Mürekkep bulaştı mı!..

Görüşler Mürekkep bulaştı mı!.. Yerel seçimlerin 2013’ün sonbaharına alınacağına inananl

11 Ağustos 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Görüşler
Mürekkep bulaştı mı!..
Yerel seçimlerin 2013’ün sonbaharına alınacağına inananlar çok olmalı…
Ortalık kaynıyor gibi!
Kimi aday olmak için çabalıyor..
Kimi aday göstermek için...
Hadi bizim meslekte "mürekkep bulaştı mı çıkamazsınız!" derler...
Ya politikada?
………….
Politikaya yeni atılmış biri köydeki toplantıda konuşuyordu:
"İlkokulu falanca yerde bitirdim."
Kenardan bir ses:
"Ooooyyyy!"
"Ortaokul ve liseyi de falanca okulda hem de iftihar listelerine geçerek tamamladım..."
Aynı ses:
“0y, oy, oooyyyyy!"
"Efendim, üniversiteyi de tık diye teklemeden bitirdikten sonra.."
Yine aynı ses:
“Of, of, of!.. Maşallah!”
Derken, dayanamıyor yeni politikacı ve "0y"ların, "Oy"ların, “Of”ların nereden geldiğini soruyor...
Köylü, aynı karamsarlıkla yanıtlıyor:
"Amma da çok okul bitirmişsin be oğlum" diyor:
"Biz daha ilk günde birine gitmiş, o gün de hoca bizi şeytmişti! Sen çok dayanıklıymışsın maşallah!"
…………..
Bu politik şakayı yine bir politikacı anlatmıştı...
Kendimize yorduk...
İyi kötü bir üniversiteyi bitirdik. Askerliği biraz ertelemek için son sınıfta tek ders bırakıp oyalanmıştık...
Kim inanır ki?
"Of, of, of!.. Maşallah” demezler mi adama!..
…………
Espri bir yana, bu günlerde politikaya soyunma hazırlığında olan çok kişi var...
Ustalar, "Politikaya atılmak da ilkokul birinci sınıf gibi bir şeydir" derler...
Gazetecilik örneği, mürekkep bulaştıktan sonra kaçınılmazdır politika...
İstenilen tek şey de..
“0y, oy, ooooyyyyy!.."
 
Cumartesi Öyküsü
"Türkiye’de ne iş yapıyordunuz?"
İki politikacı Türk, bir gün atmışlar kendilerini yurtdışına...
Bir-iki hafta barlarda zaman geçirip hayatın tadını çıkarmışlar, sonra da iş aramak için kapı kapı dolaşmaya başlamışlar...
Tam umutlarını yitirirken gazetede bir ilan görmüşler :
"Çiftlikte çalışacak işçi aranıyor..."
Koşarak gitmişler, çiftlik sahibi tepeden tırnağa süzmüş bizimkileri.. Sonra ellerine birer kürek tutuşturmuş ve büyükçe bir ahırın kapısına götürmüş...
Günde üç öğün yemek, saati 5 Euro karşılığında ahırdaki gübreyi 50 metre ilerideki kuyuya taşımalarını istemiş...
Bir haftalık işi iki günde bitirmişler…
Çiftlik sahibinin ağzı kulaklarında, son derece memnun, sürekli iş önermiş kendilerine... Bu kez tavuk çiftliğine götürmüş onları... Makinanın başına gelmişler, anlatmış olayı:
"Düğmeye basın, yürüyen bant çalışmaya başlar, önünüzde iki kutu var. İrileri sağ taraftakine, küçükleri sol taraftakine koyup, kutuları bantlayacak ve ait oldukları kolilere yerleştireceksiniz..."
Adam bırakıp gitmiş, bizimkiler de başlamış işe... Bant hareket etmiş, önlerine bir yumurta gelmiş. Alıp bakmışlar... "İyi mi, kötü mü, büyük mü, küçük mü?" tartışmaya başlamışlar... Bu arada bant akmaya devam etmiş ve yumurtalar bantın ucundan çöp tenekesine düşmeye başlamış... Tam o anda da çiftlik sahibi tesadüfen dönmüş.. Bir bakmış ki, yüzlerce yumurta boşa gidiyor, onlar da ellerindeki yumurtayı hala tartışıyorlar. Durdurmuş makinaları ve "Ne yapıyorsunuz?" diye bağırarak sormuş:
"Siz Türkiye’de ne iş yapıyordunuz?" İkisi birden atılmış:
"Politikacıydık..."
"Belli belli" demiş adam:
"Mok atmayı çok iyi biliyorsunuz ama, iyi ile kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz!..”
 
