız, tartışıyorlar:

“Siz  camileri ahır yaptınız.”

“Yok  biz öyle  bir şey  yapmadık.”

Peki  bu tartışmanın  kime ve neye yararı  olur?

Laik  Türkiye Cumhuriyeti de   kim kime bu yaklaşımla  ne yapmak istiyor?

Cumhuriyet’in geçirdiği evreleri unutup İsmet Paşa’yı  dile dolamak  yanlış değil mi?

Ahmet Hakan yazısında:

“Başbakan tartışmaya zemin olarak 1950’nin  Demokrat Parti’nin yaptığı “Camileri ahır yaptınız” söylemini seçiyor. Demokrat  Parti iktidarını,  Adalet  Partisi  iktidarlarını, Özal’ı  ve merkez sağ iktidarlarını  falan unutuyor”diyor  ve noktayı  koyuyor:

“Oysa   Tek parti  ideolojisi  radikal tutumunu kesintisiz  bir şekilde   egemen kılsaydı, AKP falan ortaya çıkmazdı.”

Evet. Ülkede  durum bu şimdilik. Binmişiz bir alamete.

Bakalım  “Nereye kadar gideceğiz”

-----------------------------------------------------------------------------------------

 

Günlerin Getirdiği

-- Es-Es’te bir şeyler değişmeli--

 Önceki gün  Hakkı Kutlu da  yazmış. Yolda, belde, mini toplantılarda Eskişehirspor’un  İzmir’de  Bursa’ya  3-0 yenilip, kupaya veda etmesi  konuşuluyor. Konuşulanlar arasında  Başkan Halil Ünal  ile  Ersun Yanal da var. Ve, inanır mısınız Eskişehirspor’a  gönül veren  insanların  çoğu “Halil  Ünal  ve  Ersun  Yanal ile  bu iş yürümez” diyorlar. Önceki gün tatlıcı Yusuf usta  çevirdi yolumu ve şöyle konuştu” Hocam  olur mu böyle şey.  Biz yeni değil yıllardır Eskişehirsporluyuz. Ben İzmir’e gidemedim. Oğlumu gönderdim. Ama, Eskişehir’de ki maçları kaçırmam. Futbolda  yenmek kadar yenilmenin de olacağına inanırım. Ama  İzmir’de  oynanan  karşılaşmayı  TV’den izlerken  kahroldum. Eskişehirli olmanın ayrıcalığını taraftarımız. Her zaman göstermiştir. Ersun  hoca ile  bu işin yürümeyeceğini  herkes  söylüyor. Skibbe’nin  kıymetini  bilmedik. Üstelik o dönemde  toplanan puanlar olmasa   durumumuz iyi olmazdı.  Halil Ünal  ne buldu?  Neden  3 yıllık sözleşme  imzalattı, anlamak  zor.  Eğer böyle  gidersek, gelecek yılda  Ersun Hoca   takımın başında kalırsa  durumu  iyi görmediğimi  söylerim. Takımdan soğumaya başladım. Ersun  Hoca  Eskişehir ile küs gibi.  Soruyorum, hiçbir gazeteci ile konuşmuyormuş. Halil Ünal da öyle. Bu şehrin çocuğu olduğunu unuttu galiba. Yaz  bunları. Bu takım kolay gelmedi  buralara. Taraftarın sesine  kulak versinler.”

Bilemiyorum. Ersun Yanal  bu yorumlara ne der?  Halil Ünal sevilip sayıldığını  Ersun  Yanal’a  hamilik yaptığı için kaybettiğinin farkında mı? Farkında değilse,  bu eleştirilerin, kendisi için değil, şanlı Es-Es için yapıldığını  görmeli artık.

 

---Vekiller  futbol ve Kadir Çalışıcı—

 ES-TV’nin  Genel Yayın Yönetmeni Soner Yüksel’e “Bursa-  Es-Es maçında  siyasilerden  kimse varmıydı. Şeref tribününde kimleri  gördün”diye sordum.  Soner Yüksel şöyle dedi, “Ne yazık ki,   Eskişehir’in altı vekilinden  hiç birisi maça gelmedi.  Şeref  tribününde   Prof.Dr.Fethi Heper ile  önceki Valimiz  Kadir Çalışıcı’yı gördüm.  Başka kimse yoktu.”

Ne kadar ilginç değil mi?  Salih Koca bu maçı kaçırmaz diye tahmin etmiştim, demek  gitmemiş. Hayret ettim doğrusu. Hayret ettiğim  bir başka  konu da, önceki Valimiz sayın Kadir Çalışıcı ve Kaptan Fethi Heper.  Çalışıcı valilik döneminde olduğu gibi

 emekli olduktan sonra da, Eskişehirspor sevgisini  üzerinden  atmadı. Deplasman  maçlarına  bile gidiyor. İşte son örneği. Kent sevgisi işte buna denir. Kaptan Fethi  Heper de  öyle.   Kutluyorum  sayın Çalışıcı ve Heper’i.

 

Vatandaş soruyor

-- Sigara yasağının---

 

Eskişehir’de  sigara  yasağı, özellikle kahvelerde   tiryakilerin canını sıkmaya devam ediyor. Denetimlerin  sıklığından da  yakınanlar var, seyrekliğinden de.  İçkili  yerlerde  yasağın  delindiği söyleniyor.

Her neyse. Gelelim   bayan okurumuzun gülerek   yakındığı  olaya. Bazı kahvelerde içeride sigara içilmediği için tiryakilerin kapı önlerine çıktığını belirten okurumuz “Gelip geçtiğimde  görüyorum. Kocaman adamlar  yaya kaldırımında sigara içiyorlar.  Yetmiyor iş yerlerinin önleri de öyle. Madem  yasak var yasak  olmayan  bir yerler yapsalar  daha güzel olmaz mı? Bazen  kahve önlerinde geçecek yer  bulamıyoruz. Aynı şekilde  iş yeri önlerinde  genç  bayanları da sigara  molası  verirken görmekte  bu çirkinliğin bir başka yanı”diye konuştu. Gerçekten  doğru. Yalnız  kahvelerde, lokantalarda  değil. Kamu kurumlarında da  genel  görüntü böyle. Sigara içecek yer bulamayan insanlar ne yapsın? Yasaklar  işte böyle, hoş olmayan manzaralar çıkarıyor ortaya.

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi