Milenyum canileri

Genç bir bilim insanı, hayatının baharında Ceren Damar Şenel en çok güvende olması gerektiği yerde üniversite de öğrencisi tarafından katledildi… Dileklerimiz hep aynı, “bu son olsun” Ne yazık ki olmuyor… Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum. Şiddet en çok ihtiyacımız olan yerlerde oluyor. Eğitimde, sağlıkta… Ben katil öğrenci üzerinde durmak istiyorum… Hasan İsmail Hikmet, kopya çekerken yakalanıyor ve kağıdına alınıyor. Daha önce de benzer bir durum yaşanmış. Öğrenci “hocam bana taktı “ diyor ve katliamı yapıyor. Nedenlerini, iyi analiz etmemiz gerekiyor. 2000 yılı öncesinde de her çocuk kopya çekerdi. Kopya çeken kişi şunu düşünürdü:
-Yakalanırsam bunun bir bedeli olur! Bedeline katlanırım! Bir heyecan aracıydı kopya çekmek. Ne yazık ki, yeni milenyum çağında çocuklarımız bir tuhaf büyüdü. Her şeyi hak ettiklerine inanıyorlar. Kopya çekmeyi de bu şekilde görüyorlar. “Haklarının elinden alındığı” sonucuna varıyorlar… Yakalanınca da işte o cani gibi “hesap sormaya kalkıyorlar” Milenyum çağındaki dizilere bir bakın. Hepsinin ortak teması “kendi adaletini kendin sağla” üzerine kurulu… Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum, “Bunun için cinayet mi işlenir” “Bu kadar basit bir olay için insan mı öldürülür” demeyi alışkanlık haline getirdik. Olayı sadece bir psikopatın ruh hali ile özetleyemeyiz… Bakın daha birkaç gün önce bir baba 6 yaşındaki oğlunu dövdü ve komaya soktu. Minik çocuk dün yaşamını kaybetti… Çocuklar sevgisiz büyüyor… Sevgisiz büyüyen çocuk şiddete meyilli oluyor. Bakmayın siz çocukları “öpmeyin falan” dediklerine. Çocuklarını öpün, koklayın, kucaklayın sevin! 

TUTUCU SİYASETÇİ!

Tutuculara siyasi anlamda “Muhafazakar” diyoruz. Sağcılar ve solcular diye ayrılıyoruz. Sağcıların söylemlerinin tutucu, solcuların söylemlerinin özgürlükçü gerçekten öyle mi! Bizim ülkemize bakın... Değişim sözünü sağcılar, kullanıyor. Solcu liderlerden son 15 yılda hiç değişim, ilerleme sözü duydunuz mu? Tutucu insan, kendi kendini sansür eder. Pek söz söylemez. 
Var olan kalıplarla idare eder... Kendi kendini sansür etmeyen, düşüncesini açık açık söyleyen insanlar daha üretken ve enerjiktir. Hepimiz bu nedenle akıl tutulması yaşıyoruz. Sol seçimlerde başarılı olamıyor ve suçu hep başkalarına atıyor. Kendine bakmıyor!

İYİ’NİN LİSTESİNDE ESKİŞEHİR YOK!

İYİ Parti 99 belediye başkan adayını daha açıkladı… İsimler illerin alfabetik sırasıyla yapıldı. Eskişehir listede yok! Elbette bu ilerde İYİ Parti’nin Eskişehir’de aday çıkarmayacağı anlamına gelmiyor… Ama İYİ parti yöneticilerinin önümüzdeki günlerde biraz sakin biraz sessiz olmalarında fayda var. Görüyorsunuz işler sizin dediğin gibi olmuyor!

CEZAEVİNDEN MEKTUP!

Sosyal medyada bir mahkumun Vergi Dairesi BaşkanlığIığı’na yazdığı mektup epey bir ilgi toplamış… Bir mahkumun mektubunda şöyle yazıyor: …Sayın daire başkanı tarafıma yargılama gideri olan 42TL borcum olduğunu tebliğ ettiniz. Fakat bir yanlışlık olsa gerek, ben kimseye beni yargılayın demedim. Hem yargılanacam, sonra ceza alacam bir de bu yargılama için para mı ödüycem. 20 yıllık dolandırıcıyım bir çok mahkemede yargılandım kimse benden para istemedi. Şu an herhangi bir af çıkmaz ise 23 yıl daha cezaevinde kalacam. Yani harbiden ayvayı yemiş durumdayım. Hiçbir gelirim yoktur. 5 yıldır cezaevinde olduğum için suçta işleyemiyorum. Bu sebepten dolayı bu parayı ödemem mümkün değildir. Güzel ülkemizin yardımsever insanlarının vermek istediği zekat, sadaka gibi yardımları her daim kabul etmekteyim. Allah razı olsun bu borcumu üstlenecek Müslüman kardeşimden. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

GÜNÜN SÖZÜ

Kadere inanmayanlar hayata asla bakmamışlardır. Tesadüf, inanmayanların kadere taktığı addır. (AndreSuares)

GÜNÜN KARİKATÜRÜ