 
Günün Şiiri
Yazamama Gazeli
Duydum masayı esnerken, ağzında bir top kağıt
Belki hüzünlü söylence belki yüzyıllık ağıt
Ne yazsam ne söylesem yine de eksik gedik
Bazen bir iki çer çöp, bir iki şiir yahut
Dile gelse köse kalem, öte yoksul iskemle
Bana sezgi, bana akıl, bana o zalim bağıt
Hem yazdım hem söyledim, ömrümü verdim yele
Bahçemde kiraz erik, odamda çarık çırık
Birkaç harf, birkaç sözlük, birkaç yabani dize
Olmadı noksan kaldı, beni ölümle avut…
Mustafa Köz (Yazılıkaya-2006)
 
Günün Balı
Bekledik de gelmedi…
Bekir Coşkun üstadın “Paşa” yazısına alınganlık gösterenler The New York Times’in "Hükümet Türk ordusunu evcilleştirdi" yorumuna tepki vermediler..
Günün Biberi
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın, "Terörle mücadele çok iyi gidiyor" açıklaması tepki çekmiş. Bakan Bey’e kızmayalım.. . Unutmayalım ki kendisi "Savunma Bakanı" ve işler kötü de gitse "savunmak" zorunda!
Gerilim
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, terörle mücadelenin çok iyi gittiğini söylerken, terör örgütü üyesi damgası vurup içeri atılanları kastediyor olmalı...
Kıssa-dan
Dış politikamızın temelini oluşturan "Stratejik Derinlik" tezinin uygulanmasında da gördük ki, bazen "teorinin pratiğe dökülmesi" ile "yemeğin masaya dökülmesi" arasında hiçbir fark yok...
Gani Yıldız
Günün Sorusu
AKP, CHP’den gelen "Meclisin olağanüstü toplanması" çağrısına neden olumsuz yanıt verdi?
Yanıt: Şu sıralar şehit cenazeleri için cami avlusunda toplanmayı yeterli buldukları için olsa gerek…
Haldun Ertem
 
Günün Olayı
Diyarbakır-Bingöl karayolunda kimlik kontrolü yapan PKK'lılar asker kaçırmış.
Afrika’daki birçok ülkeyi vizesiz gezme olanağımız var ama kendi ülkemizde PKK’dan vize olmadan önce olanağımız yok demek…
Akif Kökçe
Önce Fadime’ye sonra trene!
Temel ile Fadime nişanlanmış, evsizlik sıkıntısı çekiyorlarmış. Arkadaşlarında falan bir türlü ev bulamamışlar. Elele tarlada yürürken Temel dönmüş ve Fadime’ye sarılmış.. Yere düşmüşler, o heyecanla yattıkları yerin tren rayı olduğunu görememişler.. Ve de oldukça ileri gitmişler!
Derken, uzaktan tren geliyor, makinist bir bakıyor rayların üzerinde iki insan. Sireni çekiyor, bizimkiler tınmıyor!.. 100-50 metre derken, "imdat" frenini çekiyor makinist. Vagonlar birbirine giriyor ve büyük bir maddi hasar oluyor. Temel’le Fadime ardından suçüstü mahkemesine çıkarılıyorlar.. Hakim soruyor:
"Sirenin sesini duymadınız mı?"
"Duyduk hakim bey" diyor ve devam ediyor Temel:
"Duyduk duymasına da, bir Fadime’ye baktım, bir trene, bir de kendime... Sonra karar verdim, freni olan dursun diye!.."
Kızın büyük derdi
Anne-kız doktorun odasına girdiler.. Anne son derece telaşlıydı. Başladı anlatmaya:
"Aman doktor, hemen bir çare bulun! Kızım kendini bir aydır tavuk zannediyor!"
Doktor, "Peki bir aydır neredeydiniz?" diye atılınca, "Şeyyy..." diyor kadın:
"Geçen ay yumurtaya çok ihtiyacımız vardı da..Hani yumurtlar mı diye bekledik!.."
 
 
Cuk
Çok bilmiş bir toplumuz. Ansiklopediler onun için satılmıyor…
 
Yaya geçitleri
Tatilini Almanya'nın Münih kentinde geçiren "Melih Aşık”, trafik ışıklarından söz ediyor:
-İnsanlar karşıdan karşıya geçerken trafik ışıklarına riayet ediyor. Bazen belki acelesi olan biri fırlayıp karşıya geçiyor. Ama bir kural var ki uygarlık işte o kuralla birlikte başlıyor. Eğer yayalar arasında çocuk varsa, hiç kimse, kötü örnek olur endişesiyle, kırmızı ışık ihlaline girişmiyor...
Bizim annelerimiz de çocuklarını araba ile kırmızı ışıktan büyük bir zevkle geçiriyorlar!..
 
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi