Metin Güler üzülecek

ETO Başkanı Metin Güler, Kurban Bayramı tatilinin 10 güne çıkartılma ihtimali üzerine açıklamalarda bulundu. Böylesi uzun bir tatilin kıyı sahillerindeki turizmi artırmasına karşın, yaralarını yeni yeni sarmaya başlayan esnaf için çok kötü olacağını savunan Metin Güler, "Tatilin uzaması, ticaretin aksamasına neden olacaktır" ifadelerinde bulundu.

Sayın Güler'in açıklamalarını okurken, kendimi Nasreddin Hoca fıkrasının içindeymişim gibi hissettim. Hani Hoca'nın mahkemede herkese, "Sen de haklısın" dediği fıkrayı bilirsiniz.

Şu kadarını söyleyeyim, içimden bir ses, Metin Güler'in düşüncelerine tercüman olduğu esnaf ve tüccarımızın üzüleceğini söylüyor.

Gelelim herkesin haklı olmasına...

Şimdi turizm işletmeleri yerden göğe kadar haklı. Adamlar ağır kira ve masraflar altında olmalarına karşın, geçen sene siftah bile yapamadı. Çoğu turizm işletmesi battı, bir kısmı da batmamak için işletmesini kapattı. Bir Allah'ın kulu da bu işletme sahiplerine, "Nasılsınız? Bir şeye ihtiyacınız var mı?" diye sormadı.

Öte yandan ülke olarak şiddetle dövize de ihtiyaç duyuyoruz. Nereye gittiğini bir türlü bulamadığımız 128 milyar dolarımızın ardından bir bardak soğuk su içtiğimiz için çaresiz turistlere el açmış durumdayız. Hükûmetimiz, "Türkleri aşılattık; merak etmeyin ısırmazlar" diyerek turist çekmeye çalışıyor. Yakında hükûmet üyeleri kafalarına fes takıp, iki boy küçük sırma işlemeli mor bir yelek giyip maraş dondurması satmaya çalışacaklar diye çok korktum. Hani turist çekmek için yapabilirlerdi. Vallahi havuz gazeteleri "Asrın Maraş dondurmacısı" diye manşetler atarlardı. Parasızlık ele – güne rezil ediyor adamı...

Öte yandan esnaf da haklı. Esnafımızın da arkasında şöyle devlet gibi bir kuvvet olmadığı için bu süreçte yara aldı. Kafasından aşağı benzin bidonu döken, karısından ayrılan, dükkanını kapatan o kadar çok esnafımız oldu ki. 750 liralık üç aylık kira yardımından başka bir şey bulamadı esnafımız. Şimdi o esnaf kendi başının çaresine bakmak, delikanlı gibi çalışarak yaralaranı sarmak istiyor.

Ancak görülen o ki esnafımız yine hüsrana uğrayacak. Aslında yapılması gereken esnafa "adam gibi" destek olmak ve bayramı uzatarak hem turizme destek olmak hem de insanların şöyle bir rahatlamasını sağlamak.

İşte burada da Nasreddin Hoca devreye giriyor ve hükûmetimize, "Sen de haklısın" diyoruz. Koskoca devlet büyüklerimiz esnafın dırdırını mı dinleyecek? Bakmayın siz bu esnaf ve tüccarın ağlayıp sızladığına. Ben size söyleyeyim; AK Partili Mahir Ünal'ın dediği gibi, bunların hepsinin akıllı telefonu bile vardır. Hükûmetimiz, efendilerimiz tek tek esnafın derdine yetişemez ki. Siz doymak bilmez tek bir müteahhit kaça doyuyor biliyor musunuz?

Herkes haklı. Hükûmetimiz ise en haklı. Haksız olan biz gazetecileriz. Hep "Dıj mihraklar"ın işi bunlar...

Süt ürünleri yok satıyor 

Büyükşehir Belediyesi'nin Halk Büfeler vesilesiyle aracılık yaptığı süt ürünleri satışından Eskişehirliler çok memnun. Daha önce Halk Süt ve Halk Yumurta ile kooperatif kuran çiftçimize pazar yaratan Büyükşehir Belediyesi, kısa bir süre önce bazı süt ürünlerinin satışına da başlamıştı. İki farklı tereyağı satan Halk Büfelerde ayrıca taze kaşar peyniri ve taze lor peyniri de bulunuyor. Hilesiz – hurdasız ve hesaplı ürünleri Eskişehirlilerle buluşturan Büyükşehir yetkilileri, yine isabetli bir icraat yapmış. Halk Büfeler önünde oluşan kuyruklar, zaten çok başarılı bir icraat yapıldığını gösteriyor.

Yok mudur kurtaracak?

4 Haziran'da üç – beş kişi katıldığı için toplanamayan, 11 Haziran'da da başkan adayı çıkmadığı için ertelenen Seçimli Olağanüstü Kurul sürecinde son günleri yaşıyoruz. Kulüp iyi gittiği zaman,  yöneticiler büyük bütçeleri yönettiği zaman var olan coşkudan eser yok. Üstelik işler kötü gittiği zamanda bile birileri ortaya çıkar, perde gerisinden de olsa çalışmalar yapardı. Şimdi Eskişehirspor camiasında yaprak kımıldamıyor. Bu gidiş hiç hayırlı değil. Ne olduğunu bile anlamadan 3'üncü lige düşebilir ve kayyum elinden kapanabiliriz. Namık Kemal'in şiirinde küçük bir değişiklik yapalım;

Eses'in bağrına nâmert dayamış hançerini

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?