CHP İl Başkanı Recep Taşel ve Yönetim Kurulu arkadaşları, İYİ Parti'yi yeni il binasında ziyaret etti. Siyasette bu tip ziyaretleri sıklaştırmak lazım.
CHP İl Başkanı Recep Taşel ve Yönetim Kurulu arkadaşları, İYİ Parti'yi yeni il binasında ziyaret etti. Siyasette bu tip ziyaretleri sıklaştırmak lazım. Yalnızca ittifak partileri değil, birbirine rakip olan ittifakların partileri de birbirlerini ziyaret etmeli. Toplum ancak böyle normalleşebilir ancak böyle huzur bulur. Gerginlik çıkartmak, çıkartan partinin işine yaramaz. Yaramadığı da görülüyor işte... Ziyarette konuşan İYİ Partili Mehmet Ektaş iktidarın halk desteğini giderek kaybettiğini, bunun farkında olduğu için de – son bir gayret – muhalefeti parçalamaya gayret ettiğini belirtti. Recep Taşel de mevkidaşı Ektaş'ın fikirlerine katıldığını söyledi. Her iki il başkanına da katılıyorum. Siyasette bir takım ayak oyunlarıyla başarı sağlamak mümkün değil. Dolayısıyla "Muhalefeti de biz dizayn edeceğiz, kendi işimize yarayan uysal ve yerli ve milli muhalefet yapacağız" diyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Bu arada CHP'den üç milletvekilinin istifa ettiğini de hatırlatalım. Söz konusu vekiller – muhtemelen – Muharrem İnce'nin kuracağı partiye geçecek. İnce ve arkadaşlarını ihanetle suçlayan CHP'liler kendi kendileriyle çelişiyor. AK Partililer Deva ve Gelecek Partileri'ni kurma hakkına ne kadar sahipse, İnce ve arkadaşları da o kadar sahip. Laissez faire, laissez passer; Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler... Özgürlük savunucularının, önce kendi içlerinde özgürlüğü savunmaları lazım. Muhalefet partisi İl Başkanlarına tek bir tavsiyem vardır, o da dışarıdan gelen bir takım ayak oyunlarına aldırış etmemeleri va vatandaşın gerçek gündemine eğilmeleri; yani açlık boyutuna tırmanan sefalet... Türk Milleti'ni hiç bu kadar aciz durumda görmemiştik. Herhalde bundan kötüsü 1'inci Dünya Savaşı'nda filan yaşanmıştır. Birileri şeytanlık mı planlıyor, birileri yollarınıza tuzaklar mı kuruyor? Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Siz işinize bakın...
Tükettiğinin yarısını üretirsen...
Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, ay çiçek yağındaki fiyat artış nedenlerini değinerek "Çözüm uzun vadeli doğru tarım politikaları ile mümkündür. Türkiye ithal etmek zorunda kaldığı stratejik ve temel tarım ürünlerini en azından kendine yetecek miktarda üretmelidir" ifadelerinde bulundu. Zeydan ayrıca tükettiğimiz yağın ancak yarısını ürettiğimizi de sözlerine ekledi. Türkiye'ye ne oldu da bu durumlara geldik? Bir zamanlar kendi kendine yeten ve dış ülkelere bereket satan tarım ülkesi Türkiye ne ara açlık tehlikesiyle karşılaştı? Hangi karanlık eller ülkemizi çökertiyor? Bu soruların da cevaplanacağı günler yakındır inşallah. Burada asıl önemli olan bir takım hayali düşmanlar yaratıp suçu o hayali düşmanlara atmamak. Çiftçimiz suçlu değil. Aracılar da liberal ekonominin olmazsa olmazıdır. Marketler de suçlu değil. Bir zamanlar hükûmetimiz soğan depolarına helikopterlerle uçar birlik harekatı düzenleyerek, sanki suçluları yakalamışlar gibi davranıyordu. O soğan depoları olmazsa, soğanlı yumurta kıramazsınız. O aracılar olmazsa yumurtayı kıracak ayçiçek yağı da bulamazsınız. Hatta o bakkalar olmazsa, haşlayacak yumurta bile bulamazsınız...