Görüşler
Mosiad’tan…
Sevdiğimiz bir öyküdür, yineleyelim:
İsrail gizli haber alma örgütü, her zaman olduğu gibi o kadar güçlü ki, Arap hükümetlerinin yaptığı her toplantıyı anında öğreniyor.
Ne konuşulurs a İsrail'e ulaşıyor.
Araplar bakmışlar bu gidişle olmayacak.
Nükleer savaşta kullanılmak için hazırladıkları yedi kat yeraltındaki sığmağa girmeye karar vermişler.
Toplantıya katılacak üst düzey yöneticileri, önce çelik kapıdan geçirmişler…
Sonra yedi kat yerin dibine inmişler…
Dev bir çelik kapı açılıp kapanmış...
Bomba patlasa kimsenin duyması mümkün değil... Toplantı başlamış...
Derken, generallerden biri çok sıkışmış ama dışarı çıkması mümkün değil!
Toplantı da uzadıkça uzamış.
Nihayet bitmiş.
General de yapacağını yapmış!
Yine çelik kapılar açılmış, asansörlere binilip yeryüzüne çıkılmış.
Sıkışan general bir bakmış ki karısı bekliyor..
Hemen yanına gidip, "Hayrola hanım, ne işin var burada?" diye sormuş...
Hanımı gayet sakin yanıtlamış:
"Önemli bir şey yok bey, biraz önce İsrail Radyosu'nu dinlemiştim..."
General şaşırmış:
"Peki ne olmuş?"
Kadın yine sakin:
"Altına ettiğini duyurdular da temiz çamaşırlarını getirdim...”
………
Artık size de bıkkınlık gelmiştir... Yazılı ya da görsel, yandaş medyayı izledikçe bu öykü geliyor aklımıza...
"Düzmece senaryolar usandırdı...."
Ya asker?
Daha geçen gün bir arkadaşımız yakınmıştı:
"Yahu biz asteğmenken, polis yan bile bakamazdı, bugün neler oluyor?"
………
İsrail gizli servisi "Mosiad"ın ünü gerçekten büyüktür...
Kim bilir..
"Temiz çamaşırlarımıza nasıl gülüyorlardır!"
Sanatçıların canını sıkan araştırma
- "Ünsal Kubat", Türk Sanat Musikisi’nin önemli isimleri arasında yer alan bir sanatçı.
Musikinin yok olmaması için çaba sarf eden birkaç isimden birisi.
Dahası...
Musikinin yaşayan duayeni olan, ünlü sanatçı "Müzeyyen Senar"ın da manevi oğlu.
Yapılan bir araştırma oldukça canını sıkmış Ünsal Kubat’ın.
Söz konusu araştırma, şehirler ve sanatçılarına destek ve sevgi oranlarıyla ilgili.
"Eskişehir 15. sırada yer almış."
Adana'da kendi sanatçısına destek olup, sevgi duyanların oranı yüzde 95 iken, Eskişehir'de bu oran sadece yüzde 5 olarak ortaya çıkmış.
………
Yukarıdaki satırları, “Murat Taşkın”ın "Eskişehir ve sanatçıları adına can sıkan bir araştırma" başlıklı yazısından aktardık...
Ünsal Kubat, araştırmanın sonuçlarına bir Eskişehirli olarak çok üzülmüş.
Murat da güzel yansıtmış olayı...
Ama bu "destek" sözcüğü, sadece "sanatçı” dalında mı Eskişehir'de?
Milletvekili'nden Belediye Başkanları'na, Rektörlerinden Oda Başkanlarına..
"Hatta gazetecilerine..."
Yapılsın bir araştırma da görülsün..
"Destek ölçüsü", sanatçılarından farklı çıkmaz...
Ertuğrul Algan'ın sözüdür:
"Eskişehir'e yapılan hizmet cezasız kalmaz!”
Günün Şiiri
Böcek
Binlerce yıl önce ben gene vardım
Böcektim, bitkiydim, suydum belki
Güneşe havaya bayılırdım
Dört elle sarılırdım toprağa
Gezmeye çıktım mı bir
Saçımı yele verdim mi bir
Keyfime sağlığıma kim ne diyebilir
Ezilmeyin diye bir yerimden
Pek çıkmazdım ortalığa
Kalabalığı severdim ama karşıdan
Devdim dev yalnızlığımda
Ben gene var olacağım sonraları da
Ama o zaman bir başka yaşam
Eşim dostum mutlu
Benim günüm düğün bayram...
Nahit Ulvi Akgün (Varlık-1963)
Arap futbol terimleri
Artık ciddi ciddi öğrenmemiz gerekiyor galiba!
İşte bazı Arap futbol terimleri:
"Futbolcu" : Kramponul deccalu uryan,
"Elenme" : Akibetül hüzzam.
"Devre arası" : Arafatül safha.
"Milli maç": Cihatül Kuvayi milliye,
"Ölü top" : Cenazetül mevtai kurre.
"Faul" : Darbei abes.
"Hava topu": Tuttul minare.
"Elle oynamak" :
Darbei müstehcen.
"Uzatmalar": Zamü zaman ıvır zıvır.
"Hezimet" : Vaziyetul madara.
"Deplasman": Müsabakai hicrettül gurbet.
"Şike": Gafleti delaletiyye ve hatta hıyanetiyle.
"Beraberlik": Ne tekeri tam, ne simai Arabiyye, sullu salah...
Günün Biberi
Bizim memlekette hayat çok kolay ola¬bilir aslında..
Okumayacaksın, düşünmeyeceksin , hiçbir şeyi sorgulamayacaksın...
Yapacağın iş gayet basit...
"Beğendiğini beğenecek, beğenmediğini beğen¬meyeceksin... O kadar..."
Günün Balı
Eskiden yargıda görev yapan üst düzey hukukçuların adı vatandaş tarafından pek bilinmezdi...
Şimdi çoğumuz alt düzeydeki savcıları bile tanıyoruz...
Haldun Ertem
Özdeyiş
Pişmanlık, bir kimsenin kendine vereceği en ağır cezalardan biridir.
Yekta Güngör Özden
Kolsuz la Yaşar'dan
Kaş aldırma enflasyon sepetine girmiş..
"Göz boyamak içindir abiler!.."
Günün Sorusu
Erdoğan'ın açılım sanatçıları şimdi ne yapacak?
"Ellerini tefin altına koyacak!..”
Cuk
Obama’yı maymun gibi çizmişler...
"Çizen de goril olmalı!"
gerilim
Eskiden bayramlarda fener alayı düzenlenirdi...
Şimdi fenerciler bayram seyran demeden milletle alay ediyorlar!...
Temel'in özel gazetesi
Temel, her gün gidip gazete alıyormuş, bir süre sonra bu işten sıkılmış. Eşine "Bundan sonra gazeteleri sen alacaksın" demiş…
Kadın da ertesi gün gitmiş bayiye ve aynı günün 7 gazetesini birden alıp eve dönmüş. Her gün birini, sanki o günün gazetesiymiş gibi Temel'in önüne koyuyormuş...
Bir gün, iki gün derken beşinci güne gelindiğinde Temel dayanamamış:
"Ulan bu adam da amma salakmış yahu" demiş:
"Her gün gidip aynı ağaca toslanır mı!.."
İdrar örneği
Mary, test sonuçlarını beklerken doktor gelmiş:
"Kızım, bu getirdiğin idrar örneği değil, elma suyu..."
"Eyvah" demiş. Mary:
"Acilen telefon edebilir miyim?
Sanırım asıl şişe kocamın öğle yemeği kutusunda!..”