Nasıl mutlu olabiliriz ki?

2020 yılında Türkiye'nin en mutlu şehri Eskişehir seçildi. Mutlu olduk...

19 Şubat 2020 08:56
A
a
Sütiş Eskişehir
2020 yılında Türkiye'nin en mutlu şehri Eskişehir seçildi. Mutlu olduk... Bu tip ödüllere, kimin organizasyon yaptığına bakarak itiraz etmek mümkün. Yine de Türkiye'nin en mutlu şehirlerinden biri olduğumuz iddia edilirse, buna itiraz etmem. Belki 'EN MUTLU' şehir değilizdir ancak, diğer şehirlerle mukayese ettiğimizde iyi bir yerde olduğumuzu düşünüyorum. Tabii "Eskişehirliler ne kadar mutludur?" sorusu, Türklerin ne kadar mutlu olduğuyla ilgili. Şehit haberlerimizin mürekkibi kurumadan yenisini yazmak zorunda kalıyoruz. Ne kadar mutlu olabiliriz ki? Yasakların, yolsuzluğun ve yoksulluğun çığ gibi büyüdüğü bir ortamdayız. Ne kadar mutlu olabiliriz ki? Siyasetçilerimiz barış ve huzuru temin etmek yerine birbirlerine laf yetiştirmeye çalışıyor. Ne kadar mutlu olabiliriz ki? Ne yapalım yani? Mutluluktan havai fişeklerle şampanyaları mı patlatalım? Yine de mutlu olmak için çaba sarf etmek lazım. Elbette sorunlarımız olmakla birlikte belediyecilik açısından Türkiye ortalamasının çok üzerindeyiz. Kentimizdeki suç oranları ülke ortalamasının altında. Yedi milletvekilimiz var; birbirlerine ağır laflar ettiklerine şahit olmadık; hepsi sorumluluk sahibi politikacılar. "Buna da şükür" diyerek sahip olduklarımızın değerini bilmeliyiz.

Bir kadın cinayeti daha!

Eskişehir'de – maalesef – bir kadın cinayeti daha işlendi. Hafize F. kalbine ve göğsüne aldığı üç bıçak darbesiyle aramızdan ayrıldı. Tabii zanlı yine tanıdık bir isimdi. Zavallı Hafize F'nin kocası Ferhat F...
Cinayet sebebi de tanıdıktı; kıskançlık... İşin ilginci cinayetin gelişimi de bir hayli tanıdıktı. Kocası tarafından sürekli dövülen, aşağılanan ve türlü baskılara maruz kalan Hafize F, göz göre göre aramızdan ayrıldı. Daha önce gördüğü şiddetten ötürü kadın sığınma evlerine giden maktule, zaman zamanda çareyi ailesine sığınmakta buluyordu. Tabii öfkeli koca, eşinin ailesini de "Sizi öldürürüm, bu evi yakar, küle çeviririm" diye tehditlerde bulunuyordu. "Ben karımı öldürmedim, o kendisini öldürdü" diyen Ferhat F'nin nasıl bir savunma yapacağını tahmin edebiliriz. Elbette mahkeme neticelenmeden kimseyi suçlu göremeyiz. Ancak olayın bir cinayet olduğu konusunda kuvvetli şüpheler var. Ne olursa olsun bir şey değişmeyecek; Hafize F'yi dünya üzerindeki hiç bir kuvvet geri getiremeyecek. Yani sistem yine zavallı bir kadını koruyamamış olacak. Artık bir şeylerin değişmesinin zamanı gelmedi mi? Daha kaç masum kadının ölmesini bekleyeceğiz? Ne zaman bitecek bu vahşet?..

Uyuşturucuya savaş açtılar 

Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği (ETOS) ile Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) işbirliğinde uyuşturucuya karşı mücadele kapsamında bir tiyatro oyunu sahnelendi. Uyuşturucu giderek yaygınlaşıyor ve ciddi bir toplumsal sorun olmaya doğru evriliyor. Sorun yalnızca Eskişehir'in sorunu değil. Bazıları Eskişehir'in bir üniversite kenti olduğunu, bu sebeple uyuşturucunun gençler arasında yaygınlaştığını ileri sürüyor. Oysa gerçekler biraz daha farklı. Zira uyuşturucu gençleri değil, çocukları hedef almış durumda. 10 – 12 yaşında çocukların bile uyuşturucu kullandığını görüyoruz. Bu meseleyi "Polis uyuyor mu?" diye kestirip atamayız. Polis uyumuyor ve çok güzel çalışmalar yapıyor. Fakat sorun o kadar büyük ki, tek başına narkotik birimlerinin altından kalkması imkansız. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına da görev düşüyor. Odunpazarı Belediyesi tiyatro oyuncusu Hüseyin Demir'in yazıp oynadığı 'Kayboluş' adlı oyunu bu açıdan değerlendirmek lazım. ETOS ve CKD yetkililerini ellerini taşın altına koydukları için tebrik ederiz.Umarız diğer sivil toplum kuruluşları kendilerini örnek alır.

 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Fehmi 19 Şubat 2020 15:59

Mutlu degiliz.eskisehir de ,turkiye de suriyeli , irakli istemiyoruz..

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi