Günün Sözü : Büyük adamlar çoğu zaman talihsizliklerden hoşlanır, tıpkı cesur askerlerin savaştan hoşlanması gibi. SENECA
Dedem diyor ki: İnsan iyi yürekli olunca hiçbir zaman yalnız kalmaz. Her zaman arayanları bulunur.
Artık 11 ayın sultanı Ramazan ayının son günlerine geldik. Bugün ile birlikte Ramazan’ın bitmesine 4 gün kaldı…
Günler ne çabuk geçiyor…
Vallahi geriye dönüp baktığımda Ramazan’ın ilk günleri gibi geliyor bana…
Ramazan ayında başta belediyeler olmak üzere hayırsever iş adamları her gün iftar verdiler…
Kimisi 20, kimisi 100 kişiye…
Belediyeler ise an az 2 bin kişiye…
Tepebaşı Belediyesi’nin Şehit Gaffar Okan Caddesinde verdiği iftar yemeği bir rekordu…
Tam 15 bin kişi katılmıştı…
Caddenin başından sonuna kadar konulan masalara oturanları Eskişehir Atatürk Stadyumu bile almazdı…
Bir günde 15 bin kişiye iftar yemeği vermek çok önemli…
İftar yemeğine katılan dostlara sordum:
“Herkes zamanında yemeğini alabildi mi?”
“Ezan okunmasına rağmen yemek için sırada bekleyenler var mıydı?”
“Yemek yetti mi?”…
Cevabı şöyle oldu:
“15 bin kişinin katıldığı yemek sayısını hatırlamıyorum ancak beklide 20-30 ayrı noktadan yemek dağıtıldı. İftar zamanı herkes yemeğini almıştı. Sırada bekleyen kimse yoktu. Yaşlı ve engellilerin yemekleri belediyenin görevlendirdiği personellerce masalarına götürüldü. Şahsen bir aksaklık görmedik.”
Tepebaşı Belediyesi iftar yemekleri konusunda artık uzmanlaştı…
Bunu neden yazdığıma gelince;
21 Haziran Salı günü AK Parti Tepebaşı İlçe teşkilatı tarafından düzenlenen iftar yemeğine davet edilmiştim…
AK Parti Tepebaşı İlçe Tanıtım Medya Başkanı Ayhan Taşçı kardeşim telefon ederek,”Başkanımda selamları var. İftar yemeğimize bekliyoruz” diyerek davet etmişti…
Söz Ayhan Taşçı’dan açılmışken önceki gün Bursa’da yaşayan annesinin vefat ettiğini öğrendim. Bu vesile ile kendisine başsağlığı ve sabırlar diliyorum…
İftar saatinden 30 dakika önce alana gittim…
İnsanlar gelmiş masalara oturmuşlardı…
Kalabalık bir topluluk vardı…
Sayısını bilemem ama 2 bine yakın kişi vardı…
Yemekler bir kutu içerisinde herkese tek tek dağıtıldı…
Kutuları görenler içerisinde pide ve ayran olacağını düşündü.
İftar vakti kutular açılınca içerisinde 4 kap gördü…
Termal kapların içerisine konulan yemekler sıcaktı…
İftar yemeğinden sonra konuşan AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Ertuğrul Dindar, verilen iftar yemeğinin partide bir bütçesi olmadığını, tamamen toplanan bağışlarla finans edildiğini söyledi…
“Belediyeler her akşam iftar yemeği veriyor. Bunun bedeli belediyenin bütçesinden karşılanıyor. Dün iftar yemeklerine karşı çıkan belediyeler, bugün iftar yemeği için bir birleriyle yarışıyorlar. CHP’li belediyeler iftar yemeklerini AK Partili belediyelerden öğrendiler. AK Partili Belediyeler iftar yemeklerinin finansını hayırseverler vatandaşların yaptıkları ayni ve nakit yardımlarla karşılıyorlardı” dedi…
Ben o tartışmaya girmek istemiyorum…
Ancak iftar yemekleri mahalle sakinlerinin bir birleriyle kaynaşmalarına, aylardır aynı sokakta, hatta aynı apartmanda oturmalarına rağmen yüzlerini görmeyenler için bir vesile oldu…
Bu vesile ile Kadir Gecenizi ve Kandilinizi kutluyor, yüce Allah’tan hepimizi sağlık ve sıhhat içerisinde nice Kadir gecelerine, kandillere ve bayramlara kavuşturmasını diliyorum…
*-********
“Yaşam kalitesini artıracak
hizmetlere destek oluruz”
Batman Valiliği görevinden Eskişehir Valiliğine atanan Azmi Çelik’e, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen; ”hayırlı olsun” ziyareti yapmış…
Yılmaz Hoca ile Şanlı Urfa’ya atanan Vali Güngör Azim Tuna’nın yıldızları hiç barışmadı!
2013’de Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu üyesi olarak görev verilen Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen, yapılacak olan hizmetler ile kendisinin yapmış olduğu önerilerin önemsenmediği gerekçesiyle Ajans Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmişti…
O günden beri de Ajans ile olan ilişkilerini kesen ve Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nın çalışmalarına katılmayan Yılmaz Büyükerşen ile Vali Güngör Azim Tuna’nın arasındaki buzlar hiç erimedi…
Bu yüzden yeni Valimiz Azmi Çelik’i ziyaret etmesi, onunla samimi ve sıcak ilişkiler içerisinde olması Eskişehir adına bir kazanç olur…
Zaten Vali Çelik’te birlikte çalışmanın şartlarını şu sözlerle ifade etmiş:
“Nazik ziyaretinizden dolayı teşekkür ederim. İyi niyet dilekleriniz için teşekkür ederim. Toplumun menfaatine olan çalışmalarda birlik ve beraberlik içerisinde çalışırız. Eskişehir’de yaşayan insanların yaşamlarını kolaylaştıracak ve yaşam kalitesini artıracak projelere valilik olarak destek oluruz.”
Vilayet ve belediye birlikte çalışırsa o şehir daha da kalkınır ve gelişir…
Vilayet ve belediyeler el ele verirlerse Eskişehir kazanır…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in bildiğim kadarıyla kendi döneminde Eskişehir’de görev yapan valilerimizden bir tek Ali Fuat Güven ile uyumlu çalıştı…
Bir tek Ali Fuat Güven ile yıldızları barıştı…
İnşallah Azmi Çelik valimiz ile de yıldızları hep barışık olur…
Tabii ki karşılıklı iyi niyetle olur…
Eskişehir valilik ve belediye soğukluğundan kurtulur ve Vali Çelik’in dediği gibi Eskişehir’de yaşayan insanların yaşamlarını kolaylaştıracak, yaşam kalitesini artıracak projeler iş birliği içerisinde gerçekleşir…
*-*******
FIKRA:
NEREDEN BİLECEK?
Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak, iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:
- Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?
Adam gülümsemiş:
- Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım.
Doktorlar, içleri rahatlayarak demişler ki:
- Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı.
Ve çıkış belgelerini imzalayıp adama uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görünce sormuş:
- Ne oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!
- İyi de doktor bey, orada bir kedi var!
- Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?
- Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